Demokratik Toplum Festivali
Yurt Dışı Haberleri —

Kürt Kültür Festivali / foto: Hakan TÜRKMEN
- Dortmund’da ‘Demokratik Toplum’ şiarıyla festivali kutlayan on binlerce insan, Önderlerine olan güvenlerini dosta düşmana haykırdı.
ARAT ARARAT
2005’ten beri festivallerin coşkusunu gazeteci kimliğimle yaşıyorum. Bu yıl da meydan, müzik ve halayla dolup taştı. Kadınlar, gençler ulusal kıyafetleri ve askeri giysileriyle göz kamaştırıyordu. Rojavalı bir genç, kıyafetini Rojava’dan getirdiğini, bir diğeri özel diktirdiğini anlattı. Kitap stantlarında ise cezaevlerinden yazılan eserler ve gerilla anıları büyük ilgi gördü. Sırrı Süreyya’nın dediği gibi: “Türkiye cezaevleri yazar ve sanatçı yetiştiriyor.”
Alanın her köşesinde insanlarla sohbet ettim. 18 yıldır Avrupa’da yaşayan Agirîli Melle Qasım, Fransa’dan gelmişti. “Önderliğin başlattığı barış süreci umutlarımızı güçlendirdi ama Türk devletine güvenmiyorum. Yaşlı, genç, kurumlar, şahıslar; seferber olmalıyız ki Önderliğimizin eli güçlensin” dedi.
ZarokMa çadırı, her zamanki gibi çocuklarla doluydu. Müzik aletleri, boyama ve oyunlarla çocuklara neşe katan ekip, anne babalara rahat bir nefes aldırdı. Çocukların boyalı hallerini fotoğraflayıp yoluma devam ettim. Gençler, “Bijî Serok Apo” sloganlarıyla alana girerken, anneler ağaç diplerinde piknik havasında, “Evde oturamazdık, bugün başka bir gün” diyordu.
Ercişli Botan Zilanvan’la karşılaştım. Hannover’den gelmiş ve 2,5 yıldır Almanya’da. Festivalin Kürtlerin renkleri, dilleri ve kültürleriyle var olduklarını haykırdığını söyledi. Barış süreci için, “Önderliğimize ve partimize güveniyorum. Silah bırakmakla bitmez, demokratik mücadele güçlenmeli” ifadelerini kullandı.
Yemek kokuları, çocukların koşuşturmaları, sahneden yükselen melodiler… Dortmund’dan gelen Hediye Akkuş, Agirîli. “Ülkem, kültürüm, dilim için buradayım. Sabah erkenden çocuklarımla, barış heyecanıyla geldik. Artık özgür olmalıyız, çocuklarımız özgür bir Kürdistan görsün” dedi.
On binlerce insan, Önderlerine olan güvenlerini dosta düşmana haykırdı. Sayın Abdullah Öcalan’ın barış süreci, ezilen halkların umudu oldu. 33. festival, “Bijî Serok Apo” sloganlarıyla 33 Kurşun’a ve Roboski’ye selam gönderdi. Efrînli Ayşe Şexo’nun, “İlk kez geldim, ülkemiz özgür olsun, savaş bitsin” sözleri kulaklarımda yankılanıyor.
Muşlu Ahmet Karakaş, barıştan umutlu ama Türk devletinden umutsuzdu. “Evde oturarak destek olmaz, sokakta olmalıyız” dedi. Sahneden yükselen melodiler, halay çeken kadınlar, gençler ve davul zurnalarla festival, umutları tazeleyerek sona erdi. Kürtler, evlerine barış hayaliyle döndü.
* * *
Kayseri’den, Qamişlo’dan, Agirî’den geldiler
HAKAN TÜRKMEN
Festivale katılan Kürdistanlıların kimisi Kayseri, kimisi Qamişlo ve kimisi Agirîliydi. Ancak hepsinin ortak bir sürgün hikâyesi vardı. Alanda hepsi aynı amaçla buluştu. Gazetemize konuşan Ahmet Karahan, bir yıldır Stuttgart’ta yaşıyor. Ailesi Muş ve Ağrı’dan Kayseri’ye sürülmüş. Demokratik faaliyetleri nedeniyle Türkiye’de cezaevine girme riskiyle karşı karşıya kaldığı için ülkesini terk etmiş. Kamuflaj kıyafeti giyen Karahan, aynı zamanda üç gün süren Uzun Yürüyüş’e de katılmış.
Üç yıl önce Almanya’ya gelmiş olan Ayşegül Taşdemir de gerilla kıyafetiyle festival alanındaydı. Önder Apo’nun çağrısının ardından düzenlenen ilk festivale katıldığı için heyecanlanan Taşdemir, “Yıllar sonra barışın konuşuluyor olması gerçekten çok güzel” diye konuştu.
Diyar İbrahim ise Qamişlolu. 2018 yılında göç etmek zorunda kalmış. O tarihten bu yana her yıl düzenlenen Kürt festivallerine katıldığını belirten Diyar, Türk devletinin barış için acil olarak hasta ve siyasi tutsakları serbest bırakması gerektiğini vurguladı.















