Bonapartist patriyarkal ‘Ovacık komünizmi’ ve Dersim seçimleri - Tuğçe ÖZGÜL

Dersim seçimleri bitti. Kadınlar gözüyle değerlendirirsek; Dünya kadınlarının, Kadınların Kurtuluşu Hareketinin mihenk taşlarından HDP Kadın Partimiz, eşbaşkanlık ve 2 dönem Kadın Başkanlık kazanımızı şimdilik gerillettik. Şunu da en başından söyleyelim; Gerçek demokrasilerin olduğu dönemde her parti seçime ayrı ayrı girsin bu bir çoğulculuktur. Ama bugünkü konjonktürü tarihe ayrı not ettik.
Merkez Mameki’de (Dersim) Sosyalist Meclisler Federasyonu (SFM); Devrimci Güç Birliğine (Faşizme Karşı Birleşik Cephe) karşı, şovenist, ulusalcı, kemalist TKP’den aday çıkarması hem de Saray rejiminin faşizminin kayyumlar ile tavan yaptığı, eşbaşkanlarının hala cezaevinde tutulduğu bir dönemde hiçte Kaypakkayacı olmayan bir tutumdu. Kürt ulusu ve Türkiye’nin devrimci, komünist, yurtseverlerini karşısına alarak; dönemin şafak revizyonisti sağ tasfiyeci hamlesi (polis ve asker oyu alması, faaliyetlerinin hiç bir devlet tacizine maruz kalmadan üstüne, altan altan ‘HDP alırsa kayyum atanır’ reformist propagandası) ile tarihe bir kara leke olarak yazılırken; Dersim’in ilçelerinde AKP ve CHP’nin kazanımı, başta Ovacık ve Mazgirt’te ‘halkla’ yöneten ‘Komünist modelin’ siyasi temsilcisi SMF ve tüm devrimci, yurtseverlerin hanesine kara leke olarak yazılmıştır.
Artık bundan sonra; Dersim’in her bir karışında emeği olan, doğasına bağlı, ki kadınlar Anayanlı ve Neolitik çağdan bu güne doğanın tek koruyucusudurlar. Kimi zaman asi ve hırçın, kimi zaman tedirgin eden durgunluğu ile akan Munzur’u, bira şişeleri vb. ile kirletmek yerine histerik duyguları ile dua eden, niyaz eden, ateşine su dökmekte bile incinme gören bu estetik Munzur’un ve kokusunun kendisi kadınlar, Zarife’nin, Bese’nin, Sakine’nin ardıları; Barbara’nın, Berna’nın, Sevda’nın, Dersim’den Rojava’ya Sibel Bulutların, Sefagül’ün, Çiğdem’in, Havaçur’da daha dün kayyum valisine teslim olmayan Hasret ve Gül’ün yoldaşları. Halkların Birleşik Kadın Cephesi başta olmak üzere tüm Dersimli kadınlar; Dünyanın burjuva partilerinin bile örnek aldığı Eşit Kadın Başkanlık (eşbaşkanlık) mevzimizi kaybetme lüksümüz yok! Hele hele kendini bizden daha eşitlikçi daha sosyalist hatta daha komünist gören devrimci bir kurumun bu hakları elimizden almasına izin vermeyeceğiz.
Dersimli kadınların ekonomik sorunlar nedeni ile krizin ve savaşın faturasını en çok ödeyenler olarak, Dersim’e ‘Ovacık modeli’ni getirecek olan adaya oy vermesi doğaldır. Ama kimse burdan yola çıkıp sınıf indirgemeci davranıp kadınları da salt erkek başkanlığı ile temsil ettiğini söylemesin. Hele irademizi başkan yardımcılığı ile sınırlamaya çalışanlar, çerçevesini çizmeye çalışan ‘patriyarkal komünistler’ bilsinki Dersimli kadınların, Dersimli Feminist Kadınların Eşit Kadın Başkan ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projelerini görene kadar sizin eril yanları ile mücadelesi bitmeyecektir! Çünkü bizler Margaret Randall’ın “Küba’da Kadınlar” ve Gioconda Belli’nin “Tenimdeki Ülke Nikaragua” devrim biyografileri kitaplarından da çok iyi bildiğimiz gibi komünizm toplumsal cinsiyet eşitliğinin yasayla korunması demektir.
Kadınların Kurtuluşu Hareketi mevzilerini korumaya devam edecektir; Bu bilinçle başta Demokratik Kadın Hareketine (DKH) büyük görev ve sorumluluk düşmektedir; Bu kazanımlar hepimizin kazanımı, hep birlikte korumak zorundayız ve daha da büyütmeliyiz. Çünkü “Kadınlar Birlikte Güçlü” OHAL sessizliğinde bile Feminist Gece yürüyüşünden hayatlarımıza neler başardığımızı gördük. Baş çelişkimiz olan patriyarkal kapitalizm ile olan sorunlarımızı devrim sonrasına erteleyenlere artık karnımız tok! Dün kadın yoldaşlarına Ovacık Belediyesini açmayan; Toplumsal cinsiyet eşitliği, kreş, pedagog, psikolog, cinsiyet eşitliğine dayalı bütçeleme, kadın eşbaşkan, kadın danışman, kadın çocuk kriz masası, eşitlik birimi gibi taleplerimizi erteleyen zihniyetin Ovacık’taki gibi erken çöken ‘bonapartist komünizmin’ olduğunu hatırlatır, aynı hataları yapmanıza izin vermeyeceğimizi ekleriz. Unutmayınki Kadınların Kurtuluşu Hareketinin; Kadın devrimi mevzilerinden birine seçildiniz. Bu bayrağı yükseltme perspektifiniz olması dileğiyle. Asıl gündemimiz Leyla Güvenler şahsında tecridin kaldırılması, zindanlara baharı getirtmektir ama bu meseleyi tartışmaya devam edeceğiz.
