Bilimsel kuşku

Mihraç URAL yazdı —

  • HDP'nin hedef tahtası edildiği tüm süreçlerde CHP, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında bile yanlış tutum almışsa, bu çıkışı üzerinde kaygıyla yaklaşmak bilimsel bir yaklaşımdır.

“Günaydın”

CHP Kürt sorununun çözümünde HDP’yi keşfetti. CHP, anla artık. Sana ve diktatör Erdoğan rejimine rağmen, HDP Kürt sorununun çözüm denkleminde olmazsa olmaz bir unsurdur. Bu denklemin gerçekçi sonuçlara gitmesi için de Başkan Öcalan geçilmez, atlanamaz, görmezden gelinemez, Kubbenin kilit taşıdır. O, Kürt’ün  sözü, iradesi ve rehberidir. “

Rıza Aydın’ın bu belirlememe verdiği cevap ve benim bu cevaba ilişkin cevabım alttadır.
Rıza Aydın şunları yazdı

“Türkiye’nin sorunları meşru zeminde TBMM görüşülerek çözülmelidir. 
Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin kapatılma davasının sürdüğü bu günlerde böyle bir adım atmış olmasının tarihi bir önemi vardır; bunu görmemek anlamamak olmaz. 
Hedepe meşru zeminde Kürt Sorunu da dahil Türkiye’nin sorunlarının çözüleceği bu ortamda HDP olmalıdır; bu sorun HDP’nin de olduğu TBMM olur-olacaktır demesinin tarihi bir önemi vardır. Bunu tartışmanın hiç anlamı yok.Nokta” 

Cevabımdır

Değerli dostum Rıza Aydın
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP adına “Kürt sorununu HDP’yle çözebiliriz” demesiyle yaptığı çıkışın samimiyeti pratikte denemeyi gözlemek gereklidir. Sonuçlar üzerine öyle konuşmak gerek. Benim elimde Kürt sorununda CHP’nin denenmiş doneleri bulunuyor. Bunu seninde bildiğine inanmak isterim. 

HDP'nin hedef tahtası edildiği tüm süreçlerde CHP, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında bile yanlış tutum almışsa, bu çıkışı üzerinde kaygıyla yaklaşmak bilimsel bir yaklaşımdır. Bir siyasal tez, defalarca sahipleri tarafından olumsuzlanmışsa, ortaya atılan bu yeni öneriye kaygılı yaklaşmak yerine, "Bunu tartışmanın hiç anlamı yok" deme gibi peşince bir yaklaşımı üretmemelidir. Falcı değilsen pratiğin belirmesini bekleyeceksin.

CHP, bu ülkenin en yaman milliyetçi hatta yayılmacı partisidir. Cumhuriyet tarihinin tüm savaşları ( Hatay ilhakı, Kıbrıs işgali dahil) özellikle de Kürt kıyımları (sonuncusu, 1984 sonrası hariç) hep bu parti tarafından ikame edilmiştir. Bunu bilmeden bu son önerme üzerinde şato kurmamalısın. Kendi adıma bu parti asla Kürt sorununda ciddi adım atamaz derim.

Bakın, Sezai Temelli'nin tivitine gösterilen çılgın tepki, öncelikle CHP'den geldi. Ben bunu Kürt sorunun sulandırılması olarak görüyorum. Kürt ulusunun siyasal temsilciliğini ya da liderini CHP değil, Kürt ulusu belirler; CHP’nin önce bunu içine sindirmek gerek. Kürt halkının tarihinde bu ölçüde desteklediği bir siyasi figürü "meşru olmayan" olarak görme hakkına da haddine de sahip değildir. Buradan anlıyoruz ki olay iç politikaya dönük bir çıkıştır, Kürt sorunun ciddi çözümü değildir...

CHP, en azından diktatör Erdoğan kadar iyi biliyor ki, Kürtlerin oyu olmadan Türkiye siyasal sahnesinde zerre kadar başarı kazanılamaz. Son yerel seçimler bize bunu anlattı.

Buradan düşün dostum, sonra bu kesin ve toptancı yaklaşımı göster derim. 
Bu nedenle “nokta” koyacağına, siyasetle bilimsel anlamda ilgilenen biri olarak, şüphelerini dile getirdikten sonra nokta koymalıydın derim.

Rıza Aydın cevap verdi

“Sevgili dost, Asıl yanlışlık şurada tutsak ya da esir; nasıl tanımlarsan tanımla, tutsak bir kişinin üzerine böyle yükler yüklemek yanlış. Hedepe “siyasi irademiz” diye yük yüklemekle hata etti.

Ayrıca bu sorun toplumsal bir uzlaşmayla mecliste, açık-meşru görüşülerek çözülmeli; kapalı kapılar arkasında böylesi şeyler çözülemez, bu görüldü

Kılıçdaroğlu hayatında çok önemli bir adım attı. ‘Kürt sorunu mecliste çözülür, burada HDP meşru muhataptır’ dedi. Bence bu önemli bir adım bekleyip görelim.

Özellikle de HDP’ye kapatma davası açıldığı bu dönemde, bu önemli bir yaklaşım diyorum. Demirtaş’ta bunu olumlu buldu zaten”

Bu yoruma benimde cevabım vardı

Rıza Aydın dostum, Bak sen de şunu dedin; sonuçta "bekleyip görelim" zaten ne yapabiliriz ki başka?

Siyasette pratik davranış tayin edici tutumları sağlar. Ben kaygılarımı belirttim. Günaydın dedim. Senden de bunu beklerdim. TBMM'de Kürt sorununun çözüleceğine inanıyorsan bu benim için bir fikirdir, saygı duyarım; ama kendi adıma, cumhuriyetin kurguladığı, siyasal İslamcıların ele geçirdiği TBMM'den bir beklentim yoktur. Tarihte, sömürgecilerin hükümranlık altına aldıkları uluslara özgürlük ya da demokratik haklar bahşettiği kaydı yoktur. Bildiğin varsa bana aktar da öğreneyim.

Rıza, hatırlatmak için bir daha yazdı;
“Kılıçdaroğlu Kürt sorunu TBMM’de çözülür diyor”
Bende son cevabımı verdim;

Rıza Aydın dostum

Allah aşkına akla yatkın bir cümle kur bu konuda. Daha bu gün "Kürt sorunu yok, onu biz çözdük geride kaldı" diyen ve TBMM’de  tam hakim, başkanlık sistemini hoyratça kullanan bir pervasızın despotluğundaki TBMM'de Kürt sorunun çözülebileceğini söylemek mümkün mü?

İster barışçıl ister zorla, bu ülkenin siyasal sistemi değişmeden Kürt sorunu konusunda zerre kadar ileri bir adım atılamaz. Sorunları çözecek bir meclis algılarıyla, tarihiyle, yapısıyla bu günkü verileriyle buna hazır olması gereken bir meclis olmalıdır. TBMM buna hiç bir yönüyle hazır değildir.

Bu meclisteki tüm partiler Kürtleri oy deposu sayar ve buna göre taktik belirler. Ama Kürt’e asla hak verme; hele hele bunu anayasal temelde kurum yasalarla çözme durumunda değildir bu yapısıyla da hiç hazır olmayacaktır. 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.