Cins kırımına karşı her yerde öz savunma


Dünya genelinde en yaygın insan hakkı ihlali olarak görülen kadına yönelik şiddet rakamları ürkütücü boyutlara ulaşmış durumda. Birleşmiş Milletler’in (BM) Avrupa Birliği (AB) 2014 raporuna göre, Avrupa’da her 15 kadından biri, Birleşik Devletler Adalet Şubesi’ne göre ise ABD’de her 90 saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) 2014 Küresel Cinayet raporuna göre kadınların Amerika’da yüzde 8’i, Asya’da yüzde 20.5’i, Afrika’da yüzde 13.7’si, Avrupa’da yüzde 28’i tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyor. UNODC raporlarına göre, 2012 yılında dünya genelinde 426.338 kadın cinsel saldırıya uğradı, 243.853 kadın tecavüze uğradı. Kayıt altına alınan rakamlar böyle olsa da kadına yönelik şiddetin pek çoğunun kayıt altına alınmaması ise yıkıcı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Ataerkil sistem kadınların hayatlarını bu denli alt üst ederken, kadınlar çarenin ‘erkek devletin vereceği adalet’ olmadığının farkına varıyor. Kadına yönelik şiddetin, taciz, tecavüz karşısında kadınlar çeşitli ülkelerde kurdukları öz savunma güçleriyle diğer kadınlara da örnek oluyor. Dünya kadın öz savunma örneklerinden anlaşılacağı üzere kadınlar, kendi savunmalarını içinde bulundukları devlet düzenine bırakmayarak kendi güçleriyle erkekliğe meydan okuyor. Dünya kadın öz savunma örneklerinden bazıları şunlar:
Gulabi Gang (Pembe Çete)
Hindistan’ın kuzeyinde 2006 yılında Sampat Pal Devi tarafından kuruldu. Adını, giydikleri pembe renkli yerel kıyafetten alan çete, kadınlara şiddet uygulayan erkekleri bambu sopalarıyla dövüyor. 10 kadınla yola koyulan Gulabi Çetesi’nin, bugün 270 bin üyesi var. Kadına yönelik suçların yanı sıra elektrik kesintisi, su sorunu, yolsuzlukla da mücadele eden Gulabi Çetesi geceleri sokaklarda devriye geziyor. Bir adalet çetesi olduklarının altını çizen Sampat Pal Devi, “Beni öldürmeye, tutuklamaya, aşağılamaya ve susturmaya çalıştılar ama işler kadınlar için düzelmedikçe pes etmeyeceğim” diyor.
Red Birigade (Kızıl Tugay)
Gulabi Çetesi’nden ayrılarak Hindistan’ın Lucknow bölgesinde 2011 yılında Usha Vishwakarma tarafından kuruldu. Siyah şalvar üzerine kırmızı gömlek giyen Red Birigade üyeleri, özellikle cinsel şiddet ve küçük kız çocuklarına yönelik taciz ve tecavüzlere karşı mücadele ediyor. 16-25 yaş arası genç kadınlardan oluşan grubun 200’den fazla üyesi var. Vishwakarma “Din, kadınları çok güçsüz gösteriyor. Biz kadınların saldırılara karşı mücadele edebileceğimizi bilmemiz, fiziksel ve zihinsel olarak güçlü olmamız lazım” diyor. Hindistan’ın tüm kentlerinde Kızıl Tugay kurmak için çalışmalarına devam ediyor.
Warrior Sisters (Savaşçı Kızkardeşler)
Kuzey Amerika’da 2013 baharında Sam Krop tarafından kuruldu. Gulabi Gang deneyimininden ilham alarak oluşturulan Warrior Sisters, çeşitli bölgelerde haftalık eğitim toplantıları yapıyor, ücretsiz olarak sözel ve bedensel eğitimler veriliyor. İsrail savaş sanatı ve iletişim teknikleri kombinasyonuyla kadınların tehlikelerden kurtulmasına yardımcı olunuyor. Kadınlar bu süreç içerisinde kendi sınırlarını çizmeyi, rahatsız oldukları durumları tanımlamayı ve basmakalıp fikirleri aşıp kendilerini korumayı öğreniyorlar.
