Edebiyattan sanata 1 Mayıs

1 Mayıs

1 Mayıs

  • 1 Mayıs, edebiyat ve müzikte, işçi sınıfının hak arayışını, dayanışmasını ve umudunu yansıtan evrensel bir semboldür. 

1 Mayıs, farklı dillerde ve kültürlerde ortak bir tema olarak işçi sınıfının mücadelesini ve dayanışmasını yüceltiyor. Şiirlerde coşku ve umut, romanlarda gerçekçilik, öykülerde bireysel hikayeler, marşlarda kolektif direniş ve şarkılarda duygusal anlatım öne çıkıyor. 1 Mayıs, dünya edebiyatında ve müziğinde işçi sınıfının mücadelesini ve dayanışmasını yansıtan zengin bir mirasa sahiptir. Edebiyatta, Fransızcada Pottier ve Éluard, İngilizcede Morris, Rusçada Mayakovski, İspanyolcada Neruda, Türkçede Yaşar Nezihe ve Nâzım Hikmet, Kürtçede Cigerxwîn, Arapçada Mahmud Derviş gibi şairler; romanlarda Steinbeck, Gorki, Orhan Kemal, Erebê Şemo; öykülerde Jack London, Sabahattin Ali ve Hawar yazarları öne çıkıyor. Müzikte, “Enternasyonal”, “Bella Ciao”, “Bandiera Rossa”, “Varşovyenka” gibi marşlar evrensel sembollerken; şarkılarda ise Woody Guthrie, Víctor Jara, Cem Karaca ve Şivan Perwer’in eserleri, 1 Mayıs’ın duygusal ruhunu taşıyor. 

1 Mayıs Marşı ve öyküsü

Türkiye’de 1 Mayıs’ın bir başka sembolü de 1 Mayıs marşıdır. 1 Mayıs denilince hemen herkesin aklına gelen belki de ilk şeydir 1 Mayıs Marşı.

Ankara Sanat Tiyatrosu, 1974’te Bertolt Brecht’in Maksim Gorki’den uyarladığı Ana adlı oyununu sahneler. Rutkay Aziz’in Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı oyunda Erkan Yücel, Savaş Yurttaş, Yaman Okay, Meral Niron, Erol Demiröz gibi oyuncular rol alır. Oyunun müzikleri ise Sarper Özsan'a ait. Metindeki diğer tüm şarkı sözleri Brecht tarafından yazılmış fakat sadece bir sahnenin, “1 Mayıs 1905” sahnesinin sözleri belirtilmemiş. Brecht, metinde sadece “İşçiler marş söyleyerek sahneye girer” diyor. Ortada marş olmayınca, Özsan bir marş yazar ve besteler. İşte o marş 1976’dan günümüze her 1 Mayıs’larda büyük coşkuyla söyleniyor. Sarper Özsan, özellikle 1970’lerde politik tiyatrolar ve emek temalı sahne eserleri için çok sayıda müzik yaptı. Brecht oyunları (epik tiyatro) için müzikler besteledi. Özellikle işçi sınıfının hikâyelerini anlatan oyunlarda onun müzikleri kullanıldı. Ankara Devlet Konservatuarı kompozisyon bölümünden mezun olan Sarper Özsan, TRT’deki Aydınlıkçılardandı. Cem Karaca’nın seslendirdiği “Durduramayacaklar Halkın Çoşkun Selini” parçasının bestesi de Özsan’a aittir. Özsan, üç yıl önce 78 yaşında hayatını kaybetti.

1 Mayıs, tipik bir marş formunda. Güçlü, ritmik ve ileriye taşıyan bir yapıda. 4/4'lük ölçü, genellikle majör bir tonda. Ritmi, basit ve net. Ses sınırları rahat, herkesin kolayca söyleyebilmesi için ayarlanmış. Melodide Anadolu ezgilerine benzeyen hafif kıvrımlar var. Hem isyan, hem umut hem de dayanışma duygusunu aynı anda verir. Basit ama devrimci bir enerji taşır.

1 Mayıs Marşı

Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır

Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez

Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde

1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı

Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

 

Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından

Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından

Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir

1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı 

Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

 

Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor

Halkların nasırlı yumruğu, balyoz gibi patlıyor

Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor  

Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider

Devrimin şanlı yolunda kül gibi savrulur gider.

 

 

* * *

1 Mayıs'ın sembol afişi

DİSK’in bir 1 Mayıs afişi ile bir pankartı, neredeyse Türkiye'deki 1 Mayıs'ın sembollerinden oldu. İkisi de ressam Orhan Salim Taylan'a ait. 

Kocaman iki işçi elinin üzerinde kırmızı bir dünya yükseliyor ve üzerinde “1 Mayıs” yazıyor. İşçi sınıfının elleri üzerinde duran dünyadan çiçeklerin uçuştuğu bu afiş, 1 Mayıs 1976'daki kutlama için DİSK tarafından ressam Orhan Taylan tarafından çizildi. Afiş o tarihten sonra 1 Mayıs ile özdeşleşti, afiş olmayı aşarak bir nevi logo gibi oldu. Taylan, yıllar sonra afişle ilgili değerlendirmesinde işçinin elleri üstündeki dünyayı da pergelle çizdiğine hayıflanıyor.

