En uzun yasak eşliğinde gasp

  • 7 yıldır yasak, yıkım, sürgün, talan uygulanan; kentin mimarisine, ruhuna, nüfus yapısına uymayan ucube bir mimari dayatılan Amed’in tarihi Sur ilçesinde evsiz bırakılanların da mallarına çöküldü.

YILMAZ KAYA/AMED

Amed’in Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı 5 mahallede devam ediyor. 20 binden fazla kişinin göç ettirildiği mahallelerde, ”anıtsal yapı” olarak tescillenen konak ve köşkler de dahil yüzlerce yapı yerle bir edildi. Yerine kent mimarisine uymayan konut ve iş yerleri yapıldı. Onlarca konut da ağır hasarlı şekilde yerinde duruyor. Evleri yıkılanlar, ortada bırakıldı; ne kira yardımı aldı ne de hakları ödendi, devlet zorbalığıyla mallarına çöküldü.

Amed’in Sur ilçesine bağlı 5 mahallede 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağıyla başlayan saldırının 9 Mart 2016’da sona erdiği açıklandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 16 Mart 2016 tarihli yazısı üzerine Bakanlar Kurulu tarafından Sur’un tamamına yakını 21 Mart 2016’da kamulaştırıldı, ardından yıkım başladı. DSİ ve Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne bağlı onlarca dozer, buldozer ve kepçe yasaklı mahallelere girerek binlerce yapıyı yerle bir etti. Tank ve top atışlarıyla tahrip edilmiş anıtsal yapıların yanı sıra kısmen zarar görmüş tarihi yapılar da iş makineleriyle yıkıldı.

832 tescilli yapı tahrip edildi

Çatışmaların sona ermesi ardından 3 bin 569 yapının tümden yıkıldığı ya da ağır hasar gördüğü tespit edildi. Aynı şekilde Hasırlı Mahallesi’nde 347, Fatih Paşa Mahallesi’nde 232, Cemal Yılmaz Mahallesi’nde 126, Savaş Mahallesi’nde 83 ve Dabanoğlu Mahallesi’nde 44 olmak üzere toplam 832 ”anıtsal yapı” olarak tescillenen tarihi yapının yıkıldığı, 257 yapının ise hasarlı olduğu tespit edildi.

Tamamına yakını yıkıldı

20 hektarlık alana sahip Hasırlı Mahallesi’nin yüzde 97’sini oluşturan 19 hektarlık alan, 16.2 hektara sahip olan Fatih Paşa Mahallesi’nin yüzde 92’sini oluşturan 15 hektarlık alan, 7.3 hektarlık alana sahip Cemal Yılmaz Mahallesi’nin yüzde 68’ini oluşturan 3.5 hektarlık alan, 6.2 hektarlık alana sahip olan Savaş Mahallesi’nin yüzde 40’ını oluşturan 2.7 hektarlık alan, 9.6 hektarlık alana sahip Dabanoğlu Mahallesi’nin yüzde 39’unu oluşturan 3.6 hektarlık alan ve 16 hektarlık alana sahip Cevat Paşa Mahallesi’nin yüzde 36’sını oluşturan 3.5 hektar alan yıkıldı.

Ucube konutlar inşa edildi

Yıkılan konutların yerine ise Hasırlı, Dabanoğlu ve Fatihpaşa mahallelerinde kent mimarisine uymayan ve ”ucube” diye nitelendirilen konutlar yapılmaya başlandı. Kimi mülk sahiplerine sadece tahrip edilen eşya parası verilip kira yardımı bile ödenmezken, kimi ev sahiplerine ise hiçbir nakit ödenmeden, yıkılan evinin arazisi üzerine yeni konutlar inşa edildi.

 

Kira yardımı dahi almadık

Recep Abak

Hasırlı Mahallesi’nde hisseli iki evleri olduğunu ve karşılığında sadece 4 bin 850 lira tahrip olan ev eşyası parası ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 10 bin lira aldıklarını belirten 61 yaşındaki Recep Abak, söylenenlerin aksine ne kira yardımı aldıklarını ne de haklarının ödendiğini söyledi. İkisi evli 9 çocuk babası olan Abak, kirada kaldıklarını ve çocuklarının inşaat işlerinde, günlük işlerde çalışarak geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını ifade etti.

Sur’a 14-15 km uzaklıkta Bağcılar Mahallesi’nde kaldıklarını belirten Abak, ”Şimdiki kaldığım mahallede ya da çevresinde onlarca kıraathane var ama ben her gün Sur’a gelmezsem yaşayamam. Her gün o kadar yolu kat edip buraya geliyorum. Sur’un yasaklı olmayan bölgesindeki kıraathanelerde eski arkadaşlarımla görüşüyorum. Çünkü eski mahallemizin hali bambaşkaydı” dedi.

