82 cinsel taciz, 74 çıplak arama

Toplum/Yaşam Haberleri —

Kadın eylemleri / foto:AFP

Kadın eylemleri / foto:AFP

  • Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Ofisi, her yıl 25 Kasım’da hazırladığı başvuru raporuna göre 82 kişi cinsel işkenceye, 74’ü çıplak aramaya maruz kaldı.

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Ofisi, her yıl 25 Kasım’da hazırladığı başvuru raporunu açıkladı. Ofisin 2025 raporunda 98 başvurudan 82’sinin cinsel taciz, 74’ünün çıplak arama, 61’inin tıbbi işkence, 56’sının psikolojik işkence ve 52’sinin darp vakası olduğu belirtilerek, kadınlara yönelik şiddetin boyutunun giderek büyüdüğünü açıkladı.

Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Ofisi, kuruluşunun 28. yılında hazırladığı raporla Türkiye’de gözaltı merkezleri, cezaevleri, geri gönderme merkezleri ve kamusal alanlarda yaşanan cinsel işkence vakalarının boyutunu ortaya koydu. Ofis, 1997’den bu yana gözaltında, ev ve köy baskınlarında, sokakta, okulda ve işyerinde cinsel işkenceye maruz kalan kadınlara ve trans kadınlara ücretsiz hukuki yardım sağlıyor. Ancak 28 yıllık çalışmanın ardından “pratikte çok fazla şey değişmedi” değerlendirmesinde bulundu.

Raporda, Türkiye’nin yazılı hukukunda 1997’den bu yana belirli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, uygulamada sistematik sorunların sürdürüldüğü vurgulandı. 1997’de Türk Ceza Kanunu’nda kadına yönelik şiddete dair bir bölüm bulunmadığı, tecavüz suçunun tanımının son derece yetersiz olduğu, cinsel taciz suçunun ise tanımlı bile olmadığı hatırlatılırken, kadın mücadelesinin etkisiyle tecavüz suçunun kapsamının genişletildiği, cinsel tacizin tanımlandığı, bekaret kontrolünün belirli kurallara bağlandığı aktarılıyor. Raporda tüm bu değişikliklere rağmen, özellikle işkencenin belgelenmesi konusunda hiçbir ilerleme olmadığına dikkat çekiliyor.

foto:AFP

Belgelenemeyen işkence

Türkiye’de yargının hâlâ yalnızca Adli Tıp Kurumu raporlarını delil olarak kabul ettiği belirtilirken, kurumun siyasal iradeye bağımlı yapısı ciddi bir sorun olarak öne çıkarılan raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1993 yılında Mardin’de gözaltında cinsel saldırıya uğrayan Şükran Aydın davasında Türkiye’yi mahkum ettiği hatırlatılıyor; mahkumiyet gerekçeleri arasında işkencenin bağımsız hekim raporuyla belgelenmemiş olması da yer almıştı. Buna rağmen Türkiye yargısı, yasal zorunluluk olmamasına rağmen hâlâ bağımsız hekim raporlarını kabul etmiyor.

Raporda, İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye açısından hâlâ bağlayıcı olduğu vurgulanırken, 2021’de Cumhurbaşkanı kararıyla sözleşmeden çekilmenin kadın hukukçular açısından yarattığı güç kaybının altı çiziliyor. “Kadına yönelik şiddet politiktir” görüşü açıkça dile getirilerek, devletin söyleminde sertleşme, nefret dili ve ayrıştırıcı politikalardaki artışın ilk sonuçlarının kadınlar ve kız çocukları üzerinde görüldüğü belirtiliyor.

Her alanda cinsel işkence

Ev ve köy baskınlarında, basın açıklamalarında, gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde cinsel işkencenin halen devam ettiği, cinsel tacizin hem sözlü hem fiziksel biçimleriyle yaygın bir işkence yöntemi olarak kullanıldığı ifade ediliyor. Trans kadınlara yönelik devlet şiddetinin sürdüğü, yalnızca gözaltında değil yaşamın tüm alanlarında sistematik ayrımcılığa ve şiddete maruz kaldıkları vurgulanıyor.

Cezaevleri ve geri gönderme merkezlerinin şiddete son derece açık alanlar olduğu kaydedilirken, başvuruların artmasına rağmen kadınların hukuki takip başlatmaktan çekindikleri tespiti yapılıyor.

Her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da sayısal verilerin içeren bir rapor yayınlayan Hukuki Yardım Bürosu, açıklamanın sonunda “coğrafyamızdaki en biatsız mücadelenin kadın kurtuluş mücadelesi olduğunu” vurgulayarak, şiddete karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.

foto:AFP

2025 başvuru istatistikleri

Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’nun 2025 yılı başvuru verileri, cinsel işkencenin ve kötü muamelenin boyutunu açık biçimde ortaya koyuyor. 98 başvurunun dağılımı, hem şiddetin çeşitliliğini hem de hedef alınan toplumsal kesimleri görünür kılıyor.

Başvurucuların kimlik dağılımı

* Toplam başvuru: 98

* Kadın: 90

* Trans kadın: 7

* Çocuk: 1

Etnik kimliğe göre dağılım

* Kürt: 46

* Türk: 42

* Ermeni: 3

* Roman: 2

* Arap: 3

* Arnavut: 1

* Ukrayna: 1

Maruz kalınan şiddet türleri

* Cinsel Taciz: 82

* Çıplak Arama: 74

* Tıbbi İşkence: 61

* Psikolojik İşkence: 56

* Darp: 52

* Temel ihtiyaçtan mahrum bırakma: 67

* Ters kelepçe (ekimoz oluşumu): 33

* Cinsiyet kimliğini aşağılayıcı söylem: 14

* Cinsiyet kimliğini hedef alan tehdit: 1

* Fiziksel işkence: 6

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.