Yine 1 Mayıs’ın unutulmaz sembollerinden biri de bir eli zincire vurulmuş, diğer eliyle işçi sınıfının kızıl bayrağını dalgalandıran mavi tulumlu bir işçi… 1977'te Taksim Meydanı’ndaki AKM binasına asılan bu resim, o gün 1 Mayıs alanına çıkan 500 bin emekçiyi; zincirlerini kırmak için mücadele eden işçi sınıfını sembolize ediyordu. Bu görkemli resim 30-32 metre genişliğinde ve 18 metre yüksekliğindeydi. Bu da Orhan Taylan tarafından tasarlanmıştı. Taylan, “Bezi katlayarak çalıştığınız için asılacağı güne kadar yaptığınız işin bütününü görme şansınız yok… Sabah erkenden meydana resmi görmeye gittim. Beğendim doğrusu. Hatalı bir çizgi yok. Tasarlandığı gibi uygulanmış bir iş olmuştu” diyordu.

Orhan Taylan, 1941'de Samsun'da doğdu. Selanikli babası işveren İstanbullu annesi ressamdı. İstanbul Amerikan Erkek Koleji'nden mezun olup iki yıl Söke'de öğretmenlik yaptıktan sonra 1962'de Roma Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi ve 1966'da bitirip Türkiye'ye döndü. TİP'e katıldı. Görsel Sanatçılar Derneği Başkanlığı yaptı. Barış Derneği'nin kurucularından ve yönetim kurulu üyelerinden biri olması nedeniyle 1982'de tutuklandı. 1986'da tahliye oldu. Orhan Taylan, 4 Kasım 2023'te 82 yaşında hayatını kaybetti.

 

* * *

Türkiye'deki ilk şiir

1 Mayıs için şiir yazan ilk şair, bir kadındır. 5 çocuklu yoksul bir ailenin kızı olan Yaşar Nezihe, İstanbul’da 1882'de doğdu. Ailenin hayatta kalabilen tek çocuğuydu. 6 yaşındayken annesini kaybetti. Küçük yaşta okula kaydını kendisi yaptırdığı için babası tarafından evden kovuldu. Üç mutsuz evlilik yaptı;  iki çocuğunu besin yetersizliğinden kaybetti. Geçimini kazanmak için yazma bilmeyenlerin mektuplarını yazdı ve terzilik yaptı. 1896 ile 1953 yılları arasındaki aktif şairlerindendi. İşçi grevlerine destek veren “1 Mayıs” adlı şiiri Mayıs 1923’te yayımlandı. Aynı dönemde yazıları, şiirleri, Amele Cemiyeti’ne üye olması, grevlere destek vermesi nedeniyle komünistlikle suçlanıp tutuklandı. İlk kitabı “Bir Deste Menekşe” 1915’te çıktı. Şiirlerinde yoksul ve zorlu çocukluğu, aşkları ve evlilikleri gibi biyografik temaları işledi. İstanbul'da 5 Kasım 1971’de hayatını kaybetti. İşte Yaşar Nezihe’nin “1 Mayıs” adlı şiiri:

Ey işçi…

bugün hür yaşamak hakkı seninken

patronlar o hakkı senin almışlar elinden.

sa’yınla edersin de “tufeyli”leri zengin

kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin?

rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;

lakin seni fakr etmede günden güne berbâd.

zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.

azm et de esaret bağı kopsun bileğinden.

sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.

bir parça da evlatlarının çehresi gülsün.

Ey işçi…

mayıs birde bu birleşme gününde

bişüphe bugün kalmadı bir mani önünde…

baştan başa işte koca dünya hareketsiz;

yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.

patron da fakir işçilerin kadrini bilsin

ta’zim ile, hürmetle sana başlar eğilsin.

dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi.

bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.

herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay

sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say…

bir gün bırakınca işi halk şaşkına döndü.

ses kalmadı, her velvele bir mum gibi söndü.

sayende saadetlere mazhar beşeriyet;

sen olmasan etmezdi teali medeniyet.

boynundan esaret bağını parçala, kes, at!

kuvvettedir hak, hakkını haksızlara anlat.

 

Cumhuriyet sonrası 

Cumhuriyetten sonra adı 1 Mayıs olmamakla birlikte öyle okunan ilk şiir, Nâzım Hikmet’e aittir. “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” başlıklı şiiri şöyle:

Türkiye işçi sınıfına selâm!

Selâm yaratana!

Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!

Bütün yemişler dallarınızdadır.

Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,

haklı günler, büyük günler,

gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,

ekmek, gül ve hürriyet günleri.

Türkiye işçi sınıfına selâm!

Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,

toprağa, kitaba, işe hasretimizi,

hasretimizi, ay yıldızı esir bayrağımıza.

Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!

Paranın padişahlığını,

karanlığını yobazın

ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!

Türkiye işçi sınıfına selâm!

Selâm yaratana!

 

Dünya çapındaki marşlar

* Enternasyonal (L’Internationale): Fransızca yazılan ve Pierre Degeyter tarafından bestelenen bu marş, 1 Mayıs’ın evrensel sembolüdür. 1888’de yazılan sözler, Eugène Pottier’e aittir ve işçi sınıfının birliğini yüceltir. Marş, birçok dile çevrilmiş ve dünya genelinde 1 Mayıs kutlamalarında söyleniyor. 

* Bandiera Rossa (Kızıl Bayrak): İtalyanca bir 1 Mayıs marşı olan “Bandiera Rossa”, İtalya’daki sosyalist ve komünist hareketlerin sembolüdür. 20. yüzyıl başında yazılan bu marş, işçi sınıfının mücadelesini coşkulu bir şekilde anlatır.

* Bella Ciao: İtalyan partizan marşı “Bella Ciao”, doğrudan 1 Mayıs’a ithaf edilmese de işçi hareketleriyle ilişkilendirilmiş ve dünya genelinde 1 Mayıs kutlamalarında sıkça söyleniyor. 

* Varşovyenka: Polonya’da doğan bu marş, 1 Mayıs’ın devrimci ruhunu yansıtan bir başka evrensel eserdir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.