Çıkardıkları yangını söndürür gibi yaptılar

  • Dersim’deki orman yangınlarının askeri operasyonlar sonucu başladığını kaydeden Emek ve Demokrasi Güçleri, yangınlara zamanında yeterli müdahalede bulunulmamasına tepki gösterdi. Yeterli müdahale edilmediği için dün de yayılarak devam etti.

 

Askeri saldırı sonucu 17 Ağustos’ta Dersim’in Hozat ilçesinin kırsalında başlayan ve Ovacık ilçesine bağlı köylere yayılan orman yangını dün de devam etti. Kamuoyunda oluşan tepkiler sonucu 13 gün sonra yangına müdahale edilmeye başlanırken önceki gün de Munzur Vadisi’ndeki Fırtına Veli Çeşmesi ile Pülümür Vadisindeki Roj Deresi’nde orman yangınları çıkarıldı.

Munzur Vadisi’nde başlayan orman yangını rüzgarın etkisiyle hızla yayılırken, sabah saatlerinde bazı yurttaşlar ile Dersim Belediyesi itfaiye ekipleri, yangına müdahale etmeye başladı.  Pülümür Vadisi’nde iki gündür süren yangına ilişkin ise dün öğle saatleri itibarıyla herhangi bir müdahale yapılmadı. Yangın bölgesinde incelemelerde bulunan Emek ve Demokrasi Güçleri temsilcileri, engellemeler ve yangınlardaki son durumu anlattı. 

Askerler engelliyor

Doğa aktivistlerinden Haydar Çetinkaya, yangınları söndürme girişimlerinin sürekli askerler tarafından engellendiğini aktardı. Valiliğin ”25 Ağustos’ta başladı” iddiasının aksine yangının 17 Ağustos’ta başladığına dikkat çeken Çetinkaya, kamuoyunda oluşan tepkiler sonucu helikopterlerle müdahale edilmeye başlandığına işaret etti. Orman yangınlarında çiftte standardın olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Bölgenin tamamında 20 yıldır ölçüsüz bir şiddetle karşı karşıyayız ve bu ciddi orman yangınlarına neden oluyor. Batı’da yangınlar için seferber olunurken, burada bırakın seferber olmayı, gönüllü müdahalede bulunmak isteyenler engelleniyor. Gerekçe olarak da ‘güvenlik’ öne sürülüyor. Batı’da en iyi araçlarla yangınlarla müdahale ediliyor, burada en kıt kaynaklar bile devre dışı bırakılıyor” diye konuştu.

İnsansızlaştırmak istiyorlar

 Yangına ilk günlerde müdahale edilmediğinden kaynaklı yüzlerce hektarlık alanın küle döndüğünü kaydeden Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) Başkanı Selman Yeşilgöz, yangında sadece ağaçların yanmadığını, bütün canlıların yok olduğunu söyledi. Yeşilgöz, kentteki yangınlarının ilk olmadığına işaret ederek, ”Yıllardır Dersim coğrafyası, bir bütün olarak da Kürdistan coğrafyası yakılıp yıkılıyor ve boşaltılıyor. Dilimize, inancımıza ve kültürümüze uygulanan tahammülsüzlüğün aynısı coğrafyamıza da gösteriliyor” dedi.

Yangınların 1938’den bu yana uygulanan devlet politikasının bir devamı olduğunu vurgulayan Yeşilgöz, şunları ifade etti: “Bölge insansızlaştırılmak istenerek, yaşanmaz hale getirilmeye çalışılıyor. Bölge daha önce de HES ve barajlarla sulara boğulmak istendi. Ormanların yakılmasıyla bölge insansızlaştırılmak isteniyor. Yangınların bir diğer nedeni ise maden şirketlerine yol açmaktır.”

Bilinçli olarak çıkarılıyor

 Bölgedeki yangınlara müdahalenin sürekli askerler tarafından engellendiğini belirten görevden alınan Akpazar Belde Belediyesi Eşbaşkanı Oran Çelebi, bu durumun kabul edilemez olduğunu kaydetti. Çelebi, yangınların genelde askeri operasyonlar sonucu ve bilinçli bir şekilde çıkarıldığını dile getirdi. Çelebi, bu durumun “yöntem” haline getirildiğine işaret ederek, ”Örgüte karşı mücadele adı altında yeni yöntem olarak ormanlar yakılıyor. Yüz hektarlık alan kül oldu şu anda. Hala da devam ediyor” dedi. 

Basın açıklaması yapıldı

Bu arada yangın bölgesine girişleri engellenen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi Milletvekili Mahmut Tuğrul ve sivil toplum örgütü temsilcileri, kent merkezine döndükten sonra Seyit Rıza Meydanı’nda açıklama yaptı.

