Basel derneğinin 40 yıllık hikayesi

Toplum/Yaşam Haberleri —

90'lı yıllarda Kürdistanlıların Basel yürüyüşünden bir kare

90'lı yıllarda Kürdistanlıların Basel yürüyüşünden bir kare

  • İsviçre’nin Basel kentinde üç-beş kişinin bir araya gerek büyük bir emek, inanç ve mücadeleyle kurduğu Kürt derneği 40 yılını geride bıraktı. Kürdistanlıların Avrupa’daki en eski derneklerinden biri olan Basel’deki derneğin hikayesi, sürgünde Kürtlerin dernekleşmeye giderken nasıl iğneyle kuyu kazdıklarının da bariz bir örneği gibi. 

ÖZGÜR CANKATAN/BASEL

Yıl 1982… Eylül karanlığının tüm iklimleri kurşuna dizdiği, umudun ve geleceğin çarmıha gerildiği yıllar. Sürgünde üç-beş kişi büyük bir cesaretle bir araya geliyor. “Biz Kürt yurtseverleriz” diyerek yola koyuluyorlar. Hıdır Gölgeli, Mustafa Taş, Adil Manış, İsmet Yıldız, M. Arafati, Dede Yıldız, C. Büyük ile eşleri, çoçukları, birkaç tanışlarıyla başlıyor Basel derneğinin hikayesi. Hep birlikte Türkiye solunun 12 Eylül darbesini protesto yürüyüşüne katılmak istiyorlar. Ellerinde bayrak, döviz hiçbir şey yok. Dönemin Halkın Kurtuluşu ve Partizan örgütleri “Sizi istemiyoruz” diyerek şehir meydanında saldırıya geçiyorlar. 

Hıdır Gölgeli

İlk dernek bir odaydı

Saldırı ardından bir araya gelme ihtiyacı ve çabası daha da büyüyor. O günleri dernek kurucularında İsmet Yıldız şöyle anlatıyor: “Bu saldırı ardından arkadaşlarla bir toplantı yaparak dernekleşmeye karar verdik. Ve ilk derneğimize bir oda ile başladık. Adı ‘Kurdistan Derneği’ idi. Bir tabelaya Kürt derneği yazmak bile bir devrimdi bizim için. Dernekleşme aynı zamanda bizi o dönem ırkçı Türkler ile Türk solunun da hedefi yaptı bizi. Bu nedenle o dönemler toplu derneğe gidip, çıkıyorduk.”

Elimizde bir tek Hawar

Hiçbir platforma kabul edilmediklerini, yürüyüş ve gösterilerde yer alamadıklarını ama davaya inandıklarını bu nedenle inatla Kürt yurtseverliğini anlamaya, anlatmaya çalıştıklarını aktaran Yıldız, “Elimizdeki tek döküm Diyarbakır Cezaevi’nde Ferhat Kutay’ın adını verdiği ve daha çok Mazlum Doğan’ın yazılarından oluşan bir tek Hawar dergisi vardı. Belki de yüzlerce kez birbirimize okuyorduk. Aramazıda topladığımız parayla sayfalarını çoğaltıp bir bildiri gibi dağıtıyorduk” diyor. 

Yaşamlarını yitiren Hıdır Gölgeli ve Mustafa Taş’ın o dönemlerde çok büyük emekler sarf ettiklerini aktaran Adil Manış, dernekleşme ile birlikte sayılarının 34 kişiye çıktığını belirterek şöyle devam ediyor: “Bir avuç insandık ama buna rağmen tasfiye edilmek isteniliyorduk. Semir bize mektup gönderdi ‘Dağılın, derneği kapatın, bizi bekleyin’ diyordu. Hıdır Gölgeli ve Mustafa Taş buna şiddetle karşı çıktılar ve devam edeceklerini, derneği koruyacaklarını,  ‘Apocu’ olduklarını söylediler. Biz de bu karara uyduk ve dernekleşmeyi bir üst seviyeye taşıyarak daha büyük iki odalı bir yer tuttuk.”

İmdadımıza 15 Ağustos yetişti

İki yıl boyunca zor koşullar altında derneklerini kurmaya çalıştıkları belirten Manış, “Ayakta kalma mücadelemiz, umudumuz hep diri kaldı ama fazla ilerleyemiyorduk. Bir şekilde yolumuzu kesiyorlardı, saldırılara maruz kalıyorduk. Bazen çoçuklarımız ve eşlerimizle dernekte nöbet tutuyorduk. Gerçi bir çaydanlık, üç-beş kap kacak dışında bir şeyimiz yoktu” diyerek zorlu süreçlerini anlatıyor. 

İsmet Yıldız,  82-84 arası birçok saldırı, harakete uğradıklarını, bunun yanı sıra kendi içlerinde tüm imkansızlıklara rağmen dik durduklarını ve sürekli geleceğe dair umutlu olduklarını belirtiyor. “84 Ağustos’u can simidi gibi bize yetişti” diyen Yıldız, o günün sürgündeki Kürtler için de bir atılım olduğunu vurguluyor.

Geceye saldırı 

Artık derneklerinin her geçen gün büyüdüğünü ve daha geniş merkezi bir alana taşındıklarını, hafta sonları çevre şehirlerden bile yurtseverlerin merkezi haline geldiğini belirten Yıldız, artık kendi başlarına eylem ve kültür şenlikleri düzenlediklerini, afişleme yaptıklarını belirtiyor. “Ama tasfiye, sindirme, dağıtma girişimleri hep oldu. 85’lerin başıydı yine Türk solu gecemize saldırdı. On beş insanımız ateşli silahlarla yaralandı” diyen Yıldız, “Güçlendikçe, kendimize güvendikçe bunları bertaraf etme inancımız da bir o kadar yükseliyordu” diye ekliyor. 

