• Dört gün yol açılmadı
• 17 gündür gelmeyen hemen polis gönderir

Yıkılan binalardan yükselen toz ve enkazların olduğu Mereş (Maraş), harabe bir kenti andırıyor. Depremin üzerinden 17 gün geçmesine rağmen yurttaşlar, derme çatma çadırlarda kalıp patlamış borulardan su taşıyor. 

İki ayrı depremde kentin yüzde 40'ı yıkıldı. Arama kurtarma çalışmalarının günler önce sona erdiği kentte, enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Ağır hasarlı binalarda gerekli önlemlerin alınmadığı kentte, göçe hazırlanan depremzedeler birkaç parça eşya alabilmek için çökme tehlikesini göze alıyor. Asbest tehlikesinin olduğu kentin sokaklarında, yurttaşlar maskesiz dolaşıyor. Şebeke sorunun yaşandığı kentte, GSM operatörleri belirli yerlere seyyar baz istasyonları kurmuş.

Depremin 17. günü olmasına rağmen hala birçok yurttaş kendi çabalarıyla kurduğu derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Trafiğin aktığı caddelerin orta refüjlerine ise halk kendi imkanları ile barınacakları çadırlar kurmuş.

Kent merkezinden kaldırılan molozlar, araçlara yüklenerek Dîlok, Semsûr yol ayrımının olduğu kavşağın bir kilometre ötesine dökülüyor. Yüzlerce kamyonun gidip moloz döktüğü alandan ise, dumanlar yükseliyor.

 

*****

Dört gün yol açılmadı

Yolları dört gün boyunca açılmayan Oğlakkaya Mahallesi'nden Ali Topal, Kürt Alevi köyü olduğu ve AKP'ye oy vermedikleri için yollarının yapılmadığını, depremde sonra da yardım gelmediğini söyledi.

Sivas sınırında bulunan Afşin’e bağlı bin 900 rakımlı kırsal Oğlakkaya Mahallesi’nde de birçok evde çatlak meydana geldi. Yardım ulaşmaması nedeniyle depremzedeler evlerine yerleşirken, Elbistan’da bulunan birçok kişi de mahalleye göç etti. Güneşli havada bile çamur içinde olan mahalle yolu, kar ve yağmur yağışında kapanıyor. Yetkililerin uğramadığı mahalleye, bugüne kadar yardım sadece bir kez günler sonra HDP Kriz Koordinasyon Merkezi tarafından ulaştırıldı.

Köyde yaşayan Ali Topal, deprem akşamı dışarı çıktıklarını, ancak havanın eksi 25 derece olması nedeniyle yeniden evlere girmek zorunda kaldıklarını söyledi. Ne çadırın ne de yardımın geldiğini söyleyen Topal, “Elektriklerimiz anında kesildi. Üç gün iletişimimiz de yoktu. Haber alamadık kimseden” dedi. Köye dört gün boyunca ulaşımın olmadığını kaydeden Topal, şunları söyledi: “Oy çıkan yerlere, dağlara, yaylalara yol yaptılar ama Oğlakkaya'ya geldiği zaman bütçemiz yok diyorlar. 10 kilometrelik Koçyuvası'na oy çıkıyor diye bütçe yetiyor da buraya neden yetmiyor? Kürt Alevi köyü olduğu için buraya yardım yapmıyorlar. Avşin Belediye Başkanı’nın yolların yapılması için görüştüğü yetkililere, ‘Kaç oy çıkardınız AKP’ye, hangi yüzle gelip bizden hizmet istiyorsunuz’ dediğini duyduk. Kürt Alevi köyü diye neden bakmıyorlar, hizmet etmiyorlar. Aynı vergiyi veriyoruz. Yollarımızı yapsınlar, neyimiz eksik. Burası mahalle olduğu halde mazot çok yakar, masraf olur diye buraya belediye arabası gelmiyor. Haftada bir gün olsun dedik bunu bile yapmıyorlar.”

Mahalleye bağlı mezrada yaşayan N.A., Elbistan’da bulunan evlerinin oturulamaz hale geldiğini söyledi. Deprem boyunca yol, elektrik ve çadır olmadığını anlatan N.A., Kürt Alevi oldukları için kimsenin kendileriyle ilgilenmediğini ifade etti. N.A., şunları söyledi: “Bu köye hiç hizmet yok. Yollar çamur. Yapmıyorlar, oy vermediğimiz için bize hizmet vermiyorlar. Devlet unuttu bizi.”

 

*****

17 gündür gelmeyen hemen polis gönderir

Depremin yıkıma yol açtığı Avasim'de engelli bir yurttaş, 17 gündür devlet görevlisi görmediğini belirterek, "Görüntü verip İslâhiye’yi anlatsam iki saatte polis kapımda olur ama insanları kurtarmak için gelmediler” dedi.

Depremin üzerinden 17 gün geçmesine rağmen Avasim’de (İslahiye) çadır, elektrik ve su sorunu giderilemedi. Maaşının kesilme korkusundan ismini vermeyen Avasim’in Bahçelievler Mahallesi'nde oturan yüzde 60 engelli yurttaş, günlerdir herhangi yetkili birinin kendilerine ulaşmadığını söyledi. Yurttaş, “17 gün oldu hala sokağımda bir devlet görevlisini görmedim. Çadırımı bile gönüllüler verdi. Bize gelen gıda, kıyafet ve soba hepsi kişisel yardımlardan geldi. Ben çadırdan çıkamıyorum, eşim yürüyerek iki kilometre uzağa gidip gıda malzemesini alıyor” diye konuştu. Evinin karşısındaki binanın yıkıldığını ve enkazından 5 gün boyunca sesler geldiğini aktaran yurttaş, “Günlerce oradaki çocuklar bağırdı kimse gelmedi. 7. günde geldiler, o zaman da cenazelerini çıkardılar. Şimdi sana görüntü verip bunları anlatsam iki saatte polis kapımda olur ama insanları kurtarmak için gelmediler” ifadelerini kullandı.

Medyanın gerçekleri çarpıttığını belirten yurttaş, şöyle devam etti: “İnsanlar sanıyor ki devlet herkesi sarmalamış ama yok öyle bir şey. İnsanları çaresiz bıraktılar, kaderlerine terk ettiler. Dışarıdan yardımlar gelmesiydi, halimiz daha kötü olacaktı. İnsanlar seslerini çıkarmaktan korkuyor ama ilk seçimde bunu gönderecekler.” şeklinde konuştu.

MA HABER MERKEZİ