Beylere ve devlete düşman: Antranik Ozanyan
Nubar OZANYAN yazdı —
- Her Ermeni’nin gönlünde Antranik gibi olmak vardır. O, yoksul Ermeni köylülerine zulmü ve ağır vergileri reva gören Osmanlı ve İttihat-Terakki yönetimine karşı silahlı kurtuluşu savunmuş ve bunun pratik yürütücüsü ve örgütleyicisi olmuştur.
Acı ve özlem kadar direniş ve kavga da halkların yaşamının bir paçasıdır. Mazlum bir halk için minnet duyulacak bir figür olan bir kahraman, başkaları için acımasız bir çete olarak görülebilir.
Türk devletinin, “acımasız, katliamcı bir çete reisi” olarak gördüğü Antranik Ozanyan, Ermeni halkı için bir kahramandır.
Zalimler ve mazlumlar, ezenler ile ezilenler arasında ortak doğru, ortak tarih ve ortak kahraman olamaz.
Eğer Antranik Ozanyan ölümünden sonra bile bugüne dek diktatörlere korku salıyorsa o bir halk kahramanıdır ve ölümsüzdür.
Mahsun Korkmaz, Mazlum Doğan, Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Sakine Cansız ve daha niceleri mazlum Kürt halkı başta olmak üzere, ezilenler için birer kahramandır. Biz de öyle kabul ediyoruz. Ancak Türk devleti açısından onlar birer “teröristtir.”
Aradan yaklaşık yüz yıl geçmesine karşın dünyanın dört bir köşesine nar taneleri gibi dağılmış Ermenilerin kalbinde yaşamaya devam eden, adına sayısız türküler yakılan, mısralar dizilen Antranik Ozanyan da Ermeni fedai hareketi içinde en önemli figürlerdendir.
Her Ermeni’nin gönlünde Antranik gibi olmak vardır. O, yoksul Ermeni köylülerine zulmü ve ağır vergileri reva gören Osmanlı ve İttihat-Terakki yönetimine karşı silahlı kurtuluşu savunmuş ve bunun pratik yürütücüsü ve örgütleyicisi olmuştur.
Etrafında toplamayı başardığı binlerce yoksul Ermeni köylüsünün tartışılmaz komutanı ve öncüsü olmuş; Sason-Muş-Van bölgesinde sayısız direniş örgütlemiştir.
Dönemin önemli fedailerinden biri olan Serop Ağpür’ü katleden, Ermeni köylülerine karşı gerçekleştirdiği sayısız katliamlarından dolayı Beşir Halil Ağa, Sultan Hamid tarafından ödüllendirilir. Göğsünde taşıdığı Sultan Hamid madalyası ile övünür. Hamidiye Alayları’nın acımasız katillerinden biri olan Beşir Halil Ağa, bir hainin eliyle Serp Ağpür’yü zehirletir; kafasını kesip bir heybeye koyar, köy köy dolaşarak Ermeni köylülerine korku salmak ister. Yoksulluk ve ağır vergiler yetmezmiş gibi korkuyla terbiye edilmek istenen Ermeni köylülerini teslim almaya, diz çökertmeye çalışır.
17 yaşında ilk devrimci eylemini gerçekleştiren Antranik Ozanyan, fedai komutanı Serop Ağpür'ün intikamını alır. Pusuya düşürdüğü Beşir Halil Ağanın kafasını keser; bir heybeye koyar, Ermeni köylerini dolaşarak silahlanıp özgürlükleri için örgütlenmelerini ve fedai hareketine katılmalarını ister.
Serop Ağpür’ün intikamını alan Antranik, yoksul Ermeni köylülerin gönlünde korkusuz bir kahraman olarak yer alır. Her yoksul Ermeni köylüsü Antranik'in fedai ordusunda savaşçı olmak ister.
Özgürlük ve kurtuluş için mücadele eden ve direnen her onurlu öncü ve önderin başına gelenler, halk kahramanı Antranik Ozanyan için de yaşanır. Yoksullar övünerek bahsederken İttihatçı Kemalistler nefretle anar, “masum insan katili” diye bahsederler ondan.
Kimdir Antranik Ozanyan?
Tüm yaşamını Ermeni halkını Sultan Abdülhamit ve İttihat-Terakki zulmünden kurtarmaya adayan Şebinkarahisarlı bir öğretmendir.
Yaşadıkları Ermenistan topraklarını yetimhaneye çevirenlere karşı Ermeni özgürlük ordusunu kurarak beylere ve devlete korku salar. Köylülerin isyan hareketinin komutanı olur.
Soykırıma karşı direnen fedailerin önderi Antranik, Kemalistlerin Doğu Cephesi komutanı Kazım Karabekir’e kök söktürür ve şimdiye dek unutulmayan sözleri, soykırım yaşamış yetim Ermeni çocuklarının yaşam ve direniş felsefesi olur.
“Sivil halka hiçbir kinim yok. Ben yalnız beylere ve devlete karşıyım. Milliyetçi değilim. Bir tek millet tanırım. O da bütün ezilenlerin milletidir. Çünkü tüm ezilen milletlerin umutları, büyük milletlerin küçük çıkarları çemberinde kaybolup gidiyor.”
Fedai komutan Antranik, savaşların ve savaşların yarattığı kahramanların olmayacağı bir dünya hayal eder. Ancak bu hayal gerçekleşinceye dek silahlı direniş ve özgürlük fikrinden vazgeçmemek gerektiğini de söyler. O, sessiz kalmaya zorlanan bir halkın özgürlük ve direniş sesi olur.
En güçlü ordular bile özgürlük düşüncesi ve eylemi karşısında dağılabilir. Ancak bilinir ki, bu düşünce eyleme ve örgütlenmeye çevrilmediğinde baskı ve zulüm devam eder. Özgürlük kelime, barış rüya olarak kalır.
Mazlum halklar, bedeli göze alınan mücadelelerini kaybetmemek için, özgürlük ve yeni yaşam için tüm mazlum halkların tarih ve direniş bilincine sahip olmalıdır.