Bahçeli'den sınır aşan istek

Devlet Bahçeli

Devlet Bahçeli

  • MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Komisyon'un İmralı'ya gitmesini, ancak Rêber Apo'nun Rojava'yı silahsızlandırmasını istedi.

Bahçeli, partisinin yeni yasama yılının ilk Grup Toplantısı'nda konuştu. HAMAS'ın 'terör örgütü' değil, ülkesini, vatanını ve milletini savunan bir direniş örgütü olduğunu ileri süren Bahçeli, Türkiye, Irak, Mısır, Suriye başta olmak üzere bölge devletleriyle 'Kudüs Paktı'nın kurulması önerisin tekrarladı. Gazze'nin Gazzelilere ait olduğunun herkesçe kabul edilmesi gerektiğini; iki devletli çözümden başka yol kalmadığını öne süren Bahçeli, bu mevzudaki hamasetinin ardından Kürt meselesiyle devam etti.

Ön yargıların düğümlerini çözmek

Kürt meselesiyle ilgili süreci 'Terörsüz Türkiye' olarak tanımlamayı sürdüren Bahçeli, takip ve temininin devlet politikasına dönüşen milli ve tarihi bir hedef olduğunu söyledi.  Bu hedefin can alıcı noktasının iç barış ve huzur ortamının sağlam ve sağlıklı esaslara bağlanması olduğuna işaret eden Bahçeli, ön yargıların düğümlerini çözmek istediklerini belirtti. Bahçeli, "Katılaşmış ve kapanmış diyaloglara daha üst bir uzlaşma kümesinde canlılık kazandırmanın amaç ve arzusundayız. Şayet varsa buğulanan ve buzlanan toplumsal münasebetler ağını birlikte yaşama ve yaşatma temelinde karşılıklı anlayış, saygı, sevgi, fedakarlık, empati ve bağlılıkla yeni baştan kuracağımızı değerlendiriyoruz" dedi.

Yeni doğumun sancıları

Hedefin büyük olduğunu, taviz, tehir ve teslimiyetin ise asla olmayacağını kaydeden Bahçeli, Türkiye'nin kutlu bir doğumun arifesinde olduğunu savunarak, şöyle konuştu: "Bu doğumun sancıları olabilir, yanlış anlamalar olabilir, bazen sinirler de gerilebilir, hatta temaslar zayıflayarak mesafeler açılabilir. Fakat sabır, sebat ve soğukkanlılıkla vatan ve millet sevgisinde buluşmamız, aydınlık ve ortak bir geleceğe yürüme kararlılığımız her soru ve sorunla başa çıkmaya kafidir."

Milli ve üniter devlet

Bahçeli, farklılıkların ortak bir dinamizme çevrilebileceğine işaret ederek, 'İnsanların, milletlerin veya grupların ortak noktalarına odaklanmak yerine, onları birbirinden ayıran, genellikle önemsiz görünen sayısız küçük farklılıkları nasıl bereketli hale getirebileceğimizi düşünmeyi öneriyorum' sözünü hatırlatıp "Korkuları bir kenara bırakalım, korkulukları yıkıp geçelim. Milli ve üniter devlet çatısı altında kardeşliğimizi ve ekmeğimizi hep birlikte büyütelim" dedi.

Bir yol haritası belirlenmeli

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun 14. toplantısının bugün yapılacağını anımsatarak, şöyle devam etti: "İhtiyaç duyulan siyasi ve hukuki düzenlemelerin yapılabilmesi için geniş ve gerçekçi mutabakat ve müzakere zemini oluşmalıdır. Meseleye doğrudan veya dolaylı müdahil herkesin söyleyeceği bir fikir veya düşüncesi vardır. Bunları dinleyip en doğru ve güvenli bir yol haritası belirlenmelidir.

Silah varsa siyaset yok

Amaç hasbidir, harbidir, haysiyetlidir ve hakikat temeline dayalıdır. Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Silah varsa siyaset yoktur. Siyaset olacaksa, siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır. Bizim kaybına göz yumacağımız, heba ve israf edeceğimiz tek bir insanımız yoktur.

Hep birlikte Türkiye'yiz

Kürt kardeşlerimin fazilet ve feraseti, iç ve dış komploları püskürtecek seviyededir. Biz hep birlikte Türkiye'yiz, hepimiz Türk milletiyiz. Kürt kardeşlerim terörün en fazla ceremesini çeken, bedelini en çok ödeyen, ağır sonuçlarına ziyadesiyle katlanan hazin ve hüzün dolu bir maziye sahiptir. Bu maziyi parlak bir gelecekle tamir ve telafi etmek öncelikli sorumluluğumuzdur."

Komisyon İmralı'ya gitsin

"Eğmeden bükmeden söylemeliyim ki PKK'nın kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur" ifadesini kullanan Bahçeli'nin konuşmasının bu bölümünün tam dökümü şöyle: "27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın hitamında PKK 12 Mayıs'ta silah bırakmış ve örgütsel varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz'da bir grup PKK'lı silahlarını yakmıştır. Ne var ki Suriye'nin kuzey doğusunda tesir alanı bulunan SDG/YPG henüz silah bırakmamış, 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmemiştir. Halbuki İmralı'nın çağrısı PKK'nın yanı sıra bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. En azından bizim anladığımız böyledir, yorumumuz budur, doğrultu da budur. Beklentim şudur, PKK'nın kurucu önderliği SDG/YPG'ye direkt aynı mahiyet ve muhtevada bir çağrıda bulunarak, Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata uyulmasını istemelidir. Esad rejiminin devrilmesinden sonra ilk kez yapılan Halk Meclisi seçimlerinin demokratik istikrar içinde yeni dönemin, yeni siyasi ve toplumsal mekanizmanın ağırlık merkezi olması yönünde fikir birliği hasıl olmuşken Rakka, Haseke ve Süveyda'nın bunun dışında kalması 10 Mart Mutabakatı'nın ruhuyla çelişmektedir. Gerekirse Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda görev yapan milletvekillerinden bir grup İmralı'ya giderek yüz yüze görüşme sağlamalı, mesajlar ilk ağızdan alınmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bunda çekinilecek bir husus görmüyorum. Bizi bağlayan açıklama 27 Şubat İmralı açıklamasıdır. Bu açıklamanın güncellenerek daha detaylandırılması ve çerçevesinin genişletilmesi hayırlı gelişmelere yol açacaktır. Bu sebepten dolayı 27 Şubat açıklamasının da tam arkasında durmaktayız. Terörsüz Türkiye, tereddütsüz Türkiye'dir. Terörsüz Türkiye, güçlü ve güvenli Türkiye'dir." ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.