Devletin katlettiği Elçi anıldı

Tahir Elçi, 7 yıl önce katledildiği Dört Ayaklı Minare önünde anıldı.

Tahir Elçi, 7 yıl önce katledildiği Dört Ayaklı Minare önünde anıldı.

  • Amed Barosu Başkanı Tahir Elçi, 7 yıl önce katledildiği Dört Ayaklı Minare önünde ve mezarı başında anıldı. Amed Baro Başkanı Nahit Eren, "Devletin aydınlatamayacağı cinayet yoktur, aydınlatmadığı cinayet vardır" dedi.

MUSTAFA DOĞAN - AMED

Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, “Soruşturma makamları Elçi davasını manipüle etti. Mahkeme heyeti davaya 'alelade bir cinayet davası' gibi bakmaya çalışıyor. Buna müsaade etmeyeceğiz” dedi. 

Amed Barosu'nun eski başkanlarından Tahir Elçi, Dört Ayaklı Minare’nin kurşunlanarak tahrip edimesine karşı 28 Kasım 20015'te basın açıklaması yaparken gazetecilerin önünde katledildi. Aradan geçen 7 yılda davada ilerleme sağlanmadı. Olay yeri keşfi ancak 5 ay sonra yapıldı. İddianame Elçi’nin katledilmesinden yaklaşık 5 yıl sonra tamamlanabildi. Mermi çekirdeği ile saldırı anına ilişkin kamera görüntüleri de hala kayıp. Elçi, katledildiği yerde dün anıldı. Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan kitle buradan Kürtçe “Em te ji bîr nakin”, Türkçe “Seni unutmayacağız” pankartıyla Elçi’nin katledildiği Sur ilçesi Dört Ayaklı Minare’ye yürüdü. Katledildiği yerde düzenlenen anmaya Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı yöneticileri, Amed Barosu Başkanı Nahit Eren ve yönetim kurulu üyeleri, Türkiye Barolar Birliği'nin (TTB) yanı sıra diğer illerin baro başkanları ile avukatlar katıldı. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP Amed Milletvekili İmam Taşçıer, Amed İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy ile çok sayıda kişi anmada yerini aldı.

Yürüyüşte,  “Hepimiz Tahir Elçi’yiz”, “Tahir Elçi nemir e” dövizleri taşıyan kitle, sık sık “Şehîd namirin” ve “Tahir Elçi ölümsüzdür” sloganları atıldı. Kitle, Dört Ayaklı Minare önüne geldiğinde de Ahmet Kaya’nın seslendirdiği “Diyarbakır Türküsü” ve Tahir Elçi’nin katledildiği gün “Bu tarihi bölgede; birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede; insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun, diyoruz” kullandığı ifadeler dinletildi. 

Elçi’nin anısına saygı duruşunun ardından konuşan Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, “Karanlık bir dönemin başlangıcı olan bu cinayetin üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen failler hala tespit edilememiş veya cezalandırılmamıştır. Elçi ailesinin, hukuk camiasının ve toplumun adalet duygusu maalesef hala tatmin edilememiştir. İlk andan itibaren yargı makamlarının isteksiz tutumu, soruşturma aşamasındaki skandal gelişmeler; bizlere bu cinayetin aydınlatılmasını istemeyen bir iradenin varlığını göstermiştir. Bütün bu isteksizliklere rağmen cinayetin üstünden dört buçuk yıl geçtikten sonra vasat bir iddianame hazırlanmış ve yargılama süreci başlamıştır” dedi. 

