Die Linke kazanırsa, siz kazanırsınız

• Helin Evrim Sommer: “Kürtler, göçmenler, dışlananlar, sosyal adalet payından mahrum bırakılan tüm kesimler 26 Eylül’de sandığa giderek Die Linke partisine oy vermelidir. Die Linke’nin kazanması demek, bütün bu kesimlerin kazanması demektir.”

ERKAN GÜLBAHÇE

Helin Evrim Sommer, 1971 yılında Muş’un Varto ilçesinde dünyaya gelir. 4 Eylül 1980 tarihinde ailesiyle birlikte politik nedenlerden dolayı Almanya’ya gelip iltica etmek zorunda kalır. Berlin Humboldt Üniversitesi'nde Tarih ve Toplumsal Cinsiyet Bilimi bölümünde mezun olan Sommer, evli ve bir çocuk annesi.

26 Eylül’de Almanya’da yapılacak genel seçimlerde tekrardan Die Linke'den milletvekili adayı olan Sommer, gazetemize konuştu. 

Göçmenler Sol Parti’de temsiliyet buluyor

Almanya Federal Meclisi’nde göçmenlerin yeterince temsil edilmediğini ve bunun Almanya demokrasisinin en büyük açıklarından biri olduğunu söyleyen Sommer, “Almanya Federal Meclisi 709 üyeden oluşuyor. 709 milletvekilinin içinde 58'inde bir şekilde göçmenlik izleri var. Bu da %8’ine tekabül ediyor” dedi.

“Partilerin mülteci kökenli birçok kişiyi aday göstermesine rağmen, seçilebilecekleri pozisyonlarda çok az aday gösteriliyor. Göçmenlerin yeterince temsil edilmemeleri Almanya’nın büyük bir eksikliğidir. Bunu gidermek için el ele vererek bir çalışma yürütmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Almanya’nın Kürt politikası Türkiye ile benzer

Alman devletinin Kürt sorununa yaklaşım politikasını sorduğumuz Sommer, şu şekilde yanıtlıyor: “Alman devletinin Türkiye ile olan ekonomik ve siyasi ilişkilerinden dolayı Kürt meselesi ile ilgilenmemesi çok net gözüküyor. Türkiye NATO üyesi ve Almanya’nın jeostratejik partneri. Bu temelde ortak çıkarları var. Son dönemlerde Erdoğan’ın mülteci sorununu Almanya ve Avrupa’ya karşı şantaj olarak kullandığını görüyoruz. Almanya’nın bu şantaja boyun eğdiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. Almanya Kürt sorununu dış ilişkiler bağlamında bakıyor. Bundan dolayı da, Türkiye’nin Kürtlere uyguladığı politikanın neredeyse aynısını uyguluyor. Kürtlerin geldiği ülkelerden bağımsız bir politika yürütmüyor.”

Rojava’nın statüsü tanınmalı

Almanya’nın, Türkiye ile ilişkilerine zarar vermemek için Rojava ile diplomatik ilişkiler dahi geliştirmek istemediğini dile getiren Sommer, “Bizler, bu politikanın değişmesi için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Bunun ilk adımı olarak büyük çabalarla Rojava'ya koronavirüs salgını ile mücadele için 14 milyon euro gönderdik. Küçük bir yardım, ama Rojava’nın resmi olarak tanınması yönünde önemli” diye belirtti.

Kürt politikası için Die Linke güçlendirilmeli

Almanya’nın Kürt sorununa bakış açısının değişmesi için Meclis’te Die Linke dışında diğer partilerin ciddi bir çalışmasının olmadığını ifade eden Helin Evrim Sommer, “Almanya’da bir milyondan fazla Kürt yaşıyor. Kürt sorununa bakış açısı mutlaka değişmelidir. Ancak şu anda böyle bir politika Almanya’nın ajandasında yok. Bu durumun değişmesi için Die Linke’nin mecliste çok güçlü bir şekilde temsil edilmesi gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

Helin Evrim’in gündemleri

Seçilmesi durumunda özellikle birkaç konu üzerine yoğunlaşacağını belirten Sommer şunları belirtti: “Partim tarafından hangi görev verilirse verilsin, Kürt sorununu çalışmalarımın merkezine alacağım. Gündelik ve kurumsal ırkçılığa karşı mücadele edeceğim. Alman kurum ve kuruluşlarında ve özellikle polis teşkilatlarında çok ciddi bir ırkçılık var. Öte yandan Türk ırkçıları Almanya’da örgütleniyor. Yeni dönemde bu örgütlerin yasaklanması için efor sarfedeceğim.”

Sandığa gidelim, Die Linke’ye oy verelim

Helin Evrim Sommer, Almanya’da yaşayan herkese şu sözlerle seslendi: “Seçimlerden sonra kazanacağımız başarı sadece hükümet değişikliği olmayacak, siyaset değişikliğini de beraber getirecektir. Yeni, ilerici bir siyaset için Sol Parti’yi güçlendirmeliyiz. Kürtler, göçmenler, dışlananlar, sosyal adalet payından mahrum bırakılan tüm kesimler 26 Eylül’de sandığa giderek Die Linke partisine oy vermelidir. Die Linke’nin kazanması demek, bütün bu kesimlerin kazanması demektir.”