Devlet ormanı ranta kurban etmiş!
Dosya Haberleri —
- Yakup Akman, 19 Eylül 2019 tarihinde Aydos Ormanı’nda çıkan yangına müdahale etmiş ve itfaiye, polis ve sağlık ekiplerine durumu bildirmişti. Kürt olması sebebiyle medya, yargı ve siyaset kurumlarının ortak kumpasıyla yangının sorumlusu gibi gösterildi ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Son olarak Aydos Ormanı’nda yangın çıkan yerlerin AKP’ye yakın kişilere peşkeş çekildiği ortaya çıktı.
ERDOĞAN ALAYUMAT/ISTANBUL
Orman yaktığı suçlamasıyla müebbet hapis cezası verilen Yakup Akman’ın yaktığı iddia edilen ormanı devletin kendisi yandaşlarına peşkeş çekmiş. Aydos Ormanı’nda yanan yerlere birkaç ay sonra yeni yapılar inşa ediliyor ki Yakup Akman’ın yaktığı söylenen yer de bunlardan biri.
İstanbul’un Pendik, Kartal ve Sancaktepe ilçeleri arasında bulunan Aydos Ormanı’nda, 19 Eylül 2019 yılında yangın çıkar. Yangının çıktığı sırada Orman’ın Pendik ilçesine bakan kısmında bulunan Yakup Akman adlı genç duruma müdahale eder ve İtfaiye, polis ve sağlık ekiplerine durumu bildirir. Yangın alanında kalan Akman, cep telefonu ile sosyal medya bağlantısı üzerinden canlı yayın yapar.
Polis tarafından olay yerinde Genel Bilgi Taraması (GBT) yapılan Akman, Mardinli olması ve ailesinin politik geçmişinden kaynaklı gözaltına alınır. Orman yangını ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılır. Olaya dair gözaltına alınan tek kişi olan Akman’ın sorgusu devam ettiği sırada “Öfkeli Kürdistan Gençliği” adlı sanal medya platformu Twitter (X) kullanıcısı tarafından yapılan “Pendik Kurtköy’de bulunan ormanlık alana birimlerimizce ateşten eylem gerçekleştirilmiştir” paylaşımından sonra Akman’ın sorgusu İstanbul Terörle Mücadele Şubesine (TEM) devredilir.
Soylu hedef gösterdi
Akman sorgulandıktan sonra çıkarıldığı mahkemece “örgüt üyeliği” ve “örgüt faaliyeti çerçevesinde orman yakmak” iddialarıyla tutuklanarak cezaevine gönderilir. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilen Akman’ın iktidar yanlısı basın yayın kuruluşları tarafından linç edilir ve bir hafta boyunca konuya ilişkin haberler yapılır.
Akman’ın yangının söndürülmesi için itfaiye başta olmak üzere devletin resmi kurumlarına haber vermesi tespit edilmesine rağmen hakkında “örgüt üyeliği” ve “örgüt faaliyeti çerçevesinde orman yakmak” suçlamaları ile iddianame hazırlanır. Hakkında açılan davanın karar duruşmasında iddianamede yer almamasına rağmen mahkeme suçun mahiyetinin bozulabileceğine hükmederek “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmak” suçundan ek savunma alınmasına hükmetti.
Yangını haber vermesi suç delili oldu
Devam eden yargılamada Akman’a “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet, “örgüt faaliyeti çerçevesinde orman yakma” iddiasıyla 25 yıl hapis cezası verilir. Akman’ın avukatı tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine yapılan itiraz reddedilirken yerel mahkemenin verdiği ceza onanır.
AYM mahkeme kararını yerinde buldu
Bunun üzerine Yakup Akman’ın avukatı Nurettin Kuzu adil yargılanma hakkı ihlal edildiği gerekçesi ile Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurur. AYM yerel mahkemenin verdiği kararı yerinde bulur ve yapılan başvuruyu reddeder.
Yargıtay 3’ncü Ceza Dairesine giden dosya 19 Ekim 2022 yılında Akman’a verilen 25 yıl hapis cezasını onarken ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararını usulden bozar. “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla Akman hakkında yeniden yargılama kararı verir.
26 Ocak 2023’te yeniden yargılama kapsamında 11 Ekim’de görülen karar duruşmasında, Akman’a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Mahkeme, Akman’ın mahkemedeki tutumu ve yangını ihbar etmesini göz önünde bulundurarak verdiği cezada indirime giderek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını müebbete çevirdi.
Tiyatrodan ibaret
Konuya ilişkin görüştüğümüz Yakup Akman’ın avukatı Nurettin Kuzu, davanın hukuki bir tarafının olmadığını söyledi. Müvekkilinin gözaltına alındığı sırada “Öfkeli Kürdistan Gençliği” adlı Twitter (X) kullanıcısı orman yangınını üstelendiğini ancak bu grup adına paylaşım yapan 9 kişinin gözaltına alındığını ve etkin pişmanlıktan yararlandıklarını belirtti.
