Duyabilmek kadınların gelişini

Nagihan AKARSEL yazdı —

Gün ayınca bir hüzün dolanır yerin yüzünde. Zaman sayılara tutsak edildiğinden bu yana böyle. Tarihin başı ve sonuna muktedir homo sapiens’in ‘homo homini lupus’ yani ‘insan insanın kurdudur’ nutuğu, geçer not aldığından beri bu böyle. Dualitenin birbirine düşman ilan edilmesi kurdun hikayesinin yapıtaşı hani. Siyahın beyaza, sıcağın soğuğa, ateşin suya, kadının erkeğe, doğanın insana düşman edilmesi yani. ‘İnsan insanın cennetidir (yurdudur)’ felsefesinden düşüşün hikayesi ya da. Bütünlüğün bilgisinden, birbirini tamamlama felsefesinden kopan insanın yitirilişi. Kadının, kadın eksenli yaşamın, ana soylu değerlerin bilgisinden kopan insanın hikayesidir bu aynı zamanda.

Zamanın ruhunu hisseden ve bu anlamı yeniden ören kadınlar ise kurdun hedefi olur 21. yüzyılda. Kubaba’nın kayıp olan sol elindeki aynaya erişen ve onu dünyaya tutan kadınlar vurulur Kobanê’de. Kubaba Hurrilerin tanrıçası Kibele’nin annesi diye geçer tarih kayıtlarında. Friglerden Hititlere kadar birçok uygarlığı etkileyen bir kültürdür aynı zamanda. Rojava ve Kuzey Kürdistan’ı içine alan Fırat’ın doğusu ve batısının birleştiği Kobanê ve Şehba’da tarihin en eski tanrıça inançlarından birinin olduğu toprakların ana damarıdır. Girê İnanna (İnanna tepesi), Şikefta Keçika (Kızlar Mağarası) gibi yer isimleri, Tişrîn başta olmak üzere birçok yerde bulunan antik kalıntılar ve Alalah, Ebra ile Mari kraliyet tabletleri kadın hafızasının bu topraklarda ne kadar güçlü olduğunu anlatır bize. Hazinenin kaybedildiği yerde bulunduğunu ve kadın devrimi ile güncellendiğini hissederiz derinden.

Sonra suya ağıt yakar bir ana. Tam altı ay altı gündür suya sürer sesini… Çakıl taşlarından yapar gül yüzlü kızının resmini. Ve sorar kızının akıbetini Munzur’a. Su tanrıçası Anahita’ya… Anahita Hurrilerin dilinde ve o dili koruyan Kirmançkî (Zazakî) lehçesinde su ve yaşam tanrıçasıdır ne de olsa. Anne sezgisel bir yakarış ile suda arar Gülistan’ın silüetini… Zîlan’ın kayıp haberi düşer sonra web sayfalarına. Cizre’de on beş yaşında bir çocuk… Kaybedilmenin bilgisine nail olan Cizre Şahmeranın sevgisi ve öfkesi ile direnmişti yüzyıllarca. Peri masalları ile büyüyen kuşakların yurduydu aynı zamanda. Kültürel kodları ile zalimin zulmüne boyun eğmeyen ve diz çökmeyenlerin yurdu. Haber portallarında, “Bugün bir kadın daha katledildi” haberinin yanına, “Bugün bir kadın daha kaybedildi” diye eklenir. Ve bu cümlede geçen ‘daha’ kelimesinin rahatsız edici gürültüsü tırmalar yüreğimizi. Farkında olmadan dilimizle meşrulaştırdığımız katliamları saklar o ‘daha’ sözcüğü çünkü. Farkındalık ve hiçbirşeyin tesadüf olmadığı bilinci ile dilimize devrimin öfkesini ve coşkusunu ekmeyi koşullar herşey.

Çünkü gün ayınca kuşlar uçar göğün yüzünde. Hüzün an’a iz bırakanları göğünde taşır. Kuşlar herşeye inat maviye doğru umutla kanatlanır. Telli’nin dediği gibi, ‘Aşksa yürümek gibi bir şey/ duyabilmek kuşların gelişini’… Yitirileni yitirilen yerde arayan kadınların gelişi gibi… Duyabilmek kadınları gelişini… Kendi kökleri üzerinde yeşeren, anlamsal ve yapısal dünyasını kurmaya başlayan kadın iradesinin saldırıların hedefinde olması, çağın onur abidesi gerillanın bedeninin teşhir edilmesi yarattığı tarihsel anlamı ile bağlantılı çünkü.
Paris’te özgürlük çizgisine, Silopi’de özyönetim gücüne, Karaçox’ta özsavunma iradene, Kobanê’de toplumsal yapılanmana dönük saldırıların hiçbiri amaçsız ve tesadüfü değil. Gülistan’ın, Zîlan’ın kaybedilmesinin, Efrîn’de kadınların saldırıya uğramasının tesadüf olmadığı gibi. Nerede nasıl olursa olsun kadına yönelik bütün saldırılar sistematik ve politiktir çünkü. Ve hepsinin ortak amacı kendi olma bilincine erişen ve kökleri üzerinde yeşeren kadın hafızasını ve kültürünün devrimsel gücünü kırmak.

Çünkü Kürdistan’da kadını hak bilen felsefeler güncelleniyor. Direnişin dünyasından akan enerji dünyanın en gelişmiş tekniğine karşı savaşıyor. Düş-düşün-düşünce gücünü kuşanan anaların, pirlerin, fexraların, koçeklerin, yarların anlam deryası Kürdistan dağlarında yaşam buluyor. ‘Kadın ana yolun sahibi mürşidi kamildir’ diyenlerin felsefesi Kürdistan’dan dünya kadınlarına ulaşıyor. Bütün bunların bilincini kuşanarak savaşmak düşmana karşı. Ve bu bilinç ve inanç ile duyabilmek kadınların gelişini…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.