AYM hukuksuzluğu gizleyemedi

Cizîr’de polislerce katledilen Nihat Kazanhan

Cizîr’de polislerce katledilen Nihat Kazanhan

  • AYM’nin Cizîr’de polislerce katledilen Nihat Kazanhan davasında verdiği “yaşam hakkı” ihlali kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, suç ve ceza arasındaki orantısızlığa dikkat çekilerek, hukukun somut olayda etkili biçimde uygulanmadığı belirtildi. 

AYM’nin Cizîr’de polislerce katledilen Nihat Kazanhan davasında verdiği “yaşam hakkı” ihlali kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, suç ve ceza arasındaki orantısızlığa dikkat çekilerek, hukukun somut olayda etkili biçimde uygulanmadığı belirtildi. 

Şirnex'ın Cizîr ilçesinde 14 Ocak 2015'te 12 yaşındaki Nihat Kazanhan, başından silahla vurularak katledildi. Anayasa Mahkemesi (AYM), 25 Mayıs’ta özel harekât polisi tarafından katledilen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM’nin verdiği kararın ayrıntıları ise dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. 35 sayfadan oluşan kararda, avukat ve sanık beyanları ile olayın oluş şekline dair bilgiler yer aldı. Gerekçeli kararda, “Yaşam hakkının ihlal edildiği ve haksız tahrik indiriminin uygulanamayacağına ve bu durumun benzer ihlallerin önüne geçilmesi amacına matuf caydırıcılığı da engellediği sonucuna varmıştır” denildi.

Son çare olmalıydı

Kararda, şunlar belirtildi: “Polis memuru, M.N.G.’nin başvurucuların çocuklarını ölümüyle sonuçlanan silahla ateş etmesi eylemi bakımından haksız tahrik nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıca güvenlik güçlerinin veya kolluk görevlilerin terörden kaynaklanan güvenlik riskinin yüksek olduğu yerlerde bu riskin varlığından hareketle her türlü toplantı veya gösteriye karşı ölçüsüz bir şekilde -otomatik olarak- öldürücü şekilde ateşli silah kullanmalarının meşru olduğu da tartışma konusu değildir. Bu tür bir olayda öldürücü nitelikte ateşli silah kullanılması, üstelik de kişilere doğru silahla ateş edilmesi oldukça istisnai koşullarda başvurulabilecek son çare olmalıdır.”

Suç ve ceza orantısızlığı

Kararın devamında şu ifadelere yer verildi: “Bu itibarla somut olaydaki haksız tahrik indirimi uygulaması failin küçük bir çocuğu olası kasıtla öldürmesiyle sonuçlanan fiil ile orantılı bir ceza almasını, mağdur başvurucular açısından uygun ve yeteli bir giderimin sağlanmasını engellemiştir. Dolayısıyla hukuka aykırı şekilde silah kullandığı tespit edilen polis memuru hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması sonucunda yaşam hakkını açıkça ihlal eden fiil ile fiile karşılık olarak takdir edilen ceza arasında bir orantısızlık bulunduğu değerlendirilmiştir. Bu durum benzer ihlallerinin önüne geçilmesi amacına matuf caydırıcılığı da engellediği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla gerçekleştirilen öldürme fiilinin vahameti ile bir çocuğun hayatını kaybetmesi sonucu doğurup bu nedenle de ağır bir hak ihlali oluşturan fiile karşılık verilen ceza arasındaki söz konusu orantısızlık, yaşamı korumak için oluşturulan hukukun somut olayda etkili biçimde uygulanmadığı değerlendirmesi yapılmasına yol açmıştır.”

Kaderimiz olmayacak

Şirnex Barosu Başkanı ve ailenin avukatı Rojhat Dilsiz, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: "Uzunca bir süreden beridir baro başkanları olarak takip ettiğimiz toplumsal davalarda 'anayasa mahkemesinin' işaret ettiği cezasızlık kültürüne atıfta bulunuyorduk. Bu durumun toplumda infial yarattığını ve kutuplaşmayı arttırdığını ısrarla dile getirdik. Şunu da söyledik; Cezasızlık politikası bu ülkede bir rutin haline gelmiş olabilir ama kaderimiz olmasına asla müsaade etmeyeceğiz."

Ne olmuştu?

Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 2016'da sanık polise önce müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme, “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimleri uygulayarak cezayı 13 yıl 4 aya düşürmüştü. Mahkeme gerekçeli kararında ise Kazanhan'ın polise taş atması ve sanığın "bölge şartlarının da getirdiği haksız tahrik altında eylemini gerçekleştirmesi"ni indirim gerekçesi olarak göstermişti. Avukatların itirazı da Yargıtay tarafından reddedilerek, ceza onandı. Ardından ailenin avukatı Rojhat Dilsiz, 26 Eylül 2019’da “Kolluk tarafından silahlı güç kullanılması sonucu bir çocuğun yaşamını yitirmesi olayına ilişkin olarak ölümden sorumlu olan kolluk görevlilerini cezasız bırakılması veya caydırıcı şekilde cezalandırılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvuruda bulunmuştu. ŞIRNAK

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.