Barışın teminatı hakikattir

Özgür Ülke anma
- Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının 31. yıl dönümünde gerçekleştirilen anmada, “Barışın teminatı hakikattir, hakikat ne kadar açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz” mesajı verildi.
Yeni Yaşam Gazetesi, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler (MKG) Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının 31. yıl dönümünde gazetenin bulunduğu İstanbul'un Fatih ilçesinin Kadırga semtinde protesto ve anma düzenledi. Açıklamaya çok sayıda gazeteci, sendika, siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Özgür Ülke’nin manşetlerinin yer aldığı “Bu ateş sizi de yakar”, “Özgür Basın özgür halk”, “Boyun eğmeyeceğiz” dövizleri ile şehit gazeteci Ersin Yıldız’ın fotoğrafları taşındı. “Özgür Basın Susturulamaz” pankartı açıldı. Basın metnini Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı gazeteci Ezgi Çadırcı Karabey okudu.
Unutmama hakkı
Gazetenin eski çalışanı ve siyasetçi Gültan Kışanak, şunları söyledi: “Karanlık sayfaların bir daha yaşanmaması için unutmama hakkımızı kullanıyoruz. Türkiye de ‘gerçekler karanlıkta kalmayacak’ sloganıyla Özgür Ülke yayın hayatına başladı. Maalesef dönemin başbakanı Tansu Çiller’in emriyle gazetenin bütün sayıları toplatılıyor ve el koyuluyordu. Basın emekçileri ve hakikate inanan bütün insanlar tüm baskıya rağmen hakikati yazmaya devam etti. Özgür Ülke gazetesi bombalanması talimatını veren Tansu Çiler oldu. Gazetemiz gecenin bir yarısında bombalandı. Hakikate inanan gazetecileri imha etmek istediler. Ama tarih bir kez daha gösterdi ki hakikati yazanlar imha edilemedi. Bu ateş yıllardır memleketi yangın alanına çevirdi. Barışın teminatı hakikattir. Hakikat ne kadar açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz.”
Failler yargılanmadı
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Eren Keskin ise “Özgür gazetecilik yapmak için o kadar insanımızı kaybettik ki. Gurbeteli Ersöz de bunlardan biri. Köy boşaltmaları, faili meçhulleri gören tek basın Özgür Basın oldu. Çok planlı ve programlı bir patlamaydı. Biz o günden bu yana buradayız. Tek bir kişi yargılanmadı. Failleri açıklanmadı” diye konuştu.
O zamanın devlet aklı
Dönemin tanıklarından gazeteci Zekine Türkeri de şunları belirtti: “O dönem gazetemiz bombalandığında 23 kişi ağır yaralandı. Ersin Yıldız ise yaşamını yitirdi. Bütün bunlar niye oldu? O zamanın devlet aklı yaptı bunları. Bütün bunlar o zamanın devlet aklının eseriydi. Çatışmalı süreçlerde gerçeği yazmak zor oluyor. Bizler gerçeği yansıtmakta eksik kaldık. Gerçekler için, hakikat için ağır bedeller ödendi. Bu süreç hakikatin açığa çıkması için çok önemli bir süreçtir. Bu kadar acı çekildi, barışın kesinlikle olması gerekiyor.”
Hiç baş eğmedik
Bombalanan Özgür Ülke’nin Kürtlerin, halkların, ezilenlerin, emekçilerin, kadınların sesi olduğunu söyleyen Ezgi Çadırcı Karabey ise şunları ifade etti: “Sandılar ki o gün her şey bitti ve Özgür Basın için yolun sonu geldi. Ama yanıldılar” sözlerine yer verdi. Hakikat arayışçılarının, “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” diyerek yoluna devam ettiğini belirten Ezgi Çadırcı Karabey, “O günün sabahı görevinin başındaydı. ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşetiyle yoluna devam etti. Bürosuzduk ama kimsesiz değildik, çok olduk, çoğaldık. Bizlere kapılarını açan, yanımızda olan, omuz veren meslektaşlarımız ve dostlarımızla haykırdık, ‘Ülke'ne sahip çık’ dedik, direndik, hakikatin izinde yürüdük. Bu uğurda nice canlar verdik, ama hiç baş eğmedik, diz çökmedik.”
Halkların yanında olacağız
Halkın varlık yokluk mücadelesinin her anına tanıklık ettiklerini dile getiren Ezgi Çadırcı Karabey, Özgür Basın’a dönük tüm saldırıların sonuçsuz kaldığını ifade etti. Özgür Basın’ın hiçbir zaman susmadığını paylaşan Ezgi Çadırcı Karabey, şöyle konuştu: “90’lı yıllar karanlık yıllardı. Katledilen arkadaşlarımızın listeleri günden güne uzadı, habere gidip dönmeyen arkadaşlarımız oldu. Gözaltılar, işkenceler, tutuklamalar, sürgünler, kapatmalar, sansürler, davalar, KHK’ler, kayyımlar hiç eksik olmadı. Kürt halkına devlet o gün ne reva gördüyse, onun sesi, gözü ve kulağı olan Özgür Basın’a da aynısını yaptılar. Özgür Basın, aman dilemedi, mirası direniş olan geleneğini hep sürdürdü. Yıllardır her acısına tanık olduğumuz bu topraklarda eşit, özgür, demokratik ve birlikte bir yaşam örülürken de hakların yanlarında olacağız. Seslerini dünyaya duyurmayı sürdüreceğiz.”
Katliamın yaşandığı yere karanfillerin bırakılmasının ardından anma sona erdi. İSTANBUL