Kuzu, bu gurup üyesi 9 kişinin Türkiye’de 210 orman yangınını üstlendiğini ancak emniyet kayıtlarında bahsedilen 210 yangından 120’sinin hiç yaşanmadığını, 70 yangınının doğal sebeplerden çıktığını, 16 yangının piknikçiler tarafından, 4 yangınında bu grup tarafından yapılmış olabileceği belirtiliyor. Etkin pişmanlıktan yaralanan 9 kişinin onlarca kişi hakkında ifade verdiğini ancak müvekkilinin adını bu ifadelerde hiç geçmediğini ifade eden Kuzu, bu yüzden yargılamanın bir tiyatrodan ibaret olduğunu söyledi.
Davanın geleceği ne olacak sorusuna yanıta veren Kuzu şöyle devam etti: “Bundan sonra gerekli itirazları yapacağız. Büyük ihtimal itirazlarımızdan bir sonuç çıkmayacak. AYM’ye başvurularımızı yapıp buradan da bir sonuç alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gideceğiz.”
Yakup’un hikayesi
Yakup Akman, Mardin Merkeze bağlı Aran Köyünden (Zoni) maddi imkansızlıklardan kaynaklı Kızıltepe ilçesine taşınmak zorunda kalan 7 çocuklu Akman ailesinin dördüncü çocuğu olarak 1990 yılında Kızıltepe ilçesinde dünyaya gelir.
Yakup Akman henüz 10 yaşındayken Kızıltepe’de gittiği bir kahvede üzerine gazyağı dökülür ve ilerici derecede yanıklarla kurtulur. Akman’a ilk müdahale Kızıltepe’de yapılır ancak buradaki hastanede yanık ünitesi olmadığı için Diyarbakır’a sevk edilir. Burada tedavi altına alınan Akman bir süre burada kaldıktan sonra Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesine sevk edilir.
Bedenindeki yanık izleri
Adana’daki tedavisinin ardından Akman ailesi çocuklarının daha iyi tedavi olabileceği düşüncesi ile 23 yıl önce İstanbul’a yerleşme kararı alır. Uzun süren tedavilerin ve sayısız ameliyatın ardından Yakup Akman’ın vücudunda yanık izleri kalır. Yangından kaynaklı Askerliğe elverişli olmamasına rağmen Yakup Akman askere alınır ve askerde kollarını kaldıramadığı görüldüğünden kaynaklı İstanbul Haydarpaşa’da bulunan GATA hastanesinde yeniden tedavi altına alınır ve burada yanlış ameliyat edilir. Geçirdiği ağır ameliyattan kaynaklı bir süre bilincini kaybeden Akman, daha sonra kendine gelir ve taburcu edilir.
Yakup Akman, 10 yaşında geçirdiği kaza kendisinde bir travmaya neden olur. Akman’ın annesi Fince Akman, oğlunun uzun yıllardır yaşadığı bu travmayı göz önünde bulundurarak böyle bir şey yapamayacağını söylüyor. Anne Akman, oğlunun tutuklanmasına neden olan şeyin orman yangı değil Kürt olması ve politik kimliğinden kaynaklı olduğunu düşünüyor.
Yaşamı mücadeleyle geçen bir anne
Oğluna verilen cezayla ilgili Kartal ilçesinde bulunan evine bizi kabul eden Fince anne oğluna verilen cezanın şoku hala yüzünde okunuyordu. Yaşamı mücadele ile geçen Fince Anne, uzun yıllardır gerek Kürdistan’da gerekse Türkiye kentlerinde Kürtlere yapılan haksızlıklara karşı mücadele eden annelerden sadece biri. Bir yandan Kürt kimliğini koruyan Fince anne bir yandan da bu kimliğe yönelik tüm saldırılara karşı koyuyor. Ailenin mücadeleci geleneğini bilen devlet bildiği en iyi yöntemi yani baskı aygıtını kullanarak aileyi sindirmeye çalışıyor.
Fince Anne sadece Kürt halkına karşı yapılan haksızlıklara değil Türkiye’de ötekileştirilen ve yok sayılan herkes için mücadele eden bir anne. Bu yüzden İstanbul’da nerede bir hak arama eylemi varsa en önde katılıyor. En son cezaevinde yaşanan baskılar ve tecrit politikasına karşı mahpus yakınlarının başlattığı ve 1 yıl süren adalet nöbetine katılan Fince anne 1 yıl boyunca her hafta polis işkencesine maruz kalan annelerden biri. Bu eylemlere katıldığı için hakkında sayısız davalar açılan Fince anne buna rağmen mücadeleden geri durmuyor.
