Bağdat ve Hewlêr sorumludur

.

.

  • Irak Güvenlik ve Savunma Kurulu üyeleri Eyûb El-Rebîhî ve Katih El-Rikabî, Türk devletinin kimyasal silah kullanımına karşı Irak ve Federe Kürdistan hükümetlerinin sessizliğinden duydukları memnuniyetsizliği dile getirdi. 

İşgalci Türk devleti, 23 Nisan 2021’den bu yana Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarını sürdürüyor. HPG Basın ve İrtibat Merkezi tarafından yapılan açıklamaya göre, Türk devleti son 5 ayda gerillalara karşı 250 kez kimyasal zehirli gaz kullandı. Berwari Bala bölgesine bağlı Hirûr köyü sakinleri kimyasal gazdan iki kez etkilenerek hastaneye kaldırıldı.
Irak ve Federe Kürdistan hükümetleri, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin ve Kürt kamuoyunun çağrılarına rağmen Türk devletinin işlediği savaş suçlarına karşı tavır almıyor, ulusal ve uluslararası düzeyde saldırıları engelleme girişiminde bulunmuyor. Irak Güvenlik ve Savunma Kurulu Üyesi Eyûb El-Rebîhî, iki hükümetin, yasaklı ve kimyasal silahların kullanımına ilişkin sessizliğini RojNews’e değerlendirdi. Türk ordusunun Irak topraklarını işgal ettiğini belirten El-Rebîhî, "İşgalci Türk ordusu saldırıyor, öldürüyor, yok ediyor ve yasaklı silahları kullanıyor” dedi. 

Kimyasal kullandığını biliyoruz

Eyûb El-Rebîhî, Türk devletinin işlediği suçlar hakkında bilgi sahibi olduklarını belirterek, “Türkiye’nin ülkenin kuzeyinde kimyasal silah kullandığını biliyoruz. Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili birimlerini ve hükümeti defalarca harekete geçmeye çağırdık ama sonuç alamadık” diye konuştu. 
Güvenlik ve Savunma Komisyonu Kurulu Katih El-Rikabî ise Türk devletinin bir yıldır yasaklı silah kullandığını, Hewlêr ve Bağdat’taki yetkililerin de bundan haberdar olduğunu söyledi. El-Rikabî, şunları ifade etti: "Türkiye’nin saldırılarından Bağdat ve Hewlêr hükümetleri sorumludur. Iraklı yurttaşlar bu sessizliği şaşkınlıkla izliyor. Medya hükümete baskı yapmalıdır. Çünkü Türkiye tüm uluslararası değerleri ayaklar altına almıştır.”
El-Rikabî, hükümete ve uluslararası kuruluşlara Türk devletinin kimyasal silah kullanmasına ve işgale karşı harekete geçme çağrısında da bulundu. BAĞDAT

BM inceleme başlatsın

Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler Birliği (IPPNW) Birleşmiş Milletler’e (BM) kimyasal silah kullanımıyla ilgili inceleme başlatmasını istedi.
ANF’ye konuşan IPPNW’nin yöneticilerinden Gisela Penteker, HPG birimlerinin kimyasal silah kullanımına ilişkin verdiği bilgelerin incelemeye değer olduğunu belirterek, bu konudaki sorumluğunun Birleşmiş Milletler’de (BM) olduğuna dikkat çekti. Savaş bölgesinden çekilen görüntü ve fotoğrafların kimyasal silahın kullanıldığına yeterli bir kanıt olmadığını savunan Penteker, bilgilerin kesinlik kazanması için konunun uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğini ifade etti. Penteker, Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu ve bu yüzden Türk devletinin kimyasal silahlara yönelik yasaları çiğneyip çiğnemediği mevzusunun NATO’da olduğunu hatırlattı.
Kürt güçlerinin yaptığı çağrıları desteklediklerini kaydeden Penteker, “Şayet NATO inandırıcılığını yitirmek istemiyorsa BM’de görevli uzmanların inceleme yapmasına ön ayak almalı” dedi. Kimyasal silah konusunda başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği’nin de sorumluluk sahibi olduğunu ifade eden IPPNW yöneticisi Penteker, Berlin yönetimine “Kürt halkına yönelik yürütülen savaşa artık sessiz kalmayın” çağrısında bulundu.
Merkezi ABD’de bulunan ve 1985’te yürüttüğü çalışmalar sayesinde Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen IPPNW, 150 binden fazla üye sayısıyla uluslararası arenada nükleer silahlar karşıtı hekimlerin belli başlı kuruluşu. 63 ülkede örgütlenmesi bulunan IPPNW, 8 binden fazla üyesiyle Almanya’da en büyük barış yanlısı kuruluş olarak biliniyor.
Türkiye’nin 1997’den beri taraf olduğu Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) toplumsal olaylarda polisin kullanılmasına izin verdiği göz yaşartıcı gazlar dahil, her türlü kimyasal madde içerikli gazların askeri amaçlı mağara gibi kapalı ortamlarda kullanılmasını kesinlikle yasaklıyor. Ancak buna rağmen Türk ordusunun 10-13 Şubat 2021 tarihleri arasında Garê’ye yönelik gerçekleştirdiği işgal saldırısı sonrası Türk Savunma Savunma Bakanı Akar, “Sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır” itirafında bulunmuş, OPCW ise hiçbir inceleme başlatma gereği duymamıştı.
OPCW’nin Türk devletiyle kirli ilişkileri aslında bir sır değil. Gri Spî ve Serêkaniyê’ye yönelik Ekim 2019’daki işgal saldırısı sonrası bu ilişki ağı bir kez daha gün yüzüne çıkmıştı. Türk ordusunun bu saldırıda sivillere karşı kimyasal silah kullandığına dair açıklamaların yapıldığı günlerde Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli’nin OPCW’ye 30 bin Euro bağış yaptığı ortaya çıkmıştı.


Türk ordusu sivilleri taradı

Türk ordusunu bağlı çeteler, Girê Spî’de sivilleri taradı, üç kişi yaralandı. 
ANHA’ya bilgi veren Girê Spî’deki bir kaynak, işgalci Türk devletine bağlı “Ketîbeya El-Nuxbe” çetesinin bir elemanının fırının önünde sorun çıkardığını aktardı. Kaynak, adı geçen çetenin bir üyesinin fırının önünde rastgele siviller üzerine ateş açtığını ve bunun sonucunda üç sivilin yaralandığını ifade etti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.