Devletin ‘aile’ politikası katlediyor

Kadın Haberleri —

Aile

Aile

  • KCDP temsilcisi Esin İzel Uysal: “Şüpheli ölüm dosyaları ‘intihar’ denilerek kapatılıyor. Devlet, kadınların nasıl öldürüldüğünü ve bunun nasıl büyük bir toplumsal sorun olduğunu gizlemeye çalışıyor.”
  • ÖHD Kadın Komisyonu üyesi Didare Hazal Sürmeli:“Şimdiye kadar hiçbir akıl hastalığı belirtisi göstermemiş  erkekler, birden ‘cinnet geçirdim’ gibi açıklamalarla cezadan kurtulmaya çalışıyor.”   

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) 2025’in ilk 6 ayına ilişkin raporu, Türkiye’de kadın cinayetlerinin ve şüpheli kadın katliamlarının giderek arttığını ortaya koydu. Rapora göre, 136 kadın katledilirken, 145 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Kadınların yüzde 65’i evlerinde, yüzde 35’i ise evli oldukları erkekler tarafından katledildi. Jinnews’e konuşan KCDP temsilcisi Esin İzel Uysal, aile odaklı politikaların kadın katliamını artırdığını belirtirken, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu üyesi Didare Hazal Sürmeli, cezasızlık politikalarının failleri cesaretlendirdiğini vurguladı.

 

 

Bu kadınlar nerede öldürüldü?

Uygulanan aile odaklı politikaların her geçen gün kadın cinayetlerini artırdığını ifade eden Esin İzel Uysal, “2025 Aile Yılı ilan edildi; yetmedi, önümüzdeki 10 yıl da Aile Yılı ilan edildi. Bunun sonucunda kadınların, özellikle evlerde ve birlikte oldukları erkekler tarafından daha çok öldürüldüğünü görüyoruz. Şüpheli kadın ölümleri ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çözmek yerine nasıl daha da derinleştirebiliriz diye üretilen politikaların bir sonucu. Şüpheli ölüm dosyaları ‘intihar’ denilerek kapatılıyor. Devlet, kadınların nasıl öldürüldüğünü ve bunun nasıl büyük bir toplumsal sorun olduğunu gizlemeye çalışıyor. Zaten sistematik olarak veriler bile açıklanmıyor. Bu kadınlar nerede öldürüldü? Kimler tarafından öldürüldüler? Görüyoruz ki kadınlar, aile odaklı politikalar nedeniyle evlerde öldürülüyor. İktidar, kadına yalnızca evinde oturmayı, sadece aile içinde var olmayı dayatıyor” dedi.  

 

 

‘Cinnet geçirdim’ kalkanı

Kadın katliamı davalarında cezasızlık politikasının uygulandığını dile getiren Didare Hazal Sürmeli, faillerin bu politikadan faydalanmak için ortak bir söylem olarak akli dengelerinin yerinde olmadığını iddia ettiklerine dikkat çekerek, “Şimdiye kadar hiçbir akıl hastalığı belirtisi göstermemiş, sosyal hayatına adapte olmuş erkekler, birden bire ‘cinnet geçirdim’, ‘kulağıma sesler geldi’ gibi açıklamalarla cezadan kurtulmaya çalışıyor. Şimdiye kadar hayatını olağan şekilde sürdüren bir kişinin anlık bir cinnetle cinayet işlemesi pek mümkün görünmüyor. Cezasızlık politikaları hesap edilerek bu cinayetler işleniyor. Oysa olması gereken; koruyucu ve önleyici yaptırımlar düzenleyerek toplumsal bir bilinç oluşturmak” sözlerini kullandı.  

Öz savunmasız bırakmak istiyorlar

“Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaması ve bu sözleşmeden çekilmesi, failleri cesaretlendirdi ve cezasızlık politikalarını artırdı” diyen Didare Hazal konuşmasını şöyle tamamladı:  “Buna karşın aktif bir avukatlık yapmak; verileri, delilleri doğru sunmak ve faile doğru soruları sormak büyük önem taşıyor. Ancak öz savunma hakkını kullanan kadınların davalarında mahkemeler çoğu zaman öz savunma değerlendirmesi yapmıyor. Kadın şiddete maruz kaldığını söylese, tanıklar getirilse bile mahkeme çoğunlukla bu gerçeği dikkate almıyor ve kadınlara ceza veriliyor. Böylece erkek egemen yargı, sistemini sürdürmeye çalışıyor. Kadınları öz savunmasız, yaşam hakkından yoksun, dört duvar arasına hapsedilmiş ve şiddete boyun eğen bir profil haline getirmeye çalışıyor. Fakat kadın, doğası gereği buna karşı koyuyor” ifadelerini kullandı. İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.