Derecik sınırında katledildi

Tahsin Yalçın

Tahsin Yalçın

  •  Türk askerleri, Federe Kürdistan sınır hattındaki Hakkari'nin Derecik ilçesinde Tahsin Yalçın'ı (21) katletti. Böylece Hakkari'de 6 yılda katledilenlerin sayısı, üçü çocuk olmak üzere 17'yi buldu. 
  •  HDP Hakkari Milletvekili Dede, 'sınır ihlali' bahanesine dikkat çekerek, böyle olsa bile cezasının öldürmek olmadığını söyledi. Dede, devletin bilinçli politikasına işaret ederek, tamamının cinayet olduğunu söyledi. 

Hakkari’nin Derecik ilçesi ile Federe Kürdistan sınır hattında, askerlerin açtığı ateş sonucu Tahsin Yalçın adlı 21 yaşındaki bir genç katledildi. 

Edinilen bilgilere göre; Federe Kürdistan'a geçen Yalçın ve iki arkadaşı, 03.00 sıralarında Derecik ilçesinde bulunan evlerine geri döndüğü sırada askerlerin saldırısına uğradı. Askerlerin açtığı ateş sonucu göğsünden vurulan Yalçın, yaşamını yitirdi, diğer iki kişi ise yara almadan kurtuldu. Ailesine haber verilmesi üzerine Yalçın’ın cenazesi alınarak, ilçeye getirildi. Buradan da Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Yalçın’ın cenazesi, yapılan otopsinin ardından alındı. Cenaze, Samanlı Mahallesi’ne bağlı Hacıbey Mezrası mezarlığında son yolculuğuna uğurlandı.

Farklı kaynaklardan derlenen verilere göre; 2016-2022 yılları arasında Hakkâri genelinde üçü çocuk 17 kişi, askerler tarafından katledildi, 17 kişi yaralandı. HDP Hakkâri Milletvekili Sait Dede, devletin bölgeyi insansızlaştırmak için bilinçli bir politika sürdürdüğünü belirterek, “Sanayinin, tarımın ve hayvancılığın olmadığı, ticaretin yasaklandığı, en temel kamusal hizmetlerin bile verilmediği bir alanda, kimi zaman bahçesinde, kimi zaman evinin önünde ya da bir piknikte insanlar acımasızca katlediliyor. Hukuk dışı bir alan yaratılmak isteniyor. Bölgede yaşayan yurttaşlar köylerini, evlerini terk etsin isteniyor. Sınır hattı, insan avının yaşandığı bölge haline geldi. Çoğu sırtlarına isabet eden ateşli silah mermisiyle katlediliyor. Yaralılara müdahale edilmiyor, can çekişen yurttaşı izliyorlar. Yardım için gelenler engelleniyor. Ambulansın dahi engelleniyor” dedi. 

Failler korunuyor

Askerlerin “cinayet suçu” işlediğine dikkat çeken Dede, mahkemelerin ise cezasızlık politikasıyla koruduğunun altını çizdi. Dede, “‘Sınır ihlali’ bahanesine sığınarak insanlar katlediliyor. Bir kaç olayda cesetlerin özellikle sınıra yakın yerlere sürüklenerek götürülmek istendiği durumları oldu. Valilik, utanmadan sıkılmadan ‘sınır ihlali’ diye açıklama yapabiliyor. ‘Sınır ihlali’nin cezası öldürülmek midir? Bunların tamamı cinayettir. Yargı, failleri koruyor, tam bir cezasızlık zırhı giydirildiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.

Kürtlere karşı savaş 

Kürtlere karşı çok yönlü bir savaşın devreye konulduğunu vurgulayan Dede, şunları ekledi: "Kürt'e karşı topyekun bir savaş var. Her Kürt'ün yaşam hakkına yönelen bir karanlık yapıyla karşı karşıyayız. Bunu artık görmemiz gerekiyor. Bunların oyunlarını bozmanın tek yolu, birliktir.”

 

Sınırda işkence

Pasaportsuz oldukları için sınırdan İran’a çalışmak için geçmeye çalışırken Saray ilçesinde askerlerce gözaltına alınan iki kişi gözaltına alınıp, çıplak işkenceye uğradı. 

Rasim Çömez Piyade Komutanlığına bağlı askerlerce 15 Nisan’da gözaltına alınan Gani Kaya ve Celalettin Yalçın, Van Emniyet Müdürlüğü’nde tutuluyor. Kaya, İl Emniyet Müdürlüğü’ne verdiği ifadede şunları anlattı: “Sınırda askerler tarafından yakalandık. İsimlerinin sonradan A.U. N., N.G. ve B. K. olduğunu öğrendiğim askerler tarafından işkenceye maruz kaldık. Bu kişiler silah dipçikleriyle ve botlarıyla kafama defalarca vurdu. Olay yerinde kafamda kanama ve sırtımda şişkinlik meydana geldi. Adını belirtmiş olduğum piyade askerleri tekrar silah dipçikleri kullanarak ve tekme atarak kaburga kemiklerime zarar verdiler. Beni dövdükten sonra dönüşümlü olarak arkadaşım Yalçın’ı da darp ettiler. Piyade askerleri beni yüzüstü yere yatırırken kim olduğunu görmediğim bir piyade askeri 5 ya da 6 kiloluk bir taşı kaldırarak sert bir şekilde sırtıma vurdu. Hala sırtım bundan kaynaklı olarak ağrımaktadır. Daha sonra beni yerden kaldırarak suratıma ve dudağıma yumruk atmaya başladılar. Dudağımda ve suratımda kanama meydana geldi.” 

Daha sonra elbiselerinin zorla çıkartılıp çıplak bir şekilde kendilerine işkence yapıldığını kaydeden Kaya, “Bu askerler bizi sadece tek boxer kalacak şekilde soydular ve önümüzde bulunan dere yatağına girmemizi ve yüzümüzde meydana gelen kanları silmemizi sert bir şekilde dile getirdiler. Bize hitaben ‘eğer silmezseniz bu soğuk sudan sizi çıkartmayız’ dediler. Ben ve Yalçın derenin içerisine girerek yüzümüzdeki ve başımızdaki kanları temizledik. Müteakiben bizi darp eden personellerin kalmış oldukları bir kuleye doğru yürümeye başladık. Yolda yürürken de darp ve işkenceye maruz kaldık. Kuleye geldiğimizde bize şiddet uygulayan askerler, bize; ‘Jandarma ekipler gelince dağdan düştük, dereden yuvarlandık, ayağımız kaydı bundan dolayı bu hale geldik’ şeklinde beyanda bulunacaksınız' diyerek tehdit ettiler” şeklinde konuştu. 

İşkence yapanlar şikayetçi

Karakola geldikten sonra Jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındıklarını anlatan Kaya, Özalp Devlet Hastanesi’nde kaldırıldıklarını ve bir gün sonra ise İl Emniyet Müdürlüğüne getirilerek gözaltında tutulduklarını söyledi. İşkence yapan askerlerlerin kendileri hakkında şikayetçi olduğuna dikkat çeken Kaya, şunları söyledi: “Beni darp eden tam teçhizatlı olan askerlere elimde bir çakı bile yokken, kötü haldeyken nasıl karşılık verebilirim. Ben, kendilerinin darp raporu aldıklarını kendileriyle aynı hastanede tedavi görmem sebebi ile öğrendim. Ben onlara karşılık vermedim ve onlardan şikayetçiyim.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.