Bir kentin yiten hafızası: Ben û Sen

Toplum/Yaşam Haberleri —

Ben û Sen Mahallesi

Ben û Sen Mahallesi

  • Ben û Sen, Amed’in en eski mahallelerinden biri. 2015’de kamulaştırılarak yıkıldı. 90’lı yıllarda göç edenlerin yerleştiği ve kendi imkanlarıyla bir yaşam kurduğu Ben û Sen mahallesinin sakinleri, ikinci defa göç etmenin sancısıyla baş başa bırakılmış durumda.

MAHİR FIRAT FİDAN/AMED

Ben û Sen, Amed’in en eski mahallelerinden biri. 2015’de kamulaştırılarak yıkıldı. 90’lı yıllarda göç edenlerin yerleştiği ve kendi imkanlarıyla bir yaşam kurduğu Ben û Sen mahallesinin sakinleri, ikinci defa göç etmenin sancısıyla baş başa bırakılmış durumda. 

Daha önce “Zırha Takılan Çığlıklar”, “Pênaber”, “Kayıt Odası” ve “Korku Tünelinde Gazetecilik” gibi çalışmaların yönetmenliğini yapan Ensar Özdemir’in yolu, bu kez Ben û Sen Mahallesi ile kesişiyor. Kentteki yıkımı "Bir kentin yiten hafızası: Ben û Sen" belgeseliyle kayıt altına alıyor. Özdemir önce Ben û Sen sakinleriyle, daha sonra bu işin hukuki yönünün de görülmesi için ilgili avukatlarla konuşuyor. Çekimler yaklaşık 1 yıl sürüyor. 

Ensar ÖZDEMİR
Ensar ÖZDEMİR

Yıkılmış ya da yıkılacak olan yaklaşık 200 yapı ve bina. Yerinden edilen binlerce insan… 'Millet Bahçesi' adı altında yapılan bu talanın arkasında koca yaşamlar var. Özdemir, “Ben û Sen’de yaşayan insanların tamamı başka bir yerden kendi istekleri dışında göç ederek buraya yerleşmişler. Mahalle aslında bir hafıza merkezi gibi. Buradaki insanların mütevazi bir hayatı var. Dayanışma kültürünün de üst düzeyde olduğu, anıların biriktirildiği bir mahalle.”

Göç, bu defa nereye?

Ben û Sen Mahallesi’nde yaşayan insanların, daha önce de göç deneyimi yaşadıklarını söyleyen Özdemir, ”Burada yaşayan insanlar hiçbir değeri olmayan paralarla evlerinden edildiler. Şu anda yeniden göçe zorlanıyorlar aslında” diyor.

Ben û Sen’de yaşayan insanların hem geleceği hem de geçmişi elinden alınırken, Ben û Sen’de yitip giden hafızayı ise Ensar Özdemir şöyle tanımlıyor: "Ben û Sen ile birlikte bir hafıza kırımı yaşanıyor. Ben û Sen’de yıkılan şey beton veya ‘kaçak yapılar’ değil, bir kentin hafızasıdır.”

Belgesel çalışmasında Ben û Sen sakinlerini dinlerken farkettiği önemli bir noktayı dile getiren Özdemir, “Şunu net olarak gördüm ki, yurttaşlar aslında itiraz yollarından da bihaberler. Bu konuda barolar, siyaset kurumları tarafından bilgilendirilmemişler ve itiraz yollarını bilmiyorlardı. Hukukçuların yapabileceği daha çok şey olduğunu düşünüyorum” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.