Arming Sisters (Silahlı Kızkardeşler)
Amerika ve Kanada’da yaşayan yerli kadınların tecavüze ve cinsel saldırıya uğrama oranının yüksekliği karşısında onlara ücretsiz eğitimler veren bir dernek. Patricia Stein, Mısır’da Tahrir Meydanı’nı koruyan kadın savunma gruplarından etkilenerek böyle bir dernek kurmaya karar vermiş. Kadınları cesaret ve bilgi ile donatarak saldırılara karşı öz savunmalarını güçlendirmek temel amacı.
MSA Sisters’ Self-Defanse (Müslüman Kızkardeşler Öz Savunma)
Müslüman kadınlar için Fatima Garsi tarafından yeni başlatılmış bir çalışma. Ücretsiz olarak boks/Muay Thai, sopa ile mücadele, atletizm ve dövüş sanatları dersleri veriliyor. Bu eğitimlerle kadınların fiziksel ve zihinsel olarak güçlendirilmesi hedefleniyor.
Primer Comunicado de la Célula Armada de Putas Histéricas-CAPH (Silahlı Çılgın Kevaşeler Kolektifi)
Gerçek bir çağrı mı yoksa sembolik bir hareket mi olduğu bilinmeyen videoda kolektif, feminist mücadelenin radikalleşmesi çağrısında bulunuyor. “Korku mu? Asla! Her zaman bizim üzerimizde baskı kurdunuz. Artık bizi korkutamazsınız. Bizi kışkırttınız! Şimdi mücadele zamanı! Artık silahlarımız ve medya araçlarımız var. Maçoları kendi silahlarıyla vuracağız!” denilen videoda İspanya’nın Sevilla kentinde gerçekleşen bir dizi protesto eylemi de kolektif tarafından üstleniliyor.
Kızıl Sopalılar
Cins kırımına karşı kadın öz savunmasını sağlamak üzere kuruldu. Dêrsim’de şiddete uğrayan bir kadının kendilerine başvurması üzerine şiddet uygulayan erkek, kendi evinde dövülerek cezalandırıldı. Antep’de de benzer şekilde cezalandırma eylemi gerçekleştiren kadınlar “Tacizciler ve tecavüzcüler kızıl sopalarımızın şerrinden kurtulamayacaklar. Bütün genç kadınları taciz ve tecavüze karşı saflarımızda örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz” diyorlar.
Arîn Mîrxan Kadın Savunma Timleri
Özgecan’ın vahşice katledilmesi sonrası ülke genelinde yapılan protesto gösterileri sırasında Rojava Devrimi’nden etkilenen genç kadınlar tarafından Amed’de kuruldu. Şiddet uygulayan erkekleri uyaran kadınlar, “Başınıza geleceklerden biz sorumlu değiliz!” diyor.
Yekîneyên Parastina Jinê-YPJ (Kadın Savunma Birlikleri)
Rojava’da yaratılan kadın kazanımlarını korumak ve Rojava’da oluşturulmak istenen öz yönetim deneyimine yönelik saldırılara karşı bir savunma gücü ihtiyacından doğdu. Yaşları 19-25 arasında değişen kadın savaşçılar, Kobanê’de DAİŞ’e karşı ön saflarda verdikleri mücadele ile erkek zihniyetine karşı ahlaki ve politik olarak toplumu koruyorlar. Gördükleri askeri eğitim sonrası YPJ saflarına katılan 5 binin üzerinde kadın savaşçı olduğu sanılıyor. YPJ komutanlarından Narîn Efrîn, “Bir kadın komutan olarak birincil sorumluluğum, kadınların kendi iradeleri olduğunu gösterebilmeleri. Tüm eğitimlerimizi başarıyla tamamlayan kadınlar, ‘kadınlar savaşamaz’ söyleminin bir yalan olduğunu kanıtlıyorlar” diyerek, YPJ’nin rolü üzerine değerlendirmelerde bulunuyor.
JINHA/AMED
