Dara’da hafıza kırım

Kültür/Sanat Haberleri —

Dara Antik Kenti / Mardin

Dara Antik Kenti / Mardin

  • Dara Antik Kenti’ne “Karşılama Merkezi” adı altında beton bir yapının inşa edilmesini eleştiren arkeolog Ahmet Avcı, alanda gömü mezarlar bulunmasına rağmen inşaatın devam ettiğini söyledi.

AHMET KANBAL - MA /MARDİN

Mardin’in Artuklu ilçesine bağlı Dara kırsal mahallesinde bulunan ve tarihi Milattan Önce (M.Ö.) 500’lü yıllara dayanan Dara Antik Kenti’ne, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı eliyle “Karşılama Merkezi” adı altında betonarme bir yapı inşa edildi. Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Mimarlar Odası Mardin Şubesi, 6 milyon TL bedelle ihaleye verilen inşaatın durdurulması çağrısı yaptı. Ancak tepkilere rağmen inşaat devam ediyor. Birinci Derece SİT alanı içinde devam eden inşaat çalışması kapsamında binanın sıvası tamamlanırken, otopark ve bekleme alanı olarak kullanılacak kısmında parke taşı döşemesi yapılıyor.  

Tarihi kaya mezarların hemen yanı başında süren inşaatın, aynı zamanda bölgede kurumuş olan bir dere yatağına yapıldığı öğrenildi. Bölgede inşaat öncesi arkeolojik sondaj çalışması yapılıp yapılmadığı ise bilinmiyor. 

Katedraller, amfi tiyatrolar

Dara Antik Kenti’nin kazılarında 2009 ile 2014 yılları arasında çalışan arkeolog Ahmet Avcı, Dara Antik Kenti’nin tarihinin Part İmparatorluğu’na dayandığı, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde garnizon şehir olarak inşa edildiğinin kaynaklarda yazılı olduğunu söyledi. Dara Antik kentinin Doğu Roma döneminde İpekyolu ve Mezopotamya Ovası’nı Sasanilere karşı korumak için kurulan bir garnizon şehir olduğunu kaydeden Avcı, tarihi kentin içinde, 4 kilometrelik suru ile birlikte su sarnıçları, kaya mezarları, katedralleri ve amfi tiyatroları ile devasa antik bir şehir olduğunu söyledi. 

Bakanlık eliyle yapımı devam eden binanın Dara’ya gelecek olan ziyaretçilerin ücretlendirilmesi için tasarlanmış bir bina olduğuna dikkat çeken Avcı, “Bu proje aslında DİKA (Dicle Kalkınma Ajansı) adı altında yürütülüyordu. Burası daha çok prefabrik bir bina olarak düşünülüyordu. Şimdi bu bina bu şekilde hangi akla hizmet inşa ettiler, gerçekten akıl alır gibi değil” dedi. 

Tarihine, doğasına düşman 

Bina inşa edilmeden önce kurum görüşleri alınması gerektiğine dikkat çeken Avcı, “Müze, burada herhangi bir kazı çalışması yürüttü mü? Herhangi bir arkeolojik veri var mı diye burada herhangi bir arkeolojik çalışma yürütüldü mü? Gelişigüzel mi bu bina yapıldı” diye sordu. Binanın SİT alanının içinde olduğuna dikkat çeken Avcı, “Görsel olarak da korkunç, SİT alanına zarar veren bir görselliğe sahip. Dünyanın neresine giderseniz gidin böyle bir manzara ile karşılaşamazsınız. Hem kendi tarihine hem de kendi doğasına bu kadar zarar veren başka bir ülke var mıdır bilemiyorum. Aslında daha sağlıklı yürütülebilirdi bu çalışma. SİT sınırları içinde olsa bile daha çok ahşap ya da prefabrik şekilde düşünülüp yapılabilirdi. Görüştüğüm yetkililer, çelik konstrüksiyonlar ile yapıldığını söyledi ama bildiğin betonarme bir bina SİT sınırları içinde. Hem görsel olarak hem de ilerleyen zamanlarda SİT alanına zarar verecek bir yapıya sahip” ifadelerinde bulundu. 

Avcı, sondaj çalışmalarının yapıldığı, gömü tarzı mezarların bulunmasına rağmen çalışmanın devam ettiğine dikkat çekti. Üstünün kapatılmak istendiğini kaydeden Avcı, “Arkeolojik bir çalışma yapılmış olsaydı bile bu şekilde bir binanın SİT alanı içinde yapılması doğru değil” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.