Hüküm önceden verildi
“Oğlum gözaltına alındığında hakkında kesin bir hüküm verilmişti” yorumunda bulunan Fince anne, Kürt olması verilen cezaya yeterli bir sebep olduğunu yorumunda bulundu. Devletin ahlakını çok iyi bildiğini anlatan Fince anne, oğlunun gözaltına alındığında bir daha bırakılmayacağını tahmin ettiğini sözlerine ekledi. “Karadeniz ya da İç Anadolu bölgesinden olmuş olsaydık oğlum serbest kalırdı” diyen Fince anne, devletin yüz yıldan fazladır Kürtlere beslediği düşmanlığa dikkat çekerek şu yorumu yaptı: “Oğlumun kimliğinde Mardin yazdığı için tutuklanacağını biliyordum ama bu kadar ağır bir ceza vereceklerini tahmin etmiyordum. Oğlum daha tutuklanmadan İçişleri Bakanı tarafından hedef gösterildi. Bir hafta boyunca televizyonlarda linç edildi. İşte o zaman anladım ki çok ağır bir ceza vereceklerini. Çünkü oğlum hakkında verilen hüküm çok önceden verilmişti.”
Devletten hiçbir beklentisinin ve umudunun olmadığını sözlerine ekleyen Fince Akman, cezaevlerinde yaşanan işkence ve hak ihlallerine karşı başlattıkları adalet nöbetini hatırlatarak, 1 yıl boyunca her sokağa çıktıklarında devletin işkencesine maruz kaldıklarını anlatarak, böyle bir devletten hiçbir beklentisinin olamayacağını söyledi.
Her gün bir işkence
Oğlunun kaldığı Marmara Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinin koşulları hakkında da bilgi veren Fince anne, hapishane koşullarının tam anlamıyla işkenceye döndüğünü ifade etti. Hapishanede temiz suya erişimin çok zor olduğunu, musluklardan akan suyun çamurlu olduğunu ve onun da çok sınırlı verildiğini aktardı. Koğuşlarda sık sık su kesintileri olduğunu kaydeden Fince Akman, bunun dışında keyfi koğuş baskınlarının yapıldığını, iletişim ve haber alma haklarının gasp edildiğini ifade etti.
Fince anne son olarak şunları söyledi: “Devlet bu yöntemlerle Kürt halkını korkutup sindirmeyi hedefliyor ama biz korkmuyoruz. Ben ölünceye kadar Kürt olduğumu söylemeye devam edeceğim.”
Aydos Ormanı rant uğruna yakılıyor
Yakup Akman’ın yaktığı iddiası tutuklanmasına neden olan Aydos Ormanı’na gelin bir göz atalım. Aydos Ormanı 50 yıl önce bölgede yaşayan yurttaşlar tarafından çamlarla ağaçlandırılan ve zaman içinde orman vasfını kazanmış bir bölge. Uzmanlara göre insan eliyle yapılmış ve orman vasfı kazanan ender hazinelerden biri olma özelliğini taşıyor Aydos Ormanı.
Peki son 15 yıl içinde bu hazineye ne oldu? Pendik, Kartal ve Sancaktepe ilçeleri arasında oldukça geniş bir alana yayılan Aydos Ormanı, gerek AKP’li belediyeler tarafından gerekse Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı eliyle ranta kurban gidiyor. 15 yıl içinde ormanlık alan büyük oranda yapılaşmaya açılarak yok edilirken geriye kalan kısmı ise Köymenler Gurup adlı İktidara yakın bir şirkete peşkeş çekilmiş durumda.
Şirket yakınca serbest
Köymen Grup adlı şirkete verilen alan ise devasa büyüklükte olduğu görülüyor. Şirkete yap işlet devret modeliyle orman 49 yıllığına kiraya verilmiş. Bölgeyi alan şirket buralarda mesire alanları, düğün salonları, eğlence parkı, çocuk oyun alanları, cami restoran, çay bahçesi, kafeterya, eğlence mekanları gibi yapılarla ormanı adeta talan etmiş.
Bölgede yaşan yurttaşlar ormanın yılda birkaç kez yandığını yanan yerlere ise birkaç ay sonra yeni yapıların inşa edildiğini söylüyor. Bazı yurttaşlar ise Köymenler Gurup adlı şirket tarafından ormanın bizzat yakıldığını iddia ediyor.
Şirket yetmedi bir de millet bahçesi yapıyorlar
Özel şirkete peşkeş çekilen kısmı dışında ormanda 10 hektarlık bir alanda ise millet bahçesi yapılıyor. AKP iktidarının projelerinden biri olan millet bahçeleri, Aydos Ormanı için tam anlamıyla bir felaket anlamına geliyor. Bölgede yaşayan yurttaşlar projeye karşı çıkmasına rağmen AKP’li Sancaktepe Belediyesi projeyi yapmakta diretiyor. Tüm itirazlara rağmen ormana iş makineleri ve kepçeler girer ve binlerce ağacı katletmeye devam ediyor.