Erdoğan’ın ABD umudu tükendi sırada Rusya var

Fehim IŞIK yazdı —

  • Zapsu bir görüşmesinde Erdoğan’ı güvenilir bulmayan ABD’lilere, “İşiniz bitince sifonu çekersiniz” demişti. Sifon çekildi mi, çekilmedi mi bilemem. Nihayetinde çıkar ilişkileri üzerinden yürütülen siyaset erbabının din imandan yoksun olduğunu birçok kez yaşayarak gördük. 

Erdoğan, BM Zirvesi için ABD’ye kalabalık bir ekiple gitmişti. Milyon dolarlık harcama ile kendi müteahitlerine yaptırıp ardından yandaş vakıflarına devrederek devleti kiracılaştırdığı Türk Evi’nin açılışını yaptı. BM Zirvesi’nde konuştu. Bir iki basın kurumuna da söyleşi verdi ama bu söyleşilerin lobi şirketleri aracılığıyla harcanan büyük paralar neticesinde yapıldığı da gizlenemedi.

Gidişinde onu karşılayan sadece kendi bakanıydı. Daha gitmeden AKP’nin havuz medyası “ikili görüşmeler yapacak, dünya liderleriyle buluşacak” diye ön haberler yapıyorlardı. Gide gele yaptığı tek görüşmenin beraberinde götürdüğü Mustafa Destici adlı AKP destekçisi faşist bir partinin başındaki kişi olduğu haberlere yansıdı.

Konuyu tiye alanlar, ikinci görüşmesini Emine Erdoğan’la yapmasının beklendiğini yazdılar.

Erdoğan’ın akilmendleri sefaleti görünce bu kez parayı döküp ABD sokaklarını reklam panoları, paralı reklam araçlarıyla donatmaya kalktılar. Bu da ters tepti. Konuya tanıklık eden Amerikalılar Erdoğan’la dalga geçtiler. Erdoğan yanlıları ise hiçbir şey yokmuş gibi davranıp bu rezaleti Türk devletinin 500 yıllık başarısı gibi gösterme derdindeydiler. AKP’lilerin bu tutumları mizah yazarlarının, karikatüristlerin de ilgi alanına girdi. İyi malzeme verdiler.

Nihayetinde yaşadığı sefaleti gören Erdoğan, sinirli bir biçimde planlanandan önce ABD’yi terk etti.

Bunu yaparken de hedefinde Kürtler vardı. Etrafına topladığı yandaş medya üzerinden bir kez daha Kürt düşmanlığını kustu. Yaşananların müsebbibinin Kürtlere destek veren ABD yönetimi olduğunu söyleyerek Türkiye’ye geri döndü.

Tüm bu yaşananlar bugün İbrahim Kalın’ın yürüttüğü görevi yıllar önce yürüten, Erdoğan’ı ilk kez ABD yönetimi ile buluşturan AKP kurucularından Cüneyt Zapsu’nun, o yıllarda basına yansıyan sözlerini aklıma getirdi:

Zapsu bir görüşmesinde Erdoğan’ı güvenilir bulmayan ABD’lilere, “İşiniz bitince sifonu çekersiniz” demişti. Sifon çekildi mi, çekilmedi mi bilemem. Nihayetinde çıkar ilişkileri üzerinden yürütülen siyaset erbabının din imandan yoksun olduğunu birçok kez yaşayarak gördük. Ancak ABD yönetiminin hem Erdoğan’a, hem de Türk siyasetine ciddi bir mesaj vermek için bilinçli bir tutum geliştirdiği çok açık.

ABD’de yaşananların, Erdoğan’ın paspas yapılmasının, nihayetinde Erdoğan’ın Biden’ı açıktan suçlayarak Türkiye dönmesinin hiçbiri tesadüfi değil. Bu gelişme, Türkiye’nin değil ama Erdoğan’ın üstünün çizildiğini gösteriyor.

Erdoğan, önümüzdeki günlerde yönünü bu kez Rusya’ya verecek.

Elbet Rusya’da ABD benzeri bir tabloyla yüz yüze kalması beklenmiyor. Putin’le planlanmış bir baş başa görüşme yapacak. Hal böyle olsa da kapalı kapılar ardından yapılacak ikili görüşmenin çetin geçeceğini, Putin’in Erdoğan’ın sıkışmışlığını kullanacağını, hatta ondan ciddi tavizler alacağını şimdiden söyleyebiliriz. Bunun karşılığında Putin’in Erdoğan’a ne vereceğini bilmiyoruz.

