Çatışmalar son bulmalı
- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile milletvekilleri, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını Meclis’in Basın Kapısı’nda protesto etti.
Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Ortadoğu'da barış ve istikrarı sağlayacak adımları atılırsa Türkiye'deki sorunların da çözülebileceğini, bu akılla hareket etmek gerektiğini söyledi. Temelli, Türk hükümetinin hala Suriye’yi istikrarsızlaştırmaya; SMO gibi yapılarla beraber bir siyaset inşa etmeye çalışmasının, akıl tutulmasından başka bir şeyolmadığını belirterek, "QSD ile sağlanacak bir diyalog, barış ve müzakere süreci, Suriye’nin ve bölgenin geleceği açısından en sağlıklı politik hattır” dedi. Temelli, sözlerine şöyle devam etti: “Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ tehlikesi yeniden büyümeye başlamıştır. Bunun nedeni Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef almaktır. Bu hedef almanın sonucunda bugün bu riskler artmaktadır. Oysa biz Suriye’de barış istiyoruz, Türkiye’de barış istiyoruz. Barışın yolu, Kürt sorununun demokratik çözümünden, Türkiye’nin aslında bu konuda bir adım atmasından geçiyor. ‘1 Ekim’den beri barış barış diye seslenip el uzattık, elinizi sıktık, diyalog kanalları açtık’ diyen iktidara sesleniyoruz; İmralı’nın kapılarını açın ki bölgeye de Türkiye'ye de barışın yolu açılmış olsun. Yanlış yoldan, anlayıştan, politikadan bir an önce dönün. Türkiye’de Kürtlerin ve Türklerin bir ittifak anlayışı ile var edeceği barış yolunda adım atın."
Yeni bir dönem
Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise şunları söyledi: “Türkiye’nin Suriye’de daha fazla acıları depreştiren, kaosu derinleştiren değil, gerçekten Suriye’de demokratik bir geçiş için elinden geleni yapan; istikrara, kalıcı barışa katkı sunan bir yerde rol alması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, öncelikle Suriye'de yaşayan halkların, toplumsal kesimleri, inanç gruplarını dışlamadan her biriyle diyalog ve iletişim kurarak, her birinin Suriye’nin geleceğinde söz ve karar sahibi olacağı mekanizmaları destekleyerek olabilir. Ne yazık ki Türkiye, bundan çok uzak bir pozisyonda. Yeniden Suriye'nin acılarını derinleştirecek bir rol oynuyor.
Kürtlerin üzerine saldı
Türkiye kendi denetiminde olan; çok uzun süredir eğitip donattığı beslediği, lojistik, askeri, siyasi kaynak sağladığı ve adına da SMO dediği grupları Kürtlerin üzerine salmış durumda. SMO, sadece Kürt güçlerine, Kürtlerin coğrafyasına, Kürtlerin denetiminde olan yerlere saldırıyor. Bu, Türkiye’nin dış politikasında çok uzun bir süredir devam eden Kürt alerjisinin, Kürt fobisinin, Kürt düşmanlığının, bugün güncel politikada da temel eksen olduğunu gösteriyor. Bu anlamıyla sorunları çözmeye hizmet etmiyor. Bugün Kobanî, Hesekê, Qamişlo’ya saldırmak, buradaki Kürtlere saldırmaktır. Siz ha Qamişlo'yu bombalamışsınız ha Nusaybin’i bombalamışsınız, ha Kobanî’yi bombalamışsınız ha Suruç‘u bombalamışsınız.
Çözüm açık ve net
İçeride barış deyip Rojava’da Kürtlere saldıramazsınız. İçeride Kürt'e el uzatıyorum deyip sınırın öte yanında Kürt'ün başına bomba yağdıramazsınız. Burada bin yıllık tarihimiz var deyip o bin yıllık tarihin asli öznesi olan ama sadece yüz yıl önce yapay bir sınırla başka bir devletin egemenliğinde kalan Kürtlere, 'bu bin yıllık kardeşliğin paydaşı, öznesi değilsiniz' diyemezsiniz. Kürtleri, duygu, düşünce, yaşam, kültür ve tarih olarak bir birinden ayıramazsınız. Kürt sorununun demokratik çözümünden ve barıştan yanaysanız tüm Kürtlerin elini tutacaksınız. Çözüm çok açık ve nettir.
Çağrılara kulak tıkamayın
‘Türkiye ile diyalog kurmak istiyoruz. Türkiye ile sorunumuz yok’ diye çağrılar yapıyorlar. Bu çağrılara kulak tıkamak değil, kulak kesilmek gerekiyor. Bu çağrıların gereğini yapmak gerekiyor. Rojava’daki Kürtler, Türkiye halklarına asla tehdit değildir. Sınır güvenliği tank, top, SİHA ve İHA ile sağlanmaz. Sınır güvenliği barışçıl politikalarla sağlanır. Halkımıza yönelik katliamcı anlayışı kabul etmiyoruz. SMO çetelerini halkımızın üzerinden çekin. Asla yeni bir katliam sürecinin yaşanmasına göz yummayacağız. Sessiz kalmayacağız. Bunu asla kabul etmeyeceğiz. Buna karşı her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz.
Hükümetin samimiyetinin testi
Hükümet de Türkiye'de başlattığı tartışmalarda samimi ise bunun Suriye politikasına yansımasını göstermelidir. Türkiye’deki barış ve çözüm tartışmalarının sınandığı yer, bugün Suriye’dir, Rojava topraklarıdır. Orada Kürt'e yönelik tutum, buradaki meselenin samimiyetini test edecektir."