Devrimin kadın gazetecileri

Kadın Haberleri —

Arîn Siwêd ve Nûvîn Îsmaîl

Arîn Siwêd ve Nûvîn Îsmaîl

  • Rojava Devrimi gerçekliğini ve soykırım saldırılarını duyurmak için tereddüt etmeden çalışıyor, her klavye tuşuna bastıklarında mirasını devraldıkları şehit kadın gazetecilere verdikleri sözü tutuyorlar. Arîn Siwêd ve Nûvîn Îsmaîl, dünyanın dikkatini kadın iradesine ve hikayelerine çekiyor.

FELEKXAN SERHAT

Halkın gerçekliğini, kültürünü, dilini ve tarihini dünyaya aktarırken bir yandan güçlendiler bir yandan da farklı kıtalarda tanımadıkları kadınlara güç verdiler. İnsanlık tarihi örneği olan Rojava Devrimi gerçekliğini dünyaya duyururken milyonların umudunu yeniden dirilttiler. Canı pahasına hiç tereddüt etmeden savaşı tüm çıplaklığıyla yazdılar. Savaşın ve devrimin sesi olmaya çalışırken kimisi DAİŞ saldırısında kimisi ise Türk devletinin saldırısında şehit düştü. Rojava’nın şehit kadın gazetecileri devrimin sesi oldu.

Kuzey-Doğu Suriye genelinde 23 gazeteci şehit düştü. Şehit gazetecilerden 6’sı kadın. YPJ Basın Merkezi üyesi Meryem Mihemed (Agirî Yilmaz) 13 Nisan 2015’de Kobanê’nin köylerini özgürleştirme operasyonlarını takip ettiği Xanmamed köyünde, Ahîn Fayiq (Arîn Cûdî) 31 Ocak 2016’da Hesekê’ye bağlı Hol bölgesinde mayın patlaması sonucu, YPG ve YPJ basın merkezlerinde çalışan Ronahi Umer (Eylûl Nûhilat) 20 Kasım 2016’da TC’nin Şehba’ya yönelik bombardımanında, Rîm Xişman (Şîlan Botan) 25 Nisan 2017’de Türk devletinin Dêrik bölgesindeki Qereçox Dağı’na yönelik saldırılarında, YPJ Basın Merkezi üyesi Rûhenda Efrîn Efrîn’de sürdürülen Çağın Direnişi’nde Cindirêsê ilçesinde ölümsüzleşti.

ANHA muhabiri Dilîşan Îbiş, Cizre Fırtınası Hamlesi’ni takip ettiği 12 Ekim 2017’de DAİŞ çetelerinden kurtarılan yurttaşların durumunu yerinde izlemek için Hesekê- Dêrazor arasındaki Xirafi alanında çetelerin bombalı araç saldırısında, YPJ Basın Merkez üyesi Dilovan Gever (Dilan Ölmez) ise Girê Spî’de Onur Savaşı’nı takip ederken 13 Ekim 2019’da şehit düştü.

Yüzlerini görmeyip, ellerini tutmasak da fotoğraflarda gülen gözleri her birimizin gerçeği oldu. Devrim temellerinin atıldığı 2012’den bu yana her şehadet haberlerinde yoldaşları da onların gözlerine bir kez daha bakıyor, sesi oluyor.

Hafızalarda yer edinen kadın gazetecilerin mirasını, devrimi, soykırım saldırılarını ve hakikati duyurma arayışını Hawar Haber Ajansı (ANHA) Arapça servisi editörü ve Yekîtiya Ragihandina Jin (YRJ) Sözcüsü Arîn Siwêd ile Rojava TV Kürtçe servisi editörü Nûvîn Îsmaîl’le konuştuk.

Bir şeyler yapmalıydı

Arîn Siwêd, 2013 yılında gazeteci olmaya karar verdiğinde o zamanlar Suriye’de basın yeni bir alandı ve ajans olarak sadece Şam hükümetine bağlı SANA bulunuyordu. Arîn ise gazeteciliğe ilk adımını ANHA’da attı.

“Devrim başladığında bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Neler yapacağımı ölçüp tarttıktan sonra basına katılmaya karar verdim. Aslında bu alanda yer almak her zaman hayalimdi. Devrimin rengi olmak istiyordum. ANHA ile başlayan serüvenim devam ediyor.”

Dilini korudu, kadının sesi oldu

O dönem üniversite öğrencisi olan Nûvîn de en büyük hayali olan gazeteci olmaya karar verir. Eğitimi yarıda bırakıp hayalinin peşinden koşan ve bugün Rojava Tv’de aynı zamanda haber bülteni sunan Nûvîn, ilk önce Kürtçeyi öğrenmekle işe başladığını söyledi.

“Öncelikle çok iyi düzeyde Kürtçe konuşma, okuma ve yazma eğitimi aldım. ‘Hazırım’ dedikten sonra gazetecilik eğitimi almaya başladım. Amacım hem dilimi korumak hem de Kürt kadınlarının sesini duyurmaktı. Elbette toplumun aynası olmak da bu iki olguya bağlı diyebilirim.”

 

Rojava TV Kürtçe servisi editörü Nûvîn Îsmaîl

 

Toplumun yükü omuzlarında

Kadın gazeteciler hem gerçekleri ortaya çıkarmak hem de toplumu dönüştürmek için mücadele ediyorlar. Bunu kutsal bir çalışma olarak görmenin yanı sıra hakikatten besleniyorlar. Devrimle birlikte toplumu dönüştürmek bir nevi kadın gazetecilerin omzunda. Dünya basınına baktığımızda erkek gazeteciler daha ön planda iken Rojava’da durum tam tersi.