ABD’den yediği darbenin hıncını çıkarmak isteyen Erdoğan’ın, Rusya’daki temaslarını ABD ve Batı’ya karşı koz olarak kullanma gibi bir niyetinin olduğu da konuşuluyor. Bunu geçmişte de birçok kez yaptı. Tek taviz vermediği konu Kürtler oldu.
Kürtlere karşı düşmanlıkta bir üst aşamaya çıkmak için kendisinden istenilen her şeye evet dedi. Kürtlere karşı elini güçlendirmek için istenilen her şeyi harfiyen yerine getirdi.

Rusya ilk işareti verdi.

Erdoğan’ın İdlib konusunda verdiği sözleri yerine getirmediğini Rus Dışişleri Bakanı açıkladı.

İkinci adım da, Rusya’nın onayıyla işgal edilen Efrin’den geldi. Rus savaş uçakları İdlib’e sınır olan bölgelerde, Türk askeri üslerinin hemen yanındaki cihatçı çeteleri füzelerle vurdu. Bunu birkaç kez yaptı.

Bazı kaynaklar Türk askeri üslerinin vurulduğunu yazsalar da bu bilgi yazı kaleme alınırken henüz teyit edilmemişti.

Rusya, direk ya da dolaylı Türk üslerini de vurabileceğini daha önce İdlib’de göstermişti. Bu da mümkün.

Rusya’nın Erdoğan’ı tamamen kendi kontrolüne alma niyeti var. Bunun için de hazır Erdoğan köşeye sıkışmışken sopa politikasını sonuna kadar kullanacak.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Bugün yaşananları daha önce de çok kez yazdık, çok kez söyledik. Erdoğan’ın özellikle ABD ile Rusya arasındaki çelişkilerden yararlanarak yaşama geçirmeye çalıştığı yayılmacı-Neo Osmanlı siyasetin, öyle şişirildiği gibi Türk devletinin kendi gücünden kaynaklanmadığı aşikârdı.

Erdoğan, söz konusu rezil siyasetiyle “Kürt sorunu yoktur” derken, kısa vadeli politikalar üretti, büyük fotoğrafı görmedi, çelişkilerden yararlanarak Kürt direnişini bastırabileceğini ve tüm Kürtleri teslim alacağını hesapladı.

Erdoğan’ın Hitler Almanya’sını aratmayan faşizan siyaseti, sömürgeci yayılmacılığı Güney Kürdistan’da da, Kuzey Kürdistan’da da, Rojava’da da direniş duvarına çarptı. Erdoğan’a fütursuzca destek verenler de bunun farkında. Yaşananların farkında olmayan, ömrünü uzatmak için hala kapılarda umutla siyaset dilenen, sadece Erdoğan ve şürekasıdır.

Erdoğan’ın ABD’de umudunun bir kısmını tükettiği görünüyor. Şimdi sırada Rusya var. Putin Erdoğan’la görüşmesinde kendi çıkarını düşünecektir elbet. Ancak bu çıkar hesabının içinde Erdoğan’ın hatırına ABD’yle karşı karşıya gelmek olmadığını söyleyebiliriz.

Son sözü söyleyip bitirelim. Erdoğan’ın ajandasında Suriye’de bir savaş senaryosu da var. İdlib ve Rojava üzerinden yapılan hesaplar, bazı generallerin ‘emekliliğini istemesi’ sonrasında basına da yansıdı.

Erdoğan, askerleri de ikna ederse kapsamlı bir savaş senaryosu ile Rojava’yı da kapsayacak bir biçimde Suriye’ye yönelmek istiyor. Daha önce de böyle bir pozisyonu denemiş ancak askeri cenahtan destek bulamamıştı.

Askeri cenah şimdi bu maceraya girer mi? Ne Erdoğan’ın, ne de askeri cenahın öyle bir gücü yok. Kürt direnişini kırmak için bir savaşı zaten tüm pervasızlığıyla sürdürüyorlar. Dünyanın gözünün içine bakarak kimyasal silah bile kullandılar, kullanıyorlar.

Bunca savaş suçuna rağmen sonuç alamamışken, ABD ve Rusya’yı, ya da bunlardan birini karşısına alarak bir savaş yürütemeyeceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok. Ayrıca Erdoğan’ın gidici olduğu da artık çok sırıtıyor; borsadaki tahtası kapanmak üzere.

Nihayetinde hep birlikte Kürt düşmanlığının bir iktidarı daha bitirdiğini, Kürt direnişinin bedeli ağır da olsa kazandığını hep birlikte göreceğiz.

Ancak bir diğer sorun, Erdoğan’ın koltuğuna aday olanların Türkiye’yi onlarca yıl geriye atan bu gerçekliği ne kadar gördüklerinde.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.