Evini yıkıp yoklukta bıraktılar

  • Sur’da sokağa çıkma yasağı döneminde göçe zorlanan ve bu süreçte derme çatma bir evde yaşamak zorunda bırakılan Mihriban Yıldırım, yıktırılan evini yok fiyatına alan devletin kendilerini yoksulluğa ittiğini söyledi.

Amed’in Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te başlayan sokağa çıkma yasaklarında 30 bine yakın yurttaş göçe zorlandı. Çatışmalar bittikten birkaç hafta sonra 21 Mart 2016’da 15 mahallede bulunan 368 adadaki 6 bin 300 parsel, Bakanlar Kurulu kararı ile "riskli alan" ilan edilerek, acele kamulaştırıldı. Mimarlar Odası’nın verilerine göre Sur'da 4 bin 985 bina hasar gördü; kamulaştırılan 6 mahallede de tüm yapılar yıkıldı ve yerlerine 500 konut ve 200 işyeri yapıldı. 

Sur'daki göçertme politikasından etkilenenlerden biri de Mihriban Yıldırım. Yasaklar sürecinde Cemal Yılmaz Mahallesi'ndeki evi kullanılamaz hale gelen ve annesiyle birlikte bir süre ablasının evine yerleşen Yıldırım, annesinin ölümü ardından buradan ayrılarak İskenderpaşa Mahallesi'ndeki derme çatma bir eve yerleşti.

Yıldırım, "Evimizden çıkarıldıktan bir ay sonra hasar tespiti için bizi çağırdılar. Eve geldiğimizde evde sağlam hiçbir şeyin kalmadığını gördük. Beyaz eşyalar paramparça bir şekilde yerlerdeydi. Evden hiçbir şey almadan öylece çıktık” dedi. Hasar tespitinden sonra kendilerine bin 500 lira verildiğini belirten Yıldırım, tüm beyaz eşyalarının hasar gördüğünü, çeyizlik tüm eşyalarının yok olduğunu söyleyerek, "Gittiğimde ise gördüm ki çeyiz kolilerim bomboş. Koliler boşaltılmış. Yığın halinde kutular var. Koruyucular yapmış, çünkü yasaktı; kimse oralara giremiyordu. Bin 500 lirayı da aldım çünkü bana, ‘Alırsan al almazsan bu parayı da vermiyoruz’ dediler. İnsanları böyle kandırdılar. Kendim hesapladığımda eşyalarımın fiyatı 60 bin lira tutuyordu” şeklinde konuştu.  

14 bin TL fiyat biçildi

 Hasar tespitinin ardından yaklaşık 20 gün sonra İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün kendilerini ev parası için çağırdığını söyleyen Yıldırım, Emniyet Müdürü’yle arasında geçen diyalogunu şu şekilde anlattı: “Müdür bize, ‘İmza atın ve paranızı alın’ dedi. Paranın ne kadar olduğunu sorduğumda bana ‘14 bin lira’ olduğunu söylediler. Müdüre '14 bin liraya tavuk kümesi alamam. Kusura bakmayın ama imza atamam’ dedim.”

Üç yıla yakın süredir derme çatma bir evde yaşadığını belirten Yıldırım, "Devlet bizi bu yoksulluğa itti. Devlet böyle yapmasaydı ben şu an kendi evimde olacaktım. Kendi evimde yaşamak varken şimdi bu eve ayda 300 TL kira veriyorum. Şuradaki lambayı kapatsam evin içerisini mağara gibi kapkaranlık oluyor.”  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.