Başûr’daki gösteriler ve nedenleri

Forum Haberleri —

  • Başûrê Kurdistan’da toplumsal yaşam gün be gün kötüleşiyor. Halk ayaklanıyor. Ama halkın bu haklı tepkisini sadece maaş ve yolsuzluğa karşı durmayla sınırlandırmak talepleri daraltır, gerçeği bütünlüklü görmeyi engeller, halkın tepkisinin sonuç almasını da sağlamaz.

RÊNAS AMED

Bilindiği gibi bir süredir Başûrê Kurdistan’da özellikle de Süleymaniye’de halk sokaklara dökülerek gösteriler yapıyor. Bu gösteriler, Ranya, Derbendixan, Kelar, Helepçe gibi yerlere de giderek artmaya başladı. Şimdiye kadar gösterilere yapılan saldırılarda beş kişi yaşamını yitirdi, onlarca insan yaralandı.

Bir yerde halk sokaklara dökülüp gösteri yapıyorsa demek ki toplumsal sorunlar var. Peki bu toplumsal sorunlar nedir? Nasıl ele alınmalı ve çözüm yolları neler olmalı? Diye düşünmekte fayda var.

Bu gösterilerin temel talepleri verilmeyen maaşlar, yolsuzluk ve yaşam koşullarının kötü olması biçiminde öne çıkıyor. Irak hükümeti, Kürdistan bölgesinin petrol kaynakları merkezi hükümete verilmezse devlet işlerinde çalışan kesimlerin maaşlarını vermeyeceklerini açıkladı. Hatta bu yönlü bir yasa dahi çıkarıldı. Peki Kürdistan bölgesi petrol kaynakları ve gelirleri merkezi hükümete akmıyorsa nereye gidiyor? Elbette Türkiye ile yapılan 50 yıllık petrol anlaşması gereği Kürt soykırımını gerçekleştiren TC devletine gidiyor. Peki bu bölgenin petrol kaynakları ve gelirlerinden Başûrê Kurdistan’da kalan bir şey var mı? Bu noktada ortada büyük bir muammanın olduğu söylenebilir.

2005 yılında Anayasa referandumuyla Irak federal bir yapı olarak ifade edilirken bu referandumda “EVET” oyu kullanan KDP, YNK ve şu an iktidarda olan yapılardı. Özellikle KDP’nin TC devletiyle geliştirdiği bu derin ilişkiler sonucunda TC devletiyle 50 yıllık petrol anlaşması bu federal yasalara uyuyor mu? Basına yansıdığı kadarıyla Irak devleti, uluslararası yasalara aykırı bir şekilde 50 yıllık petrol anlaşmasını yaptığı için TC devletini uluslararası hukuk kurumlarına şikayet etmiş ve bu konuda TC sanık durumundadır.

Bütün bu durumlar içerisinde KDP, 25 Eylül 2017’de bağımsızlık referandumu yaptı. Teslimiyetçi tutumuyla eline yüzüne bulaştırdı. Kürt düşmanı TC ile yaptığı bu anlaşmayla kendi ailesine çıkar elde etmeye yöneldi. Irak hükümeti, çalışanların maaşını veriyor ama sen petrolü TC’ye veriyorsun.

Bu nedenlerden ötürü toplumsal yaşam gün be gün kötüleşiyor. Halk ayaklanıyor. Ama halkın bu haklı tepkisini sadece maaş ve yolsuzluğa karşı durmayla sınırlandırmak talepleri daraltır, gerçeği bütünlüklü görmeyi engeller, halkın tepkisinin sonuç almasını da sağlamaz. Peki bu gösterileri nasıl görülebilir? Halkın maaş, yolsuzluk ve yaşam koşullarının kötülüğü sorunu var. Ama bununla birlikte Şengal halkının iradesi teslim alınmak isteniyor. Bu gösterileri yapanlar bunu da görmeli. Şengal halkının iradesinin teslim alındığını görmeyen bu konuda tavır sahibi olmayan halk, kendisinin nasıl teslim alındığını da bilmez. Öte yandan TC devleti neredeyse Başûr’un tümünü işgal etmiş durumdadır. Sokaklara dökülen ve gösteri yapan halk günlük yaşamda yaşadığı sorunların bu işgalle bağlantılı olduğunu göremez ve karşısında duramazsa kendi yaşadığı sorunlar da çözülmez. Bu sorunlar, yapılan ve devam eden işgal saldırılarından kaynaklanıyor. Nedenleri irdelenmeden sadece sonuçlara bakarak öfke ve tepkilerin sokaklara gösteri olarak yansıması sadece başarısızlığa ve iradenin kırılmasına götürür.

Öte yandan Şengal ve işgal saldırılarına karşı duranlar da Başûr’da yaşanan toplumsal sorunlara karşı duyarsız kalamaz. Elbette bunca saldırı, işgal, talan, yağma, yolsuzluk, iradenin telim alınmak istenmesi de günlük olarak katlanan toplumsal sorunlara dönüşecektir. Bu toplumsal sorunlar ve nedenleriyle birlikte ve ortaklaşa mücadele etmeye ihtiyaç vardır.

Bakıyoruz ki KDP dışında bu sorunlara neden olanlar göstericileri desteklediklerini açıkladı. İktidar yapıları çeşitli toplumsal sorunlara neden olur. Halk yaşanan sorunlara artık tahammül göstermeyerek ayaklanır ve iktidar yapıları güç kullanarak halkın haklı tepkisi bastırır. İşin ilginç tarafı bunu yaparken de göstericilerin taleplerini desteklediklerini söylemeleridir. KDP, tavrında nettir, halka ve topluma tam düşmanca yaklaşmaktadır. Diğerlerinin tutumu anlaşılır değildir.

Öte yandan devam eden bu gösterileri kim organize ediyor? Bu gösteriler sürekli hale gelecek mi? Gösterilerin esas amacı nedir? Bu gösteriler nasıl yapılırsa esas doğrultuya çekilebilir ve süreklileştirilerek bir amaca yönlendirilip bir başarı elde edilebilir? Bu soruların güçlü cevapları verilmeden gösterilerin sonuç alması olası görünmüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.