Bizdeki sen

Forum Haberleri —

Hüseyin Durmuş

Hüseyin Durmuş

  • Takvim sayfasının acımasız günlerinden biri olan 27.12.1980’den bugüne hatırlattığı özlem dolu anılardan kesitlerdir bunlar şimdi kaleme almaya çalıştığım. 31.12.1980 gecesinin sonrası ise hiçbir şey bir daha eskisi olmadı.

Yıldız DURMUŞ ORAL

Hüseyin Durmuş’un anısına

Takvim sayfasının acımasız günlerinden biri olan 27.12.1980’den bugüne hatırlattığı özlem dolu anılardan kesitlerdir bunlar şimdi kaleme almaya çalıştığım.

31.12.1980 gecesinin sonrası ise hiçbir şey bir daha eskisi olmadı.

Hüseyin,

Yaşanmışlıklar çok. Geçişleri çok ve de ağır. Kargaşalı. Kasırgalar estiren geçen yıların ardından, garip bir şekilde, 30 yıl sonra senin ebedi mekânında, yanı başında, çok yakınında buldum kendimi. Ruhumun ağır baskısı altında kala kaldım. Ayaklarım bağlı, atamıyorum. Duygularım darmadağın, gelemiyorum sana. 27.12.2023 günü bugün. Uzun zaman sonra bu topraklarda sensizlik duygusu çok ağır geliyor bana.

Otuz yıl gibi uzun bir zaman sonra geliyorum işte yanına. Yüreğimin burda olduğu ama ayaklarımın beni getirmediği, ulaştıramadığı yere. 1980’nin 27 Aralık gününden 2023’ün 27 Aralık gününe. Tam bugün. Burda. Buralarda.

Ah diyorum!.. Acı, özlem dolu bitmeyen bir hayat yolculuğuna dönüp bakarak. 43 yıl. Şahadetininin ardından acı da olsa birkaç satırla seni hatırlatmak şart diyorum. Bu güzel insan unutulmamalı, unutmamalı insanlar diyerek.

Hatırlamayanlar hatırlasınlar diye. O kısacık yaşam sürecinde yaşamıyla, duruşuyla ve geçmişiyle bir Hüseyin Durmuş var. Yolunun geçtiği her köyde, her bölgede iz bırakan. Ardında bıraktığın ilişkileri; kimilerine rehber kimilerine destek kimilerine ilham kaynağı, kimilerine yoldaş olmuş.

Birkaç satıra sığdırmak belki haksızlık olur. Ama hiç yoktan iyidir. İyi, umutlu çocuklar bilsin diye.

Seni senin kaleminle yazmak isterdim burada. Yazdığın birkaç cümleyle. O cümleleri burada yeniden yazarak. Gizemle, bir zaman anlatısı, bir gelecek türküsü, bir yol yürüyüşü olarak koymak isterdim bu sayfaya. Fakat o kadar kısa bir dönem yaşadın ki! Yazılı anıların yok denecek kadar az. Ders niteliğinde kısa başlıklarla not aldığın yazılar var böyle. Zamanın birer hikayesidir bana. O zamanların…Daha 12 Eylül faşist darbesi yapılmamışken, daha bir delikanlı yürekle oradan oraya çalışmalara giderkenki zamanları. Sonra tereddütsüz bir şekilde sen sevdiklerini bırakırken, diğer sevdiklerinin yanında sevdayla koşarken…İşte geride bıraktıkların, 12 Eylül’den hemen sonra gidenler, kalanlar, direnenler ve teslim olanlar…Sen ülkemizde kaldın.

"Bir halkın özgürlüğü ve mutluluğu için omuzdan düşmeyi göze almış bir başın üzerinden egemen hiç bir güç yoktur."

Hüseyin sen tercihini yapmıştın.

Hayatının eş arkadaşına ve yoldaşına ardında ağır bir yük bırakarak gittin. Gitmek mi zordu kalmak mı?

Sonra şahadetin! Böyle kısa bir zamanda. Böyle zorlu bir zamanda. Yaprakların salınmaktan bile ürktüğü bir zamanda…Nesini hangisini anlatayı.

Ama bilmeyenler bilmeli. Değil mi?

Yaprakların üşümekten utandığını söylemeyeceğim. Doğanın direnişi canlılığındandır. Canlı olmak hareket etmekti. Hareket susturulmuş bir halkın dili olmaktı. İşte tam bu zamanlar, iklim zulüm kesilmişken eylem halindeydin. Tarihin bize lanet bıraktığı ihanet ve ajanlığa karşı. Şehadetine mal olsa da. Diyarbakır zındanında zulüm vardı. Zındanda yürek. zındanda abin Mehmet Hayri vardı. Sonra Mazlum Doğan… Aynı zamanda Diyarbakır zindanında Kol gezen teslim alma zulmüne karşı direnişe davet Niteliğinde bir mesaj göndermiştin

Öncülerimiz Hayri Durmuş ve Mazlum Doğan’ın Ocak 1981 başlarında ölüm orucu kararını aldıklarında ateşinizden aldılar. Senden ve Delil Doğan’dan. Bu öyle bir ateş ki! Bu öyle bir sevda ki! Herbirinin gözbebekleri kardeşleri ve yoldaşlarıydınız. Emeğiniz çok. Siz korkunun ve zulmün kol gezdiği, herkesin ülkeyi terk ettiği bir dönemde ülkede kaldınız. Ve bizi de acı ve kedere gömdünüz. Özlemlerinizle bizi peşinizde sürüklediniz. Her koşulda bizi de sizinle olmaya mecbur kıldınız. Siz bunu çok iyi biliyordunuz ki aileler sizi sahiplenmezse emekleriniz tuzla buz olur. Acı da olsa bize bu yükü bıraktınız. Bu bizim gurur ve onurumuzdu. Bazıları ise  unuttu hem de söz verdikleri halde. Derler ya, ateş düştüğü yeri yakar. Yanmaya da devam ediyor. Çünkü düştüğü yer çok derin. Gerçek bu.

Sevgili Hüseyin, yazılacak ne çok şey var seninle ilgili. Belki olduğu gibi yazamıyorum ya da yazmam gereken içimle sınırlı kalıyor.

Sevgiyle anıyorum seni. yüreğimde taşıyorum. Unutmadım seni, unutamıyorum.

43 yıl oldu. Hiçte kolay olmadı. omuzumda taşıdıklarım yüreğimde taşıdıklarımın yanında hiç kalır

Doğduğum topraklarda özlemlerimiz, duygularımız hapsedilmişti. Her şey sessiz ve dilsiz olmalıydı. Belki de bundandır yazmak istediklerimi yazamıyorum.

Seninle görüşmek üzere diyorum, yakın mı uzak mı bilemiyorum!

Belki de bu bir rüya ve bir kabus. Ve ben de uyanıyorum, hiç bir şey olmamış gibi kaldığımız yerden söz verdiğimiz yoluculuğumuza devam ediyoruz. Her şeyimizi elimizden alabilirler, ama rüyalarımızı ve hayallerimizi de alacak değiller ya! Acı gerçekler ruhuma şimşek gibi düşüyor Hüseyin.

Seni ve seninle birlikte bizi böyle bırakarak gidenleri sevgi ve saygıyla anıyorum.

Yıldızlara ulaşmak zordur. Sana ise engel yoktur, tüm yüreğimle seninleyim sevgili Hüseyin Durmuş.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.