Êzîdîlerin yok olmama mücadelesi

Forum Haberleri —

Şengal'de Ferman protestoları

Şengal'de Ferman protestoları

  • Êzîdî toplumu özelikle de kadınları şunun farkına varmışlardır; toplumsal ontolojik özelliklerini kaybettiklerinde onunla birlikte her şeylerini kaybetmiş olacaklar.

SAİD ZEKİ
8 yıl önce DAİŞ çeteleri Şengal’de Êzîdî toplumuna saldırdığında, HPG gerillaları bu saldırılara müdahale ederek yeni bir fermanın yaşanmasını önlediler. Ama aynı zamanda bu müdahale ile beraber Şengal’de yeni bir tarihi süreç de başlamış oldu. Şengal’de Êzîdî ve Arap halkları Önder APO’nun paradigması, fikirleri etrafında örgütlenerek bir yandan DAİŞ-TC ve KDP’nin saldırılarına karşı varlıklarını koruma mücadelesini verirken diğer yandan demokratik özerklik yapılarını inşa sürecine girdiler. Êzîdî toplumu 8 yılı aşkındır Şengal’de demokratik özerkliği inşa çalışmaları yürütüyor.   
Demokratik özerklik demek halkın kendini eğitip örgütleyerek öz güç ve iradesi temelinde kendisi hakkında demokratik tarzda karar verebilmesi, kendini her saldırıya karşı savunması ve tüm toplumsal işlerini kendisinin yapmasıdır. Dolayısıyla özerklik temelinde örgütlenmesi, Şengal’de yaşayan Êzîdîler başta olmak üzere tüm halklar için hayati önem arz etmektedir. Ferman kıskacından sonsuza dek kurtulmak isteyen Êzîdîler bu hayati önemin farkında olarak hızlıca demokratik özerk temelde örgütlenmekte ısrarcı olduklarını defalarca ortaya koymuşlardır.

Êzîdî toplumu sürekli saldırı altında, zor koşullar altında olmasına rağmen önemli oranda demokratik özerk yaşamın kurumlarını yaratmıştır. Demokratik özerk meclisler temelinde sağlıktan belediye çalışmalarına, öz savunma güçlerinden iç güvenliği sağlama örgütü olan asayişe kadar örgütsel yapılarını oluşturdular. Êzîdîler bu çalışmalarını mutlaka sürdürüp güçlendireceklerini, bundan vazgeçmeyeceklerini her fırsatta belirttiler, belirtiyorlar. 

Tarihsel toplumsal diyalektik projeksiyonu ile bakıldığında devletçi uygarlığın toplumsallığa saldırıları ve bu saldırılara karşı toplumun direnişi olayı en iyi Êzîdî toplumunun tarihsel toplumsal gerçeğinde görülür. Êzîdî toplumu tarih boyunca devletçi uygarlık saldırılarına, işgal, talan ve köleleştirme dayatmalarına karşı köleleşmemek, varlığını korumak ve özek yaşamak için meşru savunma mücadelesi içinde olmuştur. Bunca fermana rağmen Êzîdîler, yok olmayıp varlığını koruyabilmişse bunu verdiği meşru savunma direnişi sayesinde başarmıştır. 

Bu gerçeklik 1920’li yıllara kadar bariz bir biçimde devam etmiştir. Bu durum 1920’lerde Irak ulus devletin oluşumuyla yeni bir sürece evirilmiştir. Devlet, Êzîdî toplumunun içine girerek adım adım toplumun özek yaşamını daraltmaya çalışmıştır. 1970’ lere gelindiğinde ise KDP’nin Şengal’e girmesiyle birlikte durum daha da ağırlaşmıştır. Irak devletiyle beraber KDP, Êzîdî toplumu üzerinde iktidar olma mücadelesine girişip iktidarını kurmaya çalışarak Êzîdî toplumunun özerkliğini tümden tasfiye etmeye çalışmıştır ve bu kirli amacını halen sürdürmektedir.

DAİŞ çeteleri Şengal’e saldırı hazırlığındayken KDP ve Irak güçleri Şengal’i bırakıp kaçtılar. HPG’nin öncülüğünde Êzîdî halkı fermandan kurtulup demokratik özerkliklerini inşa etmeye başladıklarından bu yana TC-KDP saldırıları ise hiç durmadı. TC ve işbirlikçisi KDP bu saldırılarına 9 Ekim 2020’de Kazımi hükümetini de dahil ettiler. 

KDP-TC, Ezidilerin demokratik özerklik inşasını engellemek, inşa edilmiş olan kurumlarını da tasfiye etmek için her türlü yöntemle saldırılarını sürdürmektedirler. Fakat Êzîdîler tarihten çıkardıkları dersler temelinde TC-KDP saldırılara karşı direniş içerisine girerek inşa çalışmalarını tüm saldırılara rağmen sürdürmektedirler. Êzîdî toplumu özelikle de kadınları şunun farkına varmışlardır; toplumsal ontolojik özelliklerini kaybettiklerinde onunla birlikte her şeylerinin de yok olmayla yüz yüze geleceklerini biliyorlar. Eğer bugün demokratik özerk sistemlerini inşa etmezseler toplum olarak varlıkları da koruyamayıp yok olacaklar. Bu nedenle demokratik özerklik Êzîdî halkımız için hak olmanın ötesinde de varlık yokluk meselesidir. 

Başta Şengal’dekiler olmak üzere dünyadaki tüm Êzîdîler varlıklarını korumak ve özgürlüklerini sağlamak için Şengal’daki demokratik özerkliği inşa etmek ve savunmak için seferber olmalılar. Bu durum Êzîdîler için ahlaki, vicdani, tarihsel ve toplumsal sorumluluk meselesidir. Her Êzîdî bireyi bu bilinç ve sorumlulukla Şengal’de yürütülen mücadeleye yaklaşmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.