Daha ne gizleniyor?

Kadın Haberleri —

.

.

  • H.K.G’nin dava sürecini yazan Gülşen Koçuk medyanın eril diline dikkat çekti. Koçuk, “Tecavüzün ortaya çıkışından bu yana yerinde duramayan bir çevre var ki, bu kadar ayaklanmaları, 'Acaba gizledikleri daha kaç suç var' diye de düşündürmüyor değil” dedi.

Kadın ve çocuğa yönelik şiddetin, taciz ve tecavüzün yaygın olduğu Türkiye’de, devlet eliyle pekiştirilen tarikatların toplumu çürüten karanlık yüzü de, kadın gerçekliğiyle gün yüzüne vuruyor. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında AKP-MHP faşist iktidarının ve onun dini kurumu olan Diyanet’in desteklediği, siyasal olarak pekiştirdiği ve yayılmasını sağladığı tarikatlardan İsmailağa Cemaati’nde yaşanan bir gelişme Türkiye’nin gündemine oturdu. İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G.’yi 6 yaşındayken müridi Kadir İstekli ile “evlendirdiği”, çocuğun yıllarca “oyun” adı altında taciz ve tecavüzü uğradığı belge, fotoğraflarla kanıtlandı. Bugün mahkemelik olan davaya ilişkin gizlilik kararı ve yayın yasağı getirilirken, JINNEWS Medya Kritik köşesinde konuyu gündeme alan gazeteci Gülşen Koçuk bu olayda medyanın eril dilinin pervasızlığına dikkat çekti. 

Fail kim mağdur kim?

Öncelikli olarak olayın meydana geliş sürecini değerlendiren  Koçuk şunları yazdı: “İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G.’yi 6 yaşındayken, 29 yaşındaki “müridi” Kadir İstekli’yle “evlendirerek” sistematik tecavüze uğramasına yol açtığı ortaya çıktı. BirGün gazetesinin haberi ile gündeme gelen sistematik tecavüzün failleri, iktidarın bütün araçları ile adeta korunmuş. Dava, H.K.G.’nin şikayetçi olması üzerine açıldı. 2020 yılında savcılığa giderek yaşadıklarını anlatan H.K.G., ailesinden ve Kadir İstekli’den şikayetçi oldu.”

Bir kadının yardımıyla dava açtı

14 yaşında hamle olduğunun tespiti, araya polisin girmesi, yine kemik testine 21 yaşındaki birinin sokulma süreklerini de ele alan Gülşen Koçuk, H.K.G.’nin 18 yaşından sonra yaşadıklarına bir kadın doktorun yardımıyla anlam vermeye başladığını yazdı: 

“H.K.G. 18 yaşına geldiğinde resmi nikah yapıldı. Bu dönemde tanıştığı bir kadın doktor, çocukluğundan itibaren yaşadıklarının tecavüz olduğunu kendisine anlattı. 

Bu yıllarda gizlice kullandığı dijital medyada tanıştığı bir kadın da H.K.G.'ye dava açması ve Kadir İstekli ile konuşmalarının ses kaydını almasını önerdi. 30 Kasım 2020'de İstanbul Anadolu Savcılığı’na giden H.K.G., 6 yaşında, üzerinde gelinlik ve yanında 29 yaşındaki Kadir İstekli'nin de olduğu fotoğraf dahil Kadir İstekli ile çekilen fotoğraflar, kaydettiği ses kaydı ile elindeki belgeleri sundu.

Kadir İstekli’den boşanan H.K.G.’nin şikayetine rağmen 2 yıl boyunca dava açılmadı. Nihayetinde iddianame 30 Ekim 2022’de tamamlandı. İddianamede Kadir İstekli, Yusuf Ziya Gümüşel ile Fatma Gümüşel’in “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçunu işledikleri belirtildi. Üç failin en az 27’şer yıl hapisle cezalandırılmaları istenen iddianamede savcı, Kadir İstekli için cinsel saldırı suçundan da ceza talep etti.”

Karar H.K.G’yi korumak için değil

Akıllara durgunluk veren olayın basına yansıması ve kamuoyu baskısıyla failler tutuklanırken, davanın ilk duruşması 30 Ocak 2023’te görüldü. 

Koçuk devamında şunları yazdı: “Duruşmada mahkeme heyeti tarafından alınan kapalı görülme ve yayın yasağı kararı konusunda birçok şey yazıldı, çizildi. Ancak bu yasağın, H.K.G.’yi korumak adına verilmediği aşikar. Tabi yetersiz de olsa atılan kimi adımların da basının ve dijital medyanın gücüyle atıldığını da belirtmek gerekir.

Herkese ve her şeye saldırdılar

Tecavüzün ortaya çıkışından bu yana yerinde duramayan bir çevre var ki, bu kadar ayaklanmaları, “Acaba gizledikleri daha kaç suç var” diye de düşündürmüyor değil. Duruşma günü cemaatin “müritlerinin”, “hocalarını yalnız bırakmamak adına” adliyede buldukları herkese, her şeye saldırmaları, gizlenenleri daha fazla merak ettiriyor.

Yeni Akit’ten pedofiliye destek

Yayın çizgisini (ya da çizgisizliğini) kendisi gibi olmayan kim varsa saldırma yöntemiyle belirleyen Yeni Akit isimli “gazetesi”nin Hiranur Vakfı’nın savunuculuğunu yapışı herkesin malumu. Dava öncesinde de H.K.G.’ye ve onun yanında olan herkese pervasızca saldıran bu yayın, dava sırası ve sonrasında da aynı performansla kararlı bir şekilde yoluna devam etti. H.K.G. davası için gelenlere saldırmaktan başka bir şey yapmayan cemaatçi grubun desteklerini “Yusuf Ziya Gümüşel Hoca'yı sevenleri yalnız bırakmadı! 'Mahkeme azgın azınlığa yol verme'” başlığıyla veren Yeni Akit, sonrasında Can Ataklı’yı hedef gösterdiği bir başka yazıda ise bu saldırgan grubu, “haklarını arayan Hiranur Vakfı üye ve gönüllüleri” olarak tanımladı.”

Cemaat-iktidar-yargı suçuna medya ortaklığı

Yeni Akit vb yayınların dilininin zihniyetlerini de yansıttığını yazan Gülşen Koçuk son olarak şunları kaydetti: “Kadınlara, çocuklara yönelik gizlenen-üstü örtülen suçlarda bu cemaat-iktidar-yargı üçgenini biraz daha genişleterek medyayı da eklemek gerekecek belki. Bu yolda faillerin savunuculuğunda adı gibi yeminli olan Akit ve satır aralarında aynı zihniyeti barındıran türevlerinin, H.K.G.’de olduğu gibi suça ortak oldukları aşikar. Bu yönüyle olay açığa çıktığından beri cemaatin ve tarikat zihniyetinin savunuculuğunu yapmaları oldukça anlaşılır…”

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.