 

İki evimi dümdüz ettiler

Mehmet Aslan

Doğma büyüme Arapşeyhli 62 yaşındaki Mehmet Aslan, ”Hasırlı 4. Bardakçı Sokak’ta oturuyorduk. Orada doğdum, orada çocukluğum ve gençliğim geçti. Orada evlendim. Orada çocuklarım doğdu. Babadan kalma evimiz ve bitişiğinde inşa ettiğimiz ikinci evimiz vardı” diyerek, iki evinin de yıkıldığını belirtti. 

Tek kuruş ödemediler

Çatışmalardan önce Sur’dan ayrılıp Bağlar ilçesine taşındıklarını ve çatışmalar sonrasında diğer evler gibi kendi evlerinin de yerle bir edildiğini belirten Aslan, şöyle devam etti: ”Kimsenin mağdur edilmeyeceğini, haklarının verileceği söylendi. Belki 50 kez Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gittim. Ancak şimdiye kadar hakkım ödenmedi. Ne kira parası, ne iki evin yıkım parasını verdiler. ‘Tapunuz yok dediler’, oysa biri babamdan kalma evimiz, ikincisi senet ile aldığımız evimiz vardı. Yıllardır elektrik ve su faturasını, çöp vergisini ödüyoruz. Kimini borçlandırarak TOKİ‘den ev verdiler, kiminin kira parasını karşıladılar. Ancak bize tek kuruş ödenmiş değil.”

Mülküme zorla el koydular

Yıkılan iki evlerinin arsasına şimdi iki katlı bina yapıldığını bu konuda tek bir yetkilinin kendisiyle muhatap olmadığını kaydeden Aslan, ”Evimi yıkıyorlar ve yerine benden habersiz o konutları dikiyorlar. Mülkiyet hakkı diyorlar ama mülküme zorla el koydular. Gelip oraya baktığımda adaletsizliğe isyan ediyorum. Bir gün çocuklarımla gelip çadır açacağım. Çünkü benim mülkün, benim arazim” dedi.

Eskisi gibi olmayacak

Çocukluğunun geçtiği Sur’un artık bu yıkımdan sonra eskisi gibi olamayacağını belirten Aslan, şunları ekledi: ”Sur’da tüm mahalle tek aile gibiydik. Herkes birbirini tanırdı. Yasta, tasada, sevinçte, cenazede, düğünde hep birlikteydik. Yıktılar işte hepsini. O sosyal dokuyu, kültürel ve tarihi dokuyu yok ettiler.”

 

Karargah yapıp patlatlılar

Fehmi Aktaş

Fatihpaşa Mahallesi, Direkhane Sokak No 152’de bulunan dört katlı evlerinin henüz çatışmalar başlamadan önce bir gece silahlı ve maskeli devlet güçleri tarafından basılarak kendilerinin evden çıkarıldığını kaydeden 55 yaşındaki Fehmi Aktaş, ”Annem, ben ve ailem ve kardeşlerim kalıyorduk. 6 daireli binaydı. Gece baskın yapıp hemen evi terk etmemizi istediler. Evden bir yedek çorap bile almamıza izin vermediler. Her dairede televizyon, bilgisayar, beyaz eşya, mutfak eşyası vardı. Hiçbir şey almamıza izin verilmedi. Şöyle diyeyim, mahallede bir düğün ya da mevlid olduğunda onlara kap-kacakları biz verirdik. Buna göre değerlendirin. Evimizi karargah olarak kullanmaya başladılar. Çünkü evimiz 4 katlı ve mahalleye hakim bir noktadaydı” dedi.

Sadece 5 bin lira eşya parası

Evlerinin dört ay devlet güçleri tarafından karargah olarak kullanıldığını, çatışmaların sona ermesinden sonra ise binanın altına patlayıcılar yerleştirilerek yerle bir edildiğini ifade eden Aktaş, ”Düşünün evi kepçeyle, iş makinesiyle değil, patlayıcılarla yıkıyorlar. Ben, annem ve kardeşlerim mecburen ayrı ayrı semtlerde kiralık evlerde oturmaya başladık. Bize tek kuruş kira yardımı da yapmadılar. Sadece tahrip olan eşyalar için 5 bin lira para verdiler. Bu parayla bir buzdolabı bile alınamaz” şeklinde konuştu. 

Arsamı da aldılar

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kendilerine borçlandırılarak TOKİ‘den konut verilmesinin teklif edildiğini, ancak bunu kabul etmediklerini belirten Aktaş, ”Onlara da söyledim ’Ben kendi arsamı istiyorum. Üzerine evi kendim inşa ederim’ diye ama kabul etmediler. O arsanın yeşil alan olarak değerlendirildiğini söylediler. Benim iznim olmadan, mağduriyetim giderilmeden. Dava açtık, o süreç halen devam ediyor” dedi.

Gelmezsem nefes alamam

Ailece Kayapınar ilçesine kiraya çıktıklarını ancak Sur’u hiçbir zaman terk etmediklerini kaydeden Aktaş, şunları ekledi: ”Sur’a her gün gelmezsem yaşayamam, nefes alamam. Ben burada doğdum, burada büyüdüm. Sur’a geri döneceğim günü bekliyorum.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.