Dünyanın %40’ı streste

• “Dünyanın Duygusal Sağlık Durumu 2025” raporuna göre, her on yetişkinden dördü önceki gün yoğun stres veya endişe hissettiğini söylüyor. 144 ülkede 145 binden fazla kişiyle yapılan görüşmelerde fiziksel ağrı hissedenlerin oranı ise yüzde 32’ye yükselmiş durumda.

TİJDA YAĞMUR

Yapılan yeni bir araştırma, insanların giderek daha fazla stres ve kaygı yaşadığını, ancak buna rağmen olumlu duyguların büyük ölçüde sabit kaldığını ortaya koydu. Gallup’un Berlin’deki Dünya Sağlık Zirvesi’nde açıkladığı “Dünyanın Duygusal Sağlık Durumu 2025” raporuna göre, her on yetişkinden dördü önceki gün yoğun stres veya endişe hissettiğini söylüyor.

Gallup, 144 ülkede 145 binden fazla kişiyle yapılan görüşmelere dayanarak, barış, sağlık ve duygusal refahın birbirinden ayrılmaz şekilde bağlantılı olduğunu vurguladı. Rapora göre, barışın azaldığı ülkelerde kaygı, öfke ve üzüntü oranları belirgin biçimde yükseliyor.

2011–2019 yılları arasında dünya genelinde toplumsal huzursuzluk, grev ve protesto sayısı üç kat arttı. Bu artış, Covid-19 salgınından önce başlamıştı. Gallup CEO’su Jon Clifton, araştırmanın “basit ama önemli bir gerçeği” gösterdiğini belirterek, “Duygusal refah ve barış birbirinden ayrı hedefler değil. Biri çökerse, diğeri de peşinden gider” dedi.

Araştırma, Dünya Barış Endeksi (GPI) ve Pozitif Barış Endeksi (PPI) verileriyle karşılaştırılarak yürütüldü. Bulgular, ekonomik gelişmişlikten bağımsız olarak, siyasi istikrarsızlık yaşayan toplumlarda duygusal sağlığın bozulduğunu gösteriyor.

Her 3 kişiden 1’i fiziksel ağrı çekiyor

Kadınlar erkeklere kıyasla daha fazla üzüntü, endişe ve fiziksel ağrı bildirirken; gençler öfke, orta yaşlılar stres, yaşlılar ise üzüntü ağırlıklı duygular yaşıyor. Fiziksel ağrı hissedenlerin oranı bir yılda %30’dan %32’ye yükselmiş durumda.

Buna karşın, araştırma dünyanın hala gülmeye devam ettiğini de gösteriyor. Katılımcıların %89’u önceki gün saygıyla muamele gördüğünü, %70’i gülümseyip güldüğünü söyledi. Yarısından fazlası ise yeni bir şey öğrendiğini veya ilginç bir deneyim yaşadığını belirtti.

Gallup uzmanları, bu sonuçların kültürel farklılıklardan da etkilenebileceğini hatırlatıyor. Ancak genel tablo, negatif duyguların küresel ölçekte yükseldiğini, buna rağmen insanların pozitif duygularını koruma eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Psikologlar bu durumu “negatiflik etkisi” ile açıklıyor: Olumsuz olaylar, pozitif deneyimlerden çok daha güçlü bir iz bırakıyor. Barışın kaybı, kazanılmasından daha sarsıcı bir etki yaratıyor.

Stres küresel bir sağlık sorunu

Uzmanlar, siyasetçilere ve iş dünyasına, duygusal refahı toplumsal istikrarın temel bir unsuru olarak görmeleri çağrısında bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü de stresin yalnızca bireysel bir sorun değil, kronik hastalıkları ve erken ölümleri artıran küresel bir sağlık meselesi olduğunu vurguluyor.