Emek Partisi (EMEP) Dersim İl Başkanı Ergin Tekin, Akdeniz ve Ege’de çıkan orman yangınlarında büyük bir duyarlılık gösterildiğini, ancak Kürt coğrafyasında çıkan yangınlarda çeşitli bahanelerle müdahalelerin geciktirildiğini söyledi. 13 gündür Hozat’ta başlayan orman yangınına devletin yetkili organlarının yeterli müdahalede bulunmadığına dikkat çekti. Hozat bölgesinde yangının askeri operasyonlar sonucu çıktığını kaydeden Tekin, “Yıllardır Dersim’de yangınlar çıkmakta ama her yıl hep bilindik gerekçeyle halkın yangını söndürmeye çalışması engellenmiştir. Gerekçe şudur: Özel güvenlik bölgesidir, operasyon devam ediyor, o nedenle hiç kimseyi alana alamayız. Bugün de geçelim siyasi partileri, kitle örgütlerini, gelen milletvekillerinin alana girmesi yerel idare tarafından engellenmiştir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da özel güvenlik bölgesi gerekçe gösterilerek halkın ve temsiliyet sahiplerinin yangın alanına girmesi engellenmiştir. Hatta tehdide varan daha ileri tutumlar sergilenmiştir” diye konuştu.

Vali açıkça yalan söylüyor

Tunceli Valiliği’nin yangının kontrol altına alındığı yönünde yaptığı açıklamaların aksine yangına az sayıda görevlinin gittiğini belirten Tekin, “Araç sayısının yetersiz olduğu yine gözlemlerimiz arasındadır. Bugün itibarıyla Munzur vadisi Fırtına Veli Çeşmesi bölgesinin üst sınırında ciddi bir yangın başlamış ve öğlen başlayan yangına hala havadan müdahale edilmemiştir. Aynı zamanda Kutudere bölgesinde çıkan yangına da havadan müdahalenin başlamadığı bilinmektedir. Her iki yangına belediye ekiplerince müdahale edilmiş ancak yangının çıktığı bölge itibarıyla havadan müdahale yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

100 yıllık politika

DBP ve HDP heyeti olarak Emek ve Demokrasi Güçleri ile birlikte yangın bölgesine gittiklerini ancak müdahale edilmesine izin verilmediğini belirten DBP Eşbaşkanı Saliha Aydeniz ise “Orada bazı şeylerin görülmesini istemediler. Uzaktan yangın bölgesini izlediğimizde yüzlerce hektarlık alanın yandığını gördük. Aslında ilk gün iki saatlik bir müdahaleyle yangın söndürülebilirdi, ancak müdahale edilmediğinden yangın halen devam ediyor ve binlerce canlının yaşam alanı yok oldu. 1938’den beri katliam ve düşmanlık politikası sürdürüldüğünü biliyoruz. 100 yıldır aynı politika” sözleriyle tepki gösterdi. 

Katılımcılar 5 dakikalık oturma eyleminin ardından açıklamayı sonlandırdı.

DEDEF’ten sahiplenme çağrısı

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) ise İstanbul’da açıklama yaptı. Kadıköy Rıhtım’daki açıklamaya, Halk Evleri, Munzur Çevre Derneği, Bingöl Peri Vadisi Dernekleri Platformu, Patika, Sosyalist Meclisler Federasyonu temsilci ve yöneticileri katıldı. ”Yakılan tarihimiz, canlarımız ve geleceğimizdir” pankartı ve ”Dersim 12 gündür yanıyor, AKP seyrediyor ” dövizi açan kitle sık sık, ”Cudi’den Dersim’e onuruna sahip çık” ve ”Orman yangınları politiktir” sloganları attı. 

DEDEF Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Yeğin, Dersim’de devam eden yangının binlerce hektarlık alanın yok olmasına neden olduğunu söyleyerek, ”Sadece Dersim’de değil Bingöl, Yayladere, Cizre ve Şırnak bölgeleri de günlerce yanmış ve müdahaleye izin verilmemiştir. Bölgemizde operasyondan kaynaklı yaşanan yangınlar, her yıl yüzlerce hektar orman alanının kaybolmasına neden olurken, yangınla mücadelede büyük miktarda masraflara, ekolojik dengenin bozulmasına, canlı yaşamına, yaban hayatının önemli ölçüde tahrip olmasına neden oluyor” dedi.

Yangın yayılmadan ve geç kalınmadan havadan ve karadan acil müdahale edilmesini istediklerini vurgulayan Yeğin, şunları ekledi: ”Ormanlarımızı kül eden yangın değildir, savaşlar, rantlar ve doğanın devletin öncelikler listesinde yer almamasıdır. Buradan bir kez daha söylüyoruz; yanan orman alanlarının yerine maden ocaklarının açılmasını değil, bir an önce fidan dikimi yapılıp eski haline döndürülmesini istiyor ve takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.”

Konuşmaların ardından açıklama, sloganlar eşliğinde son buldu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.