Mahkeme heyetinin bugüne kadar gerçekleşen altı celsedeki tutum ve davranışları kurmuş oldukları ve vazgeçtikleri ara kararları ile soruşturma aşamasında kendisini gösteren cinayetin aydınlatılmasını istemeyen bir iradenin varlığına dair kanaatlerinin pekiştirdiğini söyleyen Eren, şunları ifade etti: “Devletin aydınlatamayacağı cinayet yoktur, aydınlatmadığı cinayet vardır. Bu davanın, siyasi ağırlığına ve Tahir Elçi’nin isminin hatırasına yaraşır bir şekilde sürdürülmesi, siyasetin de yargı kurumunun da boynunun borcudur. Diyarbakır Barosu olarak, kolluk ve yargı yetkisinin olabildiğince keyfi ve kötüye kullanılarak, Tahir Elçi cinayetinin karartılması çabalarına karşı durmaya, bu cinayetin tasarlanması, işlenmesi ve üzerinin örtülmesinde doğrudan ve dolaylı rolü ve etkisi olan herkesin yargı önüne çıkarılması için çabamızı sürdüreceğimize dair vermiş olduğumuz sözü Türkiye ve Kürdistan kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz.”

Eren’den sonra Türkan Elçi eşi için kaleme aldığı yazıyı okudu.

Konuşmaların ardından kitle, Tahir Elçi’nin katledildiği yere karanfil bıraktı. Anma programı saat 14.30’da Elçi’nin Yeniköy Mezarlığı’ndaki kabri başında sona erdi. 

Etkili soruşturma yapılmadı

Gazetemize konuşan Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, her fırsatta Tahir Elçi dosyasının soruşturma makamları tarafından etkili bir şekilde yürütülmediğini dile getirdiklerini belirterek “Bir cinayet dosyası soruşturmasında en önemli delil, her zaman mermi çekirdeğidir. Olay yeri incelemesinin sağlıklı bir şekilde yapılması gerekiyordu. Maalesef böyle bir çalışma yapılmadı” dedi. 

Yasaktan bağımsız değil

“Tahir Elçi cinayetinden sonra yaşananlar aslında bizlere bazı ip uçlarını veriyor” diyen Eren, şöyle devam etti: “Tahir Elçi ile birlikte sokağa çıkma yasağı başladı. Biz bu cinayeti aydınlatmama konusundaki isteksizliğin sonraki süreçlerden bağımsız olmadığını hep düşündük. Aksi durumda çok da rahat bir şekilde bu cinayet aydınlatılabilirdi.” 

Elçi’nin katledilmesiyle ilgili davanın ancak 4,5 yıl sonra Londra Üniversitesi Goldsmiths Koleji bünyesinde çalışan Forensic Architecture (Adli Mimarlık) isimli kuruluşun hazırladığı rapor ardından açıldığına işaret eden Eren, ilk etapta tanık olarak dinlenen 3 polisin rapor ardından şüpheli sıfatıyla yargılandığını dile getirdi. “Tahir Elçi cinayeti adeta canlı yayında katledildi. O kadar güvenlik görevlisinin ve gazetecinin olduğu bir sokakta katledildi. Buna rağmen 4.5 yıl sonra dava açıldı” diyen Eren şöyle konuştu: “Rapora kadar Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının şüphelisi yoktu. Rapor şunu çok net ortaya koydu: Tahir Elçi'nin vurulma anında aktif olan kullanılan silahlar, 3 polis memuruna ait. Özellikle o sırada kaçan iki militana ait olmadığı çok net. O rapordan sonra polislerin şüpheli olarak ifadelerine başvuruldu ve iddianame hazırlandı. İddianame de aslında soruşturma sürecindeki isteksizliği de açıkça ortaya koyuyor.”

Neden Elçi davasına eklendi?

Aynı gün 2 polisi öldüren iki kişinin davasının Tahir Elçi davasıyla birleştirilmesinin manipüle edici olduğunu söyleyen Eren, şunları dile getirdi: “O güne kadar neden o polis memurlarının öldürülmesine ilişkin dava açılmadı da Tahir Elçi dosyası açılınca dosya birleştirildi. Aynı iddianameye konu edildi. Örgüt mensupları bir yandan kasten o polis memurlarını öldürmekten yargılanıyor, öte taraftan Tahir Elçi dosyasından yargılanıyorlar. Doğru bir yöntem değil. Manipüle edici bir yanı var. Bu anlamda iddianame de eksik.”

