Davalara müdahillik zorlaştı

Kadın Haberleri —

.

.

  • Avukat Ebru Demirtepe, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının davalara müdahilliği de zorlaştırdığını söyledi. 

 HABER MERKEZİ

Türkiye’de kadın katliamları, İstanbul Sözleşmesi’nin Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla feshedilmesiyle birlikte artarak sürüyor. Jinnews muhabiri Hikmet Tunç’un görüştüğü  Özgürlükler için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Wan Barosu Kadın Komisyonu Avukatlarından Ebru Demirtepe, sözleşmenin feshinin müdahillik talebini de etkilediğini kaydetti.

Sözleşmenin feshedilmesinin devam eden dosyalara ciddi olumsuz etkileri olduğunu kaydeden Demirtepe, “STK’ler (Sivil Toplum Kuruluşları), Barolar, Meslek örgütleri olarak suçtan zarar görenlerin lehine müdahillik talebinde bulunma dayanağını esasında İstanbul Sözleşmesi’nden alıyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nde, STK’lerin maddi gerçeği ortaya çıkarılması için mağdur tarafından yer alması gerektiği yönünde madde vardır. Bu madde STK’lere gerektiği şekilde müdahil olması yönünde yetki tanıyor” dedi ve süren bir davadan örnek verdi: “Geri Gönderme Merkezi’nde cinsel saldırıya uğrayan İranlı Z.N. dosyasında müdahillik talebinde bulunduk. Sözleşme o süreçte yürürlükte olsa da müdahillik talebimiz reddedildi. Ceza kanununa göre, aslında uluslararası bir sözleşmede anayasanın 90’ıncı maddesi hiyerarşik olarak daha üstün olması gereği uygulanarak müdahillik talebimizin kabul edilmesi gerekirdi ama kabul edilmedi” ifadelerini kullandı.
 
Kadına şiddette devletler el ele

Z.N.’ye tecavüz eden güvenlik görevlilerinin “ Sınır dışı edilmemek için bana iftira etti” sözlerini hatırlatan Demirtepe, böyle bir savunmada sözleşmeden çekilmenin etkisi olduğunu savundu. Z.N’nin kendi ülkesinde bir kadın olarak maruz kaldığı şiddet nedeniyle Türkiye’ye kaçak geldiğini belirten Demirtepe, “Sözleşmenin maddelerinde kişinin kadın olarak şiddete maruz kalması nedeniyle bir ülkeye gelmesi, ülkesine geri gönderilmeme ilkesi vardır. Türkiye, gerçekten sözleşmeyi uygulayan bir ülke olsaydı, bu kadın kesinlikle Geri Gönderme Merkezi’nde olmazdı. Bu şekilde devlet eliyle başlatılan bir şiddetin devamı getirildi. Onarılması imkansız hasarlar bu sözleşmenin uygulanmamasındandır. Yürürlükte olsaydı karşı taraf böyle bir savunmaya geçmezdi, doğrudan müvekkilimizin verdiği beyan esas alınırdı”  diye belirtti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.