Ayasofya’nın ardında Kobanê mi var?

Dünya Haberleri —

❏

  • Türkiye’ye yönelik yaptırımları görüşmek üzere Brüksel’de bir araya gelen Avrupa Birliği dışişleri bakanları toplantısından yaptırım yerine “Türkiye’nin agresif politikalarının yatıştırılması“ kararı çıktı.
  • Toplantıda Türkiye’nin Ayasofya kararı kınanırken, gazeteci Doğan Çetin, Ayasofya kararının Kobanê’yi işgal etmek isteyen Türk devletine “şimdilik dur“ denilmesi nedeniyle alındığını ve bir tehdit olarak kullanıldığını yazdı.

Türkiye’ye yönelik yaptırımları görüşmek üzere AB dışişleri bakanları Brüksel’de biraraya geldi. Toplantıdan yaptırım yerine “Türkiye’nin agresif politikalarının yatıştırılması“ kararı çıktı.

Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararı kınanırken, Türkiye’nin işgal ve katliam politikalarına bir kez daha göz yumuldu.

Toplantı ardından bir açıklama yapan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye için ‘uzun ve ilginç’ bir tartışma yürütüldüğünü belirtti. Türkiye’nin “önemli bir ortak“ olduğunu söyleyen Borrell, “Türkiye ile ilişkilerimizi AB değerleri ve çıkarlarıyla uyumlu olarak geliştirmek ve güçlendirmek istiyoruz” diye konuştu.

Türkiye ile ilişkilerin “zorlu bir süreçten“ geçtiğini ve Türkiye’nin Libya ve Doğu Akdeniz’deki politikalarının AB çıkarları ile çeliştiğini kaydeden Borrell devamla şunları ifade etti: “Herkesin istediği ve desteklediği güven ortamının inşa edilmesi için Türkiye’nin AB çıkarlarına ve üye ülkelerin egemenliğine zarar veren tek taraflı faaliyetlerine son vermesi gerekiyor.”

‘Güvensizliği körükleyecek!’

Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine ilişkin de açıklamalarda bulunan Borrell, AB Dış İlişkiler Konseyi’nin bu kararı kınadığını ve Türk hükümetinin acilen kararı gözden geçirmesi gerektiğini söyledi: “Bu karar kaçınılmaz olarak güvensizliği körükleyecek, dini topluluklar arasında yeniden bölünmeyi teşvik edecek ve bizim diyalog ve işbirliği çabalarımıza zarar verecek.”

Kobanê’ye karşı Ayasofya tehdidi

Ayasofya’nın apar topar alınan bir karar ile camiye dönüştürülmesi kararı dünya kamuoyunda yankı bulurken gazeteci Doğan Çetin, Yeni Yaşam gazetesindeki “Yeni saldırı kapıda mı?“ başlıklı analizinde Ayasofya kararının perde arkasını yazdı. Gazeteci Çetin, Türk devletinin Kobanê’yi işgal etmek istediğini fakat “şimdilik dur“ denilmesi nedeniyle Ayasofya’yı bir karşı hamle olarak kullandığını yazdı:

“Bu arada daha geçtiğimiz yıl ‘Ayasofya ibadete açılsın’ taleplerine cevaben “Ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadara istikametimi kaybetmedim” diyen Erdoğan apar topar hiç de gündemde yok iken bağıra çağıra Ayasofya müzesine cami statüsü kazandırdı. Bu hamle apaçık bir mesaj! Hem de tehditler içeren bir mesaj! Peki bu mesaj kime? Tabi ki Erdoğan’a Rojava saldırıları için “şimdilik dur!” diyenlere, Türkiye’nin ipini tutanlara. İnsan bir müzeden bir gün içerisinde yeniden İstanbul fethedilirmişçesine camiye dönüştürülen güzelim Ayasofya’nın haline acıyıp “Hey ‘Kürt inkarı’ sen nelere kadirsin!” demekten kendini alamıyor.”  HABER MERKEZİ


Almanya’nın rolü nedir?

Brüksel’deki toplantıdan Türkiye’ye yönelik yaptırım kararının çıkmamasında Almanya’nın rolü belirleyici. Türkiye ile ilişkilerinde her daim denge politikası gözeten Almanya, Türkiye’yi bölgesel bir aktör olarak görüyor ve “appeasement politik” yani “yatıştırma politikası“ yürütüyor. Almanya’nın  Temmuz ayı itibari ile Avrupa Birliği’nin dönem Başkanlığı’nı bir aylığına devralması, Türk devletine karşı sert tepkilerin rahatlıkla bloke edilmesini sağlıyor. Her ne kadar geçtiğimiz günlerde Federal Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Maria Flachsbarth, Türk devletinin Rojava’daki varlığı için “meşru değil“ dese de, Merkel hükümeti Türkiye ile AB ilişkilerinde gerginlik istemiyor.

AB dışişleri toplantısına ilişkin Alman ZDF kanalına konuşan CDU dış ilişkiler uzmanı Norbert Röttgen’in, “Türkiye’nin üzerini çizmek stratejik bir hata olur” sözleri, Merkel hükümetinin Türkiye politikasının özeti olarak görülebilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.