Başûr’da özgür kadını savunma zamanı!

Meral ÇİÇEK yazdı —

  • Adaletin olmadığı yerde özgürlükten bahsedilemez. Özgürlük ise mücadele gerektiriyor. Ki öz savunma da günümüz kadının temel mücadele araçlarından biridir. Yaşadığımız her yerde olduğu gibi, Başûr’da da her zamankinden daha fazla özgür kadın ve toplumu savunma zamanıdır! 

2018 Mart’ının son günlerinde, KDP’nin kontrolündeki şehirler protesto gösterilerine sahne oldu. Birkaç gün süren eylemlerde sağlık ve eğitim emekçileri, maaşlarının ödenmemesini protesto etti. 25 Mart’ta Hewlêr’de yapılan ve yüzlerce kişinin katılım sağladığı ilk eyleme asayiş güçleri biber gazı kullanarak saldırdı. Fakat bunu yanında sivil giyimli kişiler, göstericilere karşı şiddet kullandı. Olay esnasında çekilen görüntülerde yaşça büyük bir adamın, etrafını sarmış kişilere “Neden bana vuruyorsunuz? Size ne yaptım?” dediği duyuluyor. Ardından bir kişi daha hızlı adımlarla gelip, babasının yaşındaki adama tekme atıyor.

Bu gösteriye katılan sağlık emekçilerden onkolojist Şayen Askerî, söz konusu sahne karşısında orada bulunan asayiş güçlerine “Neden gösteriyi dağıtıyorsunuz? Neden bizim yanımızda durmuyorsunuz?” derken telefonuyla çekim yapıyordu. Derken sivil giyimli bir erkek kendisine sözlü saldırıda bulunuyor. Görüntülerde tabanca taşıdığı görülen ve daha sonra KDP’li asayiş üyesi olduğu anlaşılan kişinin hemen ardından ikinci bir kişi gelip kadın doktora fiziki saldırıda bulunuyor.

Şayen Askerî, hem sözlü hem fiziki saldırıyı gösteren görüntüyü daha sonra sosyal medya hesabında paylaştı. Bunun üzerine ölüm tehdidi aldı, yoğun sanal şiddete maruz bırakıldı. Bundan ötürü mahkemeye başvurdu. Ancak mahkeme, Şayen Askerî’nin şiddet ve hakaret şikayetini değil, sivil görünümlü KDP asayiş güçleri olduğu anlaşılan iki erkeğin şikayetini işleme koyup dava açtı!

Doğru okudunuz. İki erkek, kullandıkları şiddeti sosyal medyadan ifşa etti diye Şayen Askerî’ye 200 milyon dinarlık (168 bin dolar) hakaret davası açtı! Güya onurları zedelenmiş, kendilerine sosyal medya yoluyla hakaret edilmiş!

O dönem de toplum nezdinde büyük tepki gören dava sonuçlandı. Hewlêr mahkemesi, Şayen Askerî’yi KDP asayişi üyesi iki saldırgan erkeği ‘hakaret’ten suçlu görüp kendisini 7 milyon 200 bin dinar (yaklaşık 5 bin dolar) tazminat cezası ödemeye mahkum etti!

Olaydan sonra Gorran partisinden milletvekili seçilen Şayen Askerî’ye verilen bu ceza, akıllara Solîna Êvê’yi akıllara getirdi. Duhoklu olan 25 yaşındaki Solîna Êvê, 2018 yılında bir kadın kalkınma örgütündeki iş görüşmesi sırasında, mülakatı kendisiyle yapan erkeğin cinsel saldırısına uğradı. Öz savunma ile karşılık veren genç kadına cinsel saldırı faili dava açtı. Mahkeme burada da saldırgan erkeğe değil, mağdur kadına ceza verdi. Öyle ki Solîna Êvê, 6 ay hapse mahkum edildi.

Görüyoruz ki mahkemeler, failleri korumakla kalmıyor, onları resmen ödüllendiriyor! Bu gerçeğin arkasındaki zihniyeti irdelendiğimizde iki yöne de mesaj verildiği net görülür. Mahkeme kararlarındaki bakış açısına göre, mutlak ve şartsız egemenlik iddialarına kadınlar tarafından karşı konulan erkeklerin mağduriyeti söz konusu! Çünkü erkek efendidir, ne yapsa hakkıdır, hele ki iktidarın silahını taşıyorsa. Kadına mı saldırmış, hakkını arayan topluma tekme mi atmış; meşrudur! Çünkü o erkektir. Çünkü o, iktidardaki zihniyetin hem kulu hem ortağıdır. Dolayısıyla korunup kollanır. Sistem böyle işliyor. İşler, yıllardır böyle yürüyor.

Bu düzene başkaldırmaya, yani en doğal hakkını savunmaya cesaret eden kadınlarsa bu zihniyete göre en büyük suçlu. Mahkemelerin temel aldığı bu zihniyete göre eril saldırılar karşısında susmayan, boyun eğmeyen, itaat etmeyen kadın, en büyük günahkar. O yüzden de cezalandırılmalı. Cezalandırılmalı ki ıslah olsun, ki başkalarına örnek olmasın, ki erkeğin mutlak iktidarı sarsılmasın!

Ve bir mesaj daha verilmek isteniyor: 21. yüzyılın en büyük kadın öz savunma gücünün yükselip bütün dünyaya ilham verdiği yerde eril mahkemeler Kürt kadınlarına “sakın kendinizi savunmaya kalkışmayın!” diye tehditler savuruyor! Kürdistan’ın bir parçasında kadın adalet sistemi inşa edilirken, diğer bir parçasında mahkemeler eril iktidarın hizmetinde.

Adaletin olmadığı yerde özgürlükten bahsedilemez. Özgürlük ise mücadele gerektiriyor. Ki öz savunma da günümüz kadının temel mücadele araçlarından biridir. Yaşadığımız her yerde olduğu gibi, Başûr’da da her zamankinden daha fazla özgür kadın ve toplumu savunma zamanıdır! 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.