Din istismarcısını devirelim

• Kürt din alimleri, dini istismar eden Erdoğan ve tek adam rejimini devrimke için 28 Mayıs’ın bir fırsat olduğunu belirterek, herkesi oy kullanmaya çağırdı. 

Din alimi Yusuf İnal, Erdoğan ve AKP’nin iktidarı boyunca dini siyaset aracı yaptığını, dini istismar ettiğini belirterek, “Siyasal İslamcıların dini ile Allah’ın dininin alakası yok. Zulüm yapan, yalan söyleyen, rüşvet veren/yiyen, uyuşturucu alan/satan din, Allah’ın dini değildir” dedi.

En büyük kafir odur

Vicdana, ahlaka ve hiçbir kurala uymayan bir siyaset yürüten AKP kadar kimsenin dine zarar vermediğini vurgulayan İnal, “Erdoğan, çıkıp Kürtlerin, CHP’nin, dininin, kıblesinin olmadığını ve kafir olduğunu söylüyor. Halbuki İslam hükümlerine göre büyük kafir bunu söyleyendir. En büyük kafir odur. Erdoğan’ın söylediği din ne Hz. İsa’nın ne Hz. Musa’nın ne Hz. Muhammed’in ne de Allah’ın dinidir. Büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız” şeklinde konuştu. 

Biz onlara teslim olmadık

Kürtlerin ve muhaliflerin Erdoğan’ın dayattığı din anlayışını hem ret hem de teşhir ettiğini, buna karşı da saldırıya uğradığını kaydeden İnal, Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne (DİAYDER) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonları hatırlattı. İnal, “Biz onlara teslim olmadık, boyun eğmedik. Kuran’da ve dinde ne varsa tüm doğruluğuyla söyledik” dedi.

Peygamberliğini de aşıyor

 İnal, Erdoğan’ın “Allah’tan talimat aldık” sözlerine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Bu durum ‘ben peygamberim’den de ötedir. Bu şirktir. Dünyada en büyük müşrik, putperest odur. En çok dine zarar veren odur. İnsanlar artık ‘böyle bir din bize lazım değil’ diyor.  

İmamlar kontrgerillaya dönüştü

Sultangazi’deki Cebeci Camii imamı Murat Gündoğdu, Cuma namazı esnasında ‘Silahlarınızı ayarlayın. Benim iki tane silahım var, ağzına kadar dolu’ diye seslendi. İmamlar kontrgerillaya dönüştü. Toplum bunlara karşı kendini savunmalı.”

Tek adam düzenine son

Özgür Din Alimleri’nden Mele Bedrettin Günay da Emevi zihniyeti olan siyasal İslam’ın gelişimi için Müslümanların akli dengesine kastedildiğini belirterek, şunları söyledi: “Böylece kendilerini cehalet karanlığından zihni aydınlığa ulaştıracak olan Allah’ın kelamını anlayacak akli melekelerini yitirdiler. İslam adına yapmakta oldukları amel ve ibadetlerin gerçek İslam anlayışına aykırı olduğunun farkında bile değiller. Bu ceberut zihniyeti hep birlikte yok edebiliriz. Bu fırsat, her onurlu insan için insani, vicdani ve ahlaki bir görev ve sorumluluktur. Müslümanlar için ise kutsal bir görevdir. Bu tek adam düzenine son verelim. Sandığa gidilmesini bir vazife olarak görüyoruz.” 

Namazı bile şüpheli

Amed Alimler Derneği üyesi din alimi Hacı Kadah da Erdoğan’ın Kürtlere yönelik baskılarını hatırlatarak, şunları dile getirdi:“Sadece namaz kılarak imanlı ve dindar olunmuyor. Böyle bir ayet ve sure yok. Kuran’da hak yiyenlerin kıldığı namazın, tuttuğu orucun ve verdiği zekatın kabul olmayacağı yazılıyor. Bu iktidar, insanların ana dillerini yasaklıyor, suçsuz yere insanları tutukluyor ve insan haklarını ihlal ediyor. Hiçbir din ve inanç, bu iktidarın yaptıklarını tasvip etmiyor. Halkımıza sesleniyorum; bu zulme karşı nerede olurlarsa olsunlar, sandıklara gidip oylarını kullansınlar. Barış ve eşitlikten yana bir değişim sağlansın.”