• 3. Amed Uluslararası Film Festivali’nde yer alan Rojhilatlı yönetmen Maryam Samadi, "Sinema, kadınların ve halkların hakikatlerini görünür kılmanın en güçlü yolu" diye konuştu.

Amed Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 3. Amed Uluslararası Film Festivali, "Dinya bi çîrokan tê bi hev / Dünya hikâyelerle bir arada" şiarıyla sinemaseverleri bir araya getiriyor. Festivalin öne çıkan yapımlarından biri, Rojhilatlı yönetmen Maryam Samadi'nin "Xwêfiroş" (Tuz Satıcısı) adlı kısa filmi oldu. Film, Urmiye Gölü'nün kuruması nedeniyle yaşanan çevresel tahlikeyi bir hamile kadının gözünden anlatıyor.

Kürt sineması daha da büyüyor

"Xwêfiroş", Urmiye Gölü kıyısında tuz satarak geçinen hamile bir çiftin öyküsünü konu alıyor. İklim değişikliği ve insan faaliyetleri sonucu oluşan tuz fırtınaları, kadının düşük yapma riskini artırıyor. Çift, mülklerini satıp şehre taşınmayı planlarken, kadın doğmamış çocuğunu korumaya çalışıyor. Maryam Samadi, filmiyle gölün kuruması nedeniyle doğadaki canlılığın ve doğumun bile tehdit altında olduğunu vurguluyor.

15 yıldır sinema alanında çalışan Maryam Samadi, festivaldeki gösterimden büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Jinnews’e konuşan Maryam Samadi, “Şu an Amed festivalinde olmaktan mutluyum. Daha önce Amed’e gelmiştim ama festival yapılmadığı için gelemiyordum. Şu an burada, Amed’de yaşadığım hisleri dünyanın başka hiçbir yerinde hissetmiyorum. Bu festival sayesinde hem hikayelerimiz hem de filmlerimiz bizi bir araya getiriyor. Kürtlerin, Kürt kadınlarının dünyanın her yerinde yürüttüğü çalışmaları bir araya getiriyor ve bu sayede Kürt sineması daha da büyüyor, bu festival bunun için var” dedi.

‘Sinema benim hayatım’

Xwêfiroş filminin Urmiye Gölü üzerine çekildiğini belirten yönetmen Maryam Samadi, “Filmde, bir kadın ve bir erkeğin gözünden Urmiye Gölü’nün kuruduğunu, suyunun bittiğini ve doğadaki insan, hayvan ve canlıların, doğumun bittiğini anlatıyor. Böyle bir konu üzerine yoğunlaştık. Dünyanın birçok yerinde gösterimler yaptık. Amed’de de gösterim yapmaktan da büyük mutluluk duyuyoruz. Film gösteriminden sonra beni en çok etkileyen şey, filmi izleyen izleyicilerin film bittikten sonra yaptığı 'filmdeki Kürtçe ne kadar duru ve saf' yorumu oldu. Bu yorum aşırı mutlu etti. Sinema benim hayatım, hayatım devam edecek. Sinemayı maddi bir kar elde etmek için seçmedim, hakikatlerimiz, özellikle kadınlar hakkında hakikatlerimiz var ve bunlar hiç dile getirilmedi, sinema bu hakikatlerimizi dile getirmek için çok güzel bir yol. Yapmak istediğim, anlatmak istediğim birçok konu var, bu yüzden saçım beyazlayana kadar sinema yapmaya devam edeceğim” diye konuştu. 

Her başarı zorlukla gelir

Maryam Samadi, Kürt sinemasının genellikle savaş, göç ve acı temalarıyla anıldığını ancak farklı konularda da filmler yapılmasını istediğini ifade etti. Rojhilat'ta kadınların sinemaya ilgisinin arttığını, aile desteğinin eskisine göre daha fazla olduğunu belirten yönetmen, "Her başarı zorluklarla geliyor. Söylemek istediğim şey bu, bir isteğin, arzun, amacın varsa bu kolay yoldan edilmiyor.  Dünyanın her yerinde, en özgür yerde bile bu böyledir. 6 filmim var, 6 filmimi de çoğu zaman zorluklar içinde çektim” diye ifade etti. AMED

 

* **

Meryam Samadi kimdir?

1988’de Xoy’un Ghotor kentinde doğan Maryam Samadi, kariyerine 2009’da İran Genç Sinema Derneği'nde sinema öğrencisi olarak başladı. Yaptığı birçok kısa film, çok sayıda festivalde yer alırken aynı zamanda bu filmler ödüllere de aday gösterildi. Görsel hikâye anlatımıyla iletişim kurma konusunda tutkulu olan Maryam Samadi, film endüstrisinde yönetmen, yardımcı yönetmen, senaryo danışmanı ve yapım tasarımcısı gibi çeşitli işlerde çalışır.