87 kutlaması bir ilk oldu

1987’de ilk kez İsviçre genelinde PKK’nin kuruluş yıldönümünü düzenledikleri bir gece ile kutladıklarını anlatan Yıldız, Basel’de düzenledikleri geceye 700 kişinin katıldığını söyleyerek, “Bu bizim için inanılmaz bir coşku ve moraldi. Kadınların sevinçten ağladığına tanık oldum. Bu kendimize olan güvenimizi sağladı” diyor. Yıldız, o geceye Zozan ve Ozan Mizgin’in katıldığını, dakikalarca ayakta alkışlandıklarını anlatıyor.

1985’ler ile birlikte halk örgütlenmesi için öncü kişiliklerin Basel’e geldiğini bunların arasında Mehmet Eksen (Nihat), Gurbet Aydın (Mizgin), Celal Ercan (Ozan Sefkan), Sultan ve  Ziliha Toros ve Hasan Özşerik gibi isimlerin olduğunu aktaran Manış, “Onlar mütevazi, dolu dizgin, inançlı ve cesur insanlardı” diyor.

Derneklerden eğitim kurumlarına 

1982’de gerçekleşen ilk dernekleşmenin zorlu ve bir o kadar heyecanlı yolculuğu, 1987’lerle birlikte bir adım daha ileriye gidiyor. Dernek günlük buluşmaların yanısıra kültürel etkinliklerine ivme kazandırmaya başlıyor. Folklor, müzik, dil kursları, siyasal eğitimler gibi birçok aktivite artık Basel Kürt derneklerinin vazgeçilmezi arasında yer almaya başlıyor. 1982’de verilen Basel Kürt Yurtseverler derneği ismi, 1990’lara kadar devam ediyor. 1990’da Basel ve Çevresi Kürt Kültür Derneği, 1992’de Medi Kültür Derneği, 1995’de Sefkan Kültür Merkezi, 2000’li yıllarla birlikte Basel ve çevresi Kürt Toplum Merkezi isimleri altında kendisini katlayarak 2020’li yılllara ulaşıyor. 

Yüzlerce genci eğitti

34 Kürt yurtseveri ile toplumlaşma, siyasallaşma ve iradeleşme yolunda adım atan Basel dernekler geleneği günümüze kadar  yüzlerce gence sosyal ve kültürel eğitim verdi. Sefkan Kultur Zentrum bünyesinde  ise Koma Sefkan, Berfina Besta, Koma Arin, Koma Roja Nu gibi müzik grupları çıktı. Evina Welat ve Govenda Azadi çoçuk folklor grupları  11 yıl boyunca katıldıkları Mihrican yarışmalarında birincilik ve ikincilik ödülleriyle döndü. 2003-2019 yılları arısınada toplam 350 genç ve çoçuk folklor eğitimilerinden geçerek profesyonelleştiler. Aynı dernek günümüze kadar toplam 9 Kürt Kültür Haftası düzenleyerek, İsviçre toplumuna Kürtleri sosyal, siyasal ve kültürel etkinliklerle tanıttı.  

Dernekler yeniden düzenlenmeli

Basel Parlamentosu Milletvekili aynı zamanda derneğin 40 yıl önceki kurucuları arasında yer alan Hıdır Gölgeli’nin kızı Edibe Gölgeli birçok kesimin seslendirdiği “dernekler miladını doldurdu” söylemine karşı olduğunu belirterek, “Dernekler kurumsal kimliklerini yakalayamadılar demek en doğrusudur” diyor. Gölgeli devamla, “Birinci kuşak canla-başla çalışarak dernekler inşa ettiler. O zamanlar en zorlu dönemlerdi, bu dernekler üzerinde toplumsallıklarını yaşattılar. Artık ikinci hatta üçüncü kuşağın zamanındayız. Dernekler bu kuşakların sosyal, siyasal ihtiyaçlarına göre kendilerini yeniden düzenlemelidir” diyor. 

Basel Parlamentosu Milletvekili Edibe Gölgeli

“Birinci kuşağın yarattığı maneviyatı sonuna kadar korumalı ve yaşatmalıyız” diyen Göngeli, “Bu bağı kurarak ikinci-üçüncü kuşak üzerinde kurumsallaşmalıyız. Artık bu kaçınılmaz görünüyor. Gerçek anlamda bir kurumsal kimlik ancak  yaşadığımız toplum ve ülkelerin gerçeğine göre yapılandırılmalıdır. Biz babalarımızın bıraktığı mirası ileriye taşımak istiyoruz. Yeni kuşağa güvenilmeli ve ufukları açılmalıdır” diye konuştu. 

Yeni adreste yola devam 

Basel ve çevresi Kürt Kültür Merkezi, 40 yıllık zorlu mücadele mirasını şimdilerde yeni mekanıyla sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen kitlesel bir şölenle yeni adresinde açılışı gerçekleşen Basel Demokratik Kürt Toplum Merkezi, Kürdistanlılara hizmet etmeye devam edecek. 

Dernek bünyesinde şu an 4 müzik topluluğu, değişik enstrüman kursları, müzik stüdyosu, prodüksiyon çekim ve montaj, folklor gibi kurslar yer alıyor. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek Kürt Film Festivali ve 10. Kürt Kültür Haftası’na hazırlanan dernek, yakın dönemde gerçekleşecek kongresiyle de çalışmalarına ivme kazandırmayı hedefliyor. 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.