Colani ile anlaşmayacağız

Dürziler / foto:AFP
- Dürzi aktivistler: “Süveyda’da 29 köy hala HTŞ’nin işgali altında. İstediğimiz Suriye bu değil. Colani ile anlaşmadık, anlaşmayacağız. Ancak Suriye’nin gelecekteki demokratik bir otoritesiyle anlaşırız.”
BARIŞ BALSEÇER/STRASBOURG
Uluslararası güçlerin desteğiyle Şam’ı ele geçiren Heyet Tehrir El Şam’ın (HTŞ) Suriye halklarına ve inanç topluluklarına yönelik katliam ve soykırım saldırıları devam ediyor. Merkeziyetçi ve tekçi bir yönetim kurmak isteyen HTŞ rejimi, başta Kürtler olmak üzere farklı halkların ve inançların ademi merkeziyetçi Suriye talebini baskı ve şiddetle reddediyor. Bu saldırılarda binlerce Dürzi katledildi, onlarca kadın ve çocuk kaçırıldı ve akıbetleri hâlâ bilinmiyor.
HTŞ’nin katliamcı politikalarına uluslararası düzeyde yeterli tepki gösterilmemesine karşın Avrupa’daki Dürziler sokaklarda protestolarını sürdürüyor. Süveyda’da yaşanan yıkımı ve halkın uğradığı katliamı diasporada yaşayan Dürzi gazeteci Farah Fayad ve aktivist Naber Alchoufi ile konuştuk.
Süveyda tamamen yıkıldı
Farah Fayad, 29 köyün hala HTŞ’nin işgali altında olduğunu söyledi: “Kentte kaldıkları kısa sürede 2 binden fazla insanı katlettiler. 700’den fazla kişi savunmasızdı; kendilerini koruyacak hiçbir silahları yoktu. Evleri bastılar, insanları savunmasız halde öldürdüler.”
100’den fazla kadın kayıp!
Kadınların özellikle hedef alındığını vurgulayan Fayad, hâlâ akıbeti bilinmeyen 100’den fazla kadın olduğunu belirtti: “Kadınlar öldürüldü ya da kaçırıldı. Bazıları evlerini terk etmek zorunda kaldı; okullarda ve halkın evlerinde sığınaklar hazırlandı.”
Dürzi kadınların zorlu koşullara rağmen direnişlerini sürdürdüklerine dikkat çeken Fayad, şöyle devam etti: “Dürzi kadınlar tarih boyunca haklarından asla vazgeçmedi. Saldırılar sırasında Dürzi ve Hristiyan kadınlar da silah alıp evlerini ve topraklarını savundu. Bugün ne yazık ki bazılarını şehit olarak anıyoruz.”
‘İstediğimiz Suriye bu değil’
Kürt halkıyla dayanışma içinde olduklarını dile getiren Fayad, “kalben ve fikren yan yana” olduklarını söyledi: “Kürtler tüm farklı kimliklerin birbirini kabul edip saygı duyduğu, demokratik ve ortak bir Suriye’nin gelişebilmesi için mücadele ediyorlar. Kürtlerin taleplerini tümüyle destekliyoruz.”
Suriye’nin bugün terör, mezhepçilik ve farklı kimlikleri kabul etmeyen bir anlayış üzerinden şekillendiğine dikkat çeken Fayad, şunları ekledi: “Bugün Suriye korku ülkesine dönmüş durumda. Ancak bizim istediğimiz Suriye bu değil.”
Suriye 13’üncü yüzyıla geri döndü
Naber Alchoufi ise Süveyda halkının özgürlük ve demokrasi taleplerini sıraladı: “Özgürlük ve insan hakları için bir araya geldik. Zulme karşı duruyoruz ve herkesin yasal çerçevede haklarına kavuşmasını istiyoruz. Özellikle baskıcı otoritelerin dayattığı gerici anlayışa karşı çıkıyoruz.”
Suriye’deki değişimin radikal çete gruplarının eline geçtiğini ekleyen Alchoufi, geliştirdikleri politikaların toplumu Ortaçağ zihniyetine geri götürdüğünü vurguladı: “Bu anlayışı benimseyen radikal gruplar tarafından ülke ele geçirilmiş durumda. Böyle bir zihniyetle bir arada yaşamamız mümkün değil.”
Ayaklanma meşruydu
Alchoufi, Süveyda’da yaklaşık bir buçuk yıl önce başlayan halk ayaklanmasının “şiddetsiz, sivil ve meşru” olduğunu söyleyerek, toplumun demokrasi ve laikliğe dayalı köklü bir değişim talebinde bulunduğunu hatırlattı. HTŞ’nin halkın değişim talebine karşı büyük bir hayal kırıklığı yarattığını ifade eden Alchoufi, şöyle devam etti: “Belki çözüm olurlar diye düşündük, ama hepimiz aldatıldık. Süveyda ile HTŞ arasındaki çatışma aslında medeniyet ile barbarlık arasındaki bir çatışmadır. İnsanların bayram kutlamasına bile tahammül edemediler. Bu yüzden büyük bir kopuş yaşandı.”
Güvenmiyoruz
Süveyda halkının ödediği ağır bedellere rağmen onuruna ve sözüne sahip çıktığını vurgulayan Alchoufi, sözlerini şöyle tamamladı: “Suriye’nin bağımsızlığı için ödenen bedelin önemli bir kısmını Süveyda halkı verdi. Colani’ile anlaşmadık, anlaşmayacağız. Ancak Suriye’nin gelecekteki demokratik otoritesiyle anlaşırız.”