Kadınların devrimle siyasi, toplumsal ve hizmet alanından basına kadar birçok alanda yer almaya başladığını belirten Arîn, “Buradaki durum farklı ele alınmalı. Zaten temel amacımız toplumu değiştirmek ve bunun için basında sayımız daha fazla. Bir diğer nokta ise doğrudan saldırılarla karşı karşıya olmamıza rağmen geri adım atmıyoruz” dedi.

Nûvîn de aynı şekilde bölgede tüm kalıpların yıkıldığını, ekranlarda ve alanlardaki kadın gazeteci sayısının her şeyi açıkladığını ifade etti.

Hikayelerini de duyurduk

Devrimin sesi olmanın yanı sıra işlenen savaş suçlarını belgeleme misyonu üstlenen gazeteciler, soykırım saldırını ve mücadele biçimlerini anlattı.

Çalışmalarında DAİŞ’e karşı savaşta yer alan kadınları öne çıkardığını söyleyen Nûvîn, “Direniş ve mücadeleleri dışında hikayelerini de dünyaya duyurduk. ‘Kadın gazeteciliği, kadın devriminin fotoğraflarından birisidir’ diyebiliriz. Sonuç olarak dünyanın dikkatini buradaki iradeye ve direnişe çektik” ifadelerini kullandı.

‘Soykırımı belgelemek görevimiz’

“Toplumda maneviyat kazandırmak ve güç oluşturmak için her gün söz veriyoruz” diyen Arîn ise özellikle düşman gerçekliğini duyurmak için mücadele ettiklerine işaret etti.

“Bugün soykırımla karşı karşıyayız ve bu soykırımı belgelemek görevimiz. Son saldırılarda bunu bir kez daha anladık. Saldırı derken sadece fiziki saldırılarda bahsetmiyorum. Kuzey-Doğu Suriye’de özel savaş, kimlik, kültür saldırıları var. Kadın gazeteciler bu gerçekleri ve uzun süreli planları da görüyor. Bu kapsamda bir nevi halkını gelecekteki tehlikelere karşı da uyarıyor.”

 

ANHA Arapça servisi editörü ve YRJ Sözcüsü Arîn Siwêd

 

Kelimelerin anlamına bakmalı

Arîn, yıllarca süren mücadele sayesinde bu günlere gelindiğinin altını çizerek, ayrıca kadın gazetecilikte bazı noktaları eleştirdi.

“Haberlerde kullanılan dili yeterince araştırmadığımızı düşünüyorum. Örneğin; Diller kadına ne kadar hak veriyor, kadınlar için kullanılan sözcükler neler? Mesela hitaplarda daha çok erkek esas alınıyor. İster Arapça olsun ister Kürtçe ister İngilizce fark etmiyor. Bu anlamda iyi araştırmalar yapmalı, her kelimenin anlamı nedir bakmalıyız. Bir diğer nokta ise haber kalıplarından tutalım, fotoğraflara, haber sunumuna kadar her şeyde erkek profili öne plana çıkartılıyor. Çoğu zaman bazı kadın gazeteciler de haber sunumunda erkekleri taklit ediyor. Yıllarca alışılan bu kalıpları yıkmamız gerekiyor.”

Haberin peşinden koşmaya devam ettiğimizde kat edilen her mesafede anılarımız da koşar. Sesler, görüntüler ve yüzler nerede olursak olalım her klavye başına geçtiğimizde bir kez daha canlanır. Arîn ve Nûvîn de haberin peşinden koşup her klavye başına geçtiğinde hayatında her edinen zamanlara gidiyor.

Şehit Şevîn Bingöl’ün gözleri

Arîn, “En çok aklımızda şehit arkadaşlarımızın anıları kalıyor. Gidişlerinin ardından yükümüz daha da ağırlaşıyor” sözleriyle, gazetecilikte unutmadığı bir anısını paylaştı:

“Heval Şevîn Bingöl vardı, Bingöl’de şehit düştü. Bir dönem Rojava’ya gelmişti ve esas olarak burada kadın gazeteciliğin oluşmasının temelini attı. Bir ara birlikte yürüyüşe çıkmıştık, bir an ayağım takıldı yere yuvarlandım. Beni ayağa kaldırmak için yaklaştı ama kaldırmadı. Göz göze geldik, gözlerinin içine baktım dolmuştu. ‘İyi misin?’ diye sordu. Ayağa kalktım üzerimdeki tozları silkeleyerek, ‘Evet, iyiyim’ dedim. İçimden ‘İnsan yoldaşını kaldırmaz mı?’ diye sitem ediyordum. Heval Şevîn sanki aklımdakileri okumuş gibi, ‘Bir kadın olarak hiçbir zaman kimseyi bekleme, her zaman kendin ayağa kalk’ dedi. Bu sözü hayatım boyunca kulaklarımda çınladı ve en zorlu zamanlarda yardımcı oldu.”

Ölümle yaşam arasında

Zorlu koşullarda ve sürekli saldırılar altında çalıştıklarını kaydeden Nûvîn de arkadaşlarının şehadetinin akıllarında kalan en zor acı olduğunu söyledi.

“Saldırılar 12 yıldır sürüyor her anımız şehadetlerle geçiyor, arkadaşlarımızın şehadetleri ise tarif edilemez. 2017’de Reqa’nın DAİŞ’ten temizlenmesini takip etmek için kameramı aldım Amûdê’den yola çıktım, Reqa’ya gittim. O dönem sadece bir yol mayınlardan temizlenmişti. İşimi bitirip Reqa’dan ayrıldığımda yolu şaşırdım ve hangi yolda mayın olduğunu bilmiyordum. Yaklaşık bir saat olduğum yerde bekledim, sonra zihnimi toparlayıp yolu hatırladım. O günü asla unutmuyorum. Ölümle yaşam arasında ip ince bir çizgiydi.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.