Araştırma yapan olmadı

Tahir Elçi cinayetini sadece Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu sokağa hapsetmenin doğru olmadığını kaydeden Elçi, “Bu cinayeti aydınlatabilmek için öncesine de gitmek gerekir. Elçi'nin TV programından sonraki linç kampanyası, yargı tacizi, gözaltına alınması, hakkında dava açılması gibi... Tahir Elçi, yıllardır insan hakları mücadelesi veren biriydi ve kamu görevlilerinin suç dosyalarıyla ilgilendi. Bu yönleriyle de cinayetin araştırılması gerektiğini, bu boyutuyla da değerlendirilmesi gerektiğini söyledik. Maalesef ne soruşturma makamları araştırma yaptı ne de mahkeme” şeklinde konuştu.

Sıradan bir cinayet hilesi

İddia makamının gösterdiği Deniz Ateş adlı tanığın “cinayetin örgüt tarafından işlendiği konusunda beyanda bulunması halinde savcının ismini vererek kendisine cezasızlık vaatleri yapıldığını açıkladığını” hatırlatan Eren, şunları söyledi: “Mahkeme heyetinin bu davaya bakışı, soruşturma makamlarının bakışıyla eş değerdir. Bu heyet bu davaya 'Alelade bir cinayet davası' gibi bakmaya çalışıyor. Biz de buna müsaade etmeyeceğiz. “

Soruşturmaya müdahale edildi

Kaybettirilen kamera kayıtları, olmayan görüntü kayıtlarını hatırlatarak, tüm şüphelerin ortadan kalkmasına dönük talepleri olduğunu belirten Eren, şöyle devam etti: “Özellikle hem Emniyet Foto Film Şube’ye ait 13 saniyelik görüntü kesintisi, Mardin Kebap Evi'ne ait sokağı gösteren kamera kaydının bozuk olduğu, postanedeki görüntülerde 7 saniyelik görüntü eksikliği gibi sabit bulgular, bizde soruşturmaya bir müdahale olduğu şüphesi uyandırdı." 

TÜBİTAK’tan yanıt yok

Olay yerini gören kamera kayıtları için TÜBİTAK'a yazı yazıldığını belirten Eren, "13 saniyelik kesinti olduğu kabul ediliyor, ancak nedeni konusunda net bir belirleme yapmadılar.  Daha doğrusu değerlendirme bile yapmamışlar. Müdahale değilse neden olduğunun ortaya konulması lazım” dedi. 

Davutoğlu kararına müdahale

Nahit Eren, Tahir Elçi davasının 23 Kasım’da görülen son duruşmasında o dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi kararından vazgeçildiğini anımsatarak, “Mahkeme heyeti 15 Haziran’da Davutoğlu'nu tanık olarak dinleme kararı almıştı. Celse arasında bu kararından vazgeçti. Mahkeme bizlerin görüşüne başvurmadan, kendi tanık dinleme yönündeki kararını neden kaldırdı. Kim müdahale etti?” diye sordu.  

Tüm yönleriyle aydınlatılmalı 

Ahmet Davutoğlu’nun Amed’e yaptığı ziyarette Tahir Elçi cinayetini “siyasi suikast” olarak tanımladığına işaret eden Eren, “O dönemin başbakanı olması nedeniyle söyleyecekleri önemliydi” diyerek ekledi: “Mahkeme bir şekilde bu yargılamayı kendi çizdiği rotada yürütmek istiyor. Biz de tüm olumsuzluklarına rağmen bu davanın tüm yönleriyle aydınlanması için mücadeleye devam edeceğiz. Bu şekilde bir yargılanmayla dosyayı sonuçlandırmalarına müsaade etmeyeceğiz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.