Çürüyen iktidar toplumu da çürüttü

Forum Haberleri —

.

.

  • Çürüyen iktidar toplumu da çürüttü. Kürtler; çürüyen iktidardan ve çürüyen toplumdan kendisine gelebilecek tehlikeleri bilerek son derece bilinçli, duyarlı ve tedbirli hareket etmelidirler.

ŞÜKRÜ GEDİK

Günümüz Türkiye’sinde alışıla gelmişin dışında yapılanan kurumlardan yargı, yürütme ve yasama erki başta olmak üzere devletin temel kurumları yozlaşmış, vasfını yitirmiş durumdadır.

MİT, Ordu, Emniyet teşkilatı gibi kurumlar da dahil, devletin temelini teşkil eden kurumların nitelikleri değişime uğradığı için devletin işleyiş mekanizması da değişmiştir. İşleyen mekanizma, inşa edilen faşist rejimin hizmetine giren bir mekanizmadır.

İktidar gücünü elinde bulunduran AKP faşizmi ve şefi Erdoğan, devletin imkanlarını halktan ziyade kendi iktidarının çıkarları doğrultusunda kullanarak ciddi bir güç zehirlenmesi yaşamaktadır.

İktidar mensubu zevatın nasıl insan kayırdığını, kanunları nasıl hiçe saydıklarını, yargıyı nasıl etkiledikleri, yetkilerini kendi görevleri dışında nasıl hoyratça kullandıkları, ahlaksız işlere bulaştıkları bilinmektedir.

Bütün kirli işler ifşa olmasına rağmen nasıl iktidarda durdukları da aşikardır. Külliye dedikleri yerleşkede gayri meşru karanlık ve kirli işlerin nasıl planlandığı, icra edildiği ve yöneltildiği herkesin malumudur. 

Anayasa profesörü olan ve saraydaki diktatöre danışmanlık yapan Burhan Kuzu’nun, yediği haltlarla nasıl bir hukukçu olduğu ölmeden önce de biliniyordu. Sedat Peker’in delillerle ortaya koyduğu açıklamalarında da ispatlanmış oluyor. Hukukun olmadığı yerde hukuka dayanarak hak arama beyhude bir çabadır.

Tepeden tırnağa kadar devletin kendisi çürümüştür. Devletin çete devletine döndüğü bir yerde devleti sahiplenmek ahmakça bir sahiplenmedir. Büyük devlet, yüce devlet, kutsal devlet gibi içi boş teranelerle halkı ahmak yerine koyarak yönetmeye çalışıyorlar. Bir iktidar düşünün ki devletin gücünü, imkanlarını kullanarak, zorbalıkla, küfürle, hakaretle, insanların onurunu kırarak iktidarını sürdürüyor. 

Çürüyen iktidar toplumu da çürüttü. Çünkü iktidar tarafından her türlü insanlık dışı muameleye maruz kalan toplum ses çıkaramıyorsa lafın bittiği yerdedir. Sokaklara çetelerin, siyasete mafyanın hükmettiği bir iktidar var. Ahlaki çöküntünün olduğu, kadın cinayetlerinin önlenemediği, sapıkların içişleri bakanlığı tarafında korunarak, adli tıpa sahte rapor düzenleterek aklandığı bir ülkede yaşıyoruz.

Devletin akıl almaz uygulamaları, toplumun akıl almaz tepkisizliği çürümenin alametleridir. Çürümüşlük yapısal bir hal almıştır. Muhalif kesimler eğer mücadele edecekse hukukun sınırları içinde kalarak mücadele etmeleri artık mümkün değildir. Sözsel tepkilerle muhalefet yapmanın hiçbir anlamı kalmamıştır. 

Faşist rejimin düşük kalibreli, kişiliksiz yazar-çizerleri sürekli bir saldırı halindedirler. Kim sesini çıkarıyorsa topyekun bir kampanyayla linç ediyorlar ve hedef gösteriyorlar. Halkın onurlu, vicdanlı sanatçıları, aydınları, yazarları ‘kaygılıyız’ diye bildiri yayınlamaları, faşist iktidarın trolleri tarafından hedef tahtasına konulmuş oldular.

Korku iklimini yaratmışlar, yalanları egemen kılmışlar, gerçekleri ters yüz etmişler. Faşist iktidar her koldan saldırı halinde hareket ederek muhalefetin hedefini de şaşırtmış durumdadır. Bu nedenle günlük polemiklerle, sözlü sataşmalarla faşist iktidara ve başındaki diktatöre karşı mücadele lokal değil, topyekun olmalıdır.  

Yangınların gölgesinde kalan ırkçı saldırılar her geçen gün artarak devam ediyor. Kürtleri hedef alan saldırılar giderek yaygınlaşmaktadır. Çürüyen toplumun geldiği noktayı gösteren bu olaylar devlet destekli olaylardır. Münferit olaylarmış gibi ya da adli bir vaka olarak gösterilemez. Devlet yetkililerinin yalanlarıyla bu olaylar basitleştirilemez, yok sayılamaz. 

Yangınların iktidara karşı yarattığı öfkeyi Kürtlere yönelten aşağılık iktidar medyası daha ilk günden işi PKK’ye yığarak sokak çetelerini harekete geçirmiş ve Kürtlere saldırılar başlatılmıştır. Çürümüşlük zihniyette başlamıştır.

Bellek yetimi yaşayan faşist AKP-MHP tabanı Kürt düşmanlığı üzerinden mobilize edilerek sokaklara, yollara dökülüp kimlik kontrolü, GBT işlemi ile Kürtleri arıyorlar. İktidar tarafından organize edilen, yönlendirilen bu çete yapılanmalar, yangınların kabarttığı, köpürttüğü milliyetçi, şoven dalgayla diasporada ki Kürtlere saldırarak katletmeye, göçertmeye, tehdit etmeye, sindirmeye çalışıyorlar.


Kürtler; çürüyen iktidardan ve çürüyen toplumdan kendisine gelebilecek tehlikeleri bilerek son derece bilinçli, duyarlı ve tedbirli hareket etmelidirler. Her alanda örgütlenmelidirler ve kendi savunmalarını mutlaka yapmalıdırlar.

Akli melekelerini yitirmiş, sağduyudan yoksun çürümüş yığınların, bindirilmiş kıtaların şuursuz saldırıları karşılıksız kalmamalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.