Çıplak işkence: 23 yılda 780 başvuru

Kadın Haberleri —

.

.

  • Çıplak işkenceye dair 23 yılda kendilerine 780 başvuru yapıldığı bilgisini paylaşan İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, buna karşı mücadeleyi Kürt kadınların verdiğinin altını çizdi. Dindar çevrelerin bu konuyu tartışmaya açmasını ise olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun  31 Ağustos günü Uşak’ta “Gülen cemaati” operasyonunda gözaltına alınan 30 kadına, Emniyet’te çıplak arama yapıldığını duyurması ardından birçok kadın sosyal medya hesapları üzerinden maruz kaldıkları uygulamaları teşhir etti. Çıplak arama işkencesi 2006 yılında AKP hükümeti tarafından tüzük ile mevzuata dahil edilse de AKP’li vekiller, “Türkiye’de çıplak arama yok” söyleminde ısrarcı. Çıplak arama işkencesinin uzun yıllardan beri Kürt ve sosyalist kadınlara uygulanan bir yöntem olduğunun altını çizen İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Eren Keskin, 23 yılda kendilerine 780 başvuru olduğu bilgisini verdi. 

Yıllardır dile getiriyoruz

Devlet tarafından cinsel işkenceye uğrayan kadınlara 1997 yılından itibaren avukatlık yapan Keskin, “90’larda çıplak aramayı bırakın, özellikle siyasi nedenlerle gözaltına alınanlar çırılçıplak soyuluyorlardı, işkence odalarına alınıyorlardı. Ne yazık ki bizim coğrafyamızda Kürtlere, Kürt kadınlara ya da sosyalist kadınlara yapıldığında tartışılmıyor. Son günlerde sanki sadece cemaat davasından yargılananlara yapılıyormuş gibi ama bu böyle değil. Bizim bu konuda yayınlanmış kitaplarımız, raporlarımız var. Biz yıllardır bunları dile getirmeye çalışıyoruz ama yeni yeni tartışılmaya başlandı” dedi.
 
Bedene saldırıdır

Türkiye’nin imzaladığı sözleşmelere aykırı davrandığına dikkat çeken Keskin, gözaltına alınan ve tutuklananların aranmasına ilişkin nasıl davranılacağı yönünde Birleşmiş Milletler’in (BM) kuralları olduğunu hatırlatarak, “Bu aramaların kişinin onurunu kırmayacak ve mahremiyetine saygısızlık oluşturmayacak şekilde yapılması gerekiyor. Oysa çıplak arama, özellikle kadınlar açısından hem onur kırıcı hem de mahrem kabul ettikleri bir takım yerlerine saldırı anlamına geliyor. O nedenle çıplak arama BM mahpuslara davranış kurallarına tamamen aykırı” diye belirtti.
 
Çıplak arama gerekli değil

Arama yöntemleri için geliştirilmiş bir takım aletler olduğunu, bu nedenle de çıplak aramanın gerekli olmadığına işaret eden Avukat Keskin, “Çıplak aramalar kişinin onuruna yönelik bir saldırı. Tamamen onur kırmak, yalnızlaştırmak, korkutmak amacıyla yapılan bir arama yöntemi. Bu nedenle tamamen insan haklarına ve kadın haklarına aykırı” diye ekledi.
 
Mücadeleyi Kürt kadınlar verdi

Keskin, cinsel işkence gören her kadına ayrımsız bir şekilde yardım ettiklerini, işkenceye karşı çıkmanın kişinin siyasi görüşü ile ilgili olmadığını belirtti. “Faşist de olsa bir insana işkence yapılmasına karşı çıkacaksınız” diyen Keskin, şöyle devam etti: “İşkenceye karşı olmak bir tavırdır. Bu nedenle biz işkence gören kişinin siyasal görüşlerine bakmıyoruz. Ben çok kez cemaatçi kadınlarla görüşme yaptım, cinsel işkenceye dair iddiaları vardı, konuşmak istemediler. Yeni yeni konuşmaya başladılar. Biz işkenceye karşıyız, bu nedenle dindar kadınların da konuşmaya başlamasını önemli buluyorum. Çünkü bu coğrafyada yaşayan her kadın gözaltına alındığında cinsel tacize, cinsel saldırıya maruz kalabiliyor. Şunu unutmamak gerekiyor ki cinsel işkenceye karşı mücadeleyi Kürt kadınlar, sosyalist ve feminist kadınlar verdi. Bugün eğer dindar kadınlar bu açıklamayı yapma cesareti gösteriyorsa önceki kadınlar sayesindedir.”
 
Devlet güçleri cezalandırılmıyor

1997 yılından beri Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu olarak çalıştıklarını ifade eden Keskin, bugüne kadar büroya 780 kadının başvurduğunu ve yüzde 85’ini oluşturabilecek şekilde Kürt kadınların olduğunu belirterek, “Başvurularda tabii ki sosyalist, trans kadınlar var. Bugüne kadar faili devlet güçlerinden biri olan asker, polis gibi hiçbir fail cezalandırılmadı. Bu kadar yıl içinde sadece 2 korucu cinsel saldırıdan ceza aldı. Bunun dışında iç hukukta müthiş bir cezasızlık var. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) kazanıyoruz davaları. Devlet güçlerinden biri kesinlikle ceza almadı ve almıyor” dedi.
 
Çıplak işkence yöntemleri

Türkiye’de 90’lı yıllardan bu yana gözaltı ve tutuklamalarda birçok yöntem kullanıldığını dile getiren Eren, “1997 yılından beri başvuran kadınlar genel olarak, çıplak arama, çırılçıplak sorgulama, anal, oral, vajinal ya da çeşitli cisimlerle tecavüze maruz kalan kadınlar. Çırılçıplak tekerlek içine oturtulup yuvarlamak, göğüs, vajinal bölgeye parmak uçlarından elektrik verilmesi gibi birçok yöntem var uygulanan” diye belirtti.

Devlet işkencesini bir devlet kurumu raporluyor

Cinsel işkencenin belgelenmesinde savcılık ve hakimlerin sadece adli tıp raporlarını delil olarak kabul etmesinin sorun olduğuna işaret eden Eren, “Adli Tıp bir devlet kuruluşu. Bir devlet biriminin yaptığı bir işkenceyi başka bir devlet kurumunun raporlaması bekleniyor. Bu konuda sorunlar yaşıyoruz. Türkiye Mardin’de tecavüze uğrayan Şükran Aydın davasında yıllar önce AİHM’de mahkum edildi. Bu mahkumiyetin gerekçesi, bağımsız bir hekimden rapor alınmamış olmasıydı. Türkiye AİHM’in ‘bağımsız hekim, hastane raporlarını kabul etmek zorundasın’ demesine rağmen Yargıtay kararları bu yönde olduğu için savcı ve mahkemeler sadece Adli Tıp raporlarını delil kabul ediyor. Bu çok önemli bir sorun olarak varlığını devam ettiriyor” ifadelerini kullandı.
 
İşkence bir devlet politikası

İktidarın “yapmayacağım” dediği şeyleri uyguladığına dikkat çeken Keskin, son olarak şunları kaydetti: “Devlet uygulamaya devam etmek için yalanlıyor. Bu kadar basit. İşkence bir devlet politikası Türkiye’de. İşkenceyi yapan asker, polisten onları yeterince sorgulamayan savcılara, dava açılsa bile beraat kararı veren hakimlere kadar hepsi sistemin parçaları. Maalesef bazı gazeteciler de devletin suçlarını örtmek için gazetecilik yapıyor ama biz her zaman gerçekleri açıklamaya devam edeceğiz.”

JINNEWS/İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.