Geçse de yolumuz TOMA’lardan, Gezi’ye çıkar sokaklar

Forum Haberleri —

“Gezi’den Sonra 10 Yıl” etkinliği ekibi

“Gezi’den Sonra 10 Yıl” etkinliği ekibi

  • Gezi Parkı eylemleri bundan tam on yıl önce, 2013 yılında Gezi parkındaki ağaçların kesilmesine ve kentsel dönüşüme bir direniş olarak başlayıp hükümetin baskıcı politikalarına ve medyanın üç maymunu oynamasına doğru genişleyen ve Türkiye’nin diğer illerine de yayılan bir doğrudan demokrasi deneyimi haline geldi.

SUSAN WEİNBLATT

Berlin’de bulunan Maxim Gorki Tiyatrosu’nda, bir ay boyunca sürecek olan ve “Bahara Bir Önsöz” alt başlığını taşıyan “Gezi’den Sonra 10 Yıl” isimli etkinlikler serisi düzenleniyor. Bu etkinliğin amacı seçimler sonrası Türkiye’sinde Gezi eylemlerinin 10. yılına bakarak Türkiye’nin şu an içerisinde bulunduğu durumu tartışmak olarak belirtiliyor. Etkinliğin ana küratörü Shermin Langhoff, eş küratörü Erden Kosova iken danışma kurulunda ise Zehra Doğan, Can Dündar, Aslı Erdoğan, Peter Steudner ve Deniz Yücel yer alıyor. 26 Mayıs ile 25 Haziran tarihleri arasında devam edecek olan “Gezi- 10 Yıl Sonra”; film gösterimleri, tiyatrolar, sergi ve paneller başta olmak üzere pek çok farklı etkinlikle seyircilerle buluşacak.

Gezi Parkı eylemleri bundan tam on yıl önce, 2013 yılında Gezi parkındaki ağaçların kesilmesine ve kentsel dönüşüme bir direniş olarak başlayıp hükümetin baskıcı politikalarına ve medyanın üç maymunu oynamasına doğru genişleyen ve Türkiye’nin diğer illerine de yayılan bir doğrudan demokrasi deneyimi haline geldi. Özellikle parkın işgali, forumlar ve katılımcı mekanizmalarla akıllara kazınan eylemler, pek çok insanın tartışmalarda kendini politik, performatif, sanatsal, eylemsel biçimlerde ifade edebileceği bir alana dönüştü. Akıllara kazınan bir diğer yönü ise “orantısız şiddet” meselesi ve tabii ki eylemlerde yaşamını yitiren canlar oldu. Gezi’yi içine sindiremeyen hükümet ise o günden beri giderek yoğunlaşan baskıcı politikaları ile intikamını almaya devam ediyor. Gezi eylemlerinin sözde sorumlusu olarak ilan edilen Osman Kavala ve diğer hak savunucularının cezaevine atılması ve “Gezi Davası” bu intikamın en göze görünen örneklerinden. İşte Berlin’deki sergi de bu şekilde bir anlatının üzerine kuruyor kendisini. Ancak 2015 sonrası Sur, Cizre, Nusaybin gibi yerlerde yaşanan “özyönetim direnişleri”ne karşı ağır devlet şiddeti ve bunun anti-demokratikleşme sürecindeki rolüne dair fazlaca tartışma alanı bulunmuyor denilebilir.

“Neden Gezi’nin onuncu yılını kutluyoruz, kutluyor muyuz yoksa anıyor muyuz? Neden diasporada, neden Berlin’de bunu yapıyoruz? Gezi’nin ışığında bugüne bakınca ne görüyoruz? Gezi’de ne oldu da olmadı?…" gibi kafamızı hayli meşgul eden ve de hayli yoran soruları şimdilik bir kenara bırakıp etkinlik içerisinde yer alan bölümlerden bahsedelim. Forumlar ve bu ay boyunca açık olacak “Direniş Kütüphanesi” sergisinin ve paneller serisinin yanı sıra, "Küçük Şeyler Müzesi" adında siyasi tutsaklara dair bir sergi, “Biz Zalime Güleriz Bizim Oralarda” isimli mizah ve direnişi birleştiren etkinlikler ve stand-up gösterileri, "Direniş Radyosu" adında yapılacak oturumlar, "Gezinema" adlı belgesel film seçkisi, "The Yurt" başlıklı atölyeler, "Queer Haftasonu" adıyla LGBTİQ+ direnişini konu alan etkinlikler ve son olarak çeşitli tiyatrolar bulunuyor. Program bu kadar yoğun olunca tabii yine hızlıca kafamız karışıyor ancak bu yazıda bütün etkinlikleri tanıtmak yerine sadece iki bölüme odaklanacağız. Zira çok sayıda etkinlik var ve bütün tartışmaları takip etmek mümkün değil.

 

 

Sürgündeki Kürt sanatçı Zehra Doğan’ın küratörlüğünü yaptığı Direniş Radyosu, aslında bu günlerde Türkiye’de çok da yapılamayan bir şeyi yapıyor ve radyoculuk pratiği üzerinden Kobanê kentinin direnişi ile Gezi’yi birbirine bağlıyor. Kobanê radyosu da dünyadaki diğer direniş örneklerinde olduğu gibi kentin savunması sırasında hem direnişçilere koordinatlar veren, hem şehirde hala kalanlara moral ve gündelik hayatın akışına dair bilgiler paylaşan bir rol üstlenmişti. Dünyanın çeşitli direniş radyolarından örneklerle birlikte “Gezi’den Kobanê’ye” isimli bir video işi de sunan Zehra Doğan, Kurmancî, Soranî gibi çeşitli dillerde radyo yayıncılığı yapmaya hazırlanıyor. Bunun yanı sıra 18 Haziran tarihinde “Jin Jiyan Azadî” ve 11 Haziran tarihinde “İstanbul ve Ötesinde Ekolojik Yıkım” başlıklı paneller izleyicilerle buluşacak. Bu paneller ücretsiz olarak gerçekleşecek ve katılımcıların da tartışmaya katılabilmeleri amaçlanıyor. Aynı zamanda Gezi direnişi sırasında radyoculuğun rolü ve “Diren Ayol” başlıklı konuşmayla LGBTQI+ hareketinin direnişi tartışılacak. Zehra Doğan bu alanı politik bir platforma dönüştürmüş ve özellikle Rojhilat’ta devam eden kadın mücadelesini de Gezi’yle bağlamamıza olanak veren, bu etkinliklerde enternasyonal dayanışma ve direnişi tartışabileceğimiz nadir alanlardan birini açmış diyebiliriz.

Bir başka enternasyonal bağlantı da beyaz perdede kuruluyor. Necati Sönmez ve Şirin Fulya Erensoy tarafından düzenlenen Gezinema film seçkisi son on yılda diktatörlüğe karşı Gezi gibi meydan direnişlerine sahne olduğumuz filmlerin bir panoramasını sunuyor. Yaklaşık olarak 2010’lu yılların başlarını işaretleyen yıllar dünya, ekonomik krizin ardından gelen büyük bir toplumsal hareketler dalgasına şahit olmuştu. Brezilya’dan İspanya’ya, oradan Arap Baharı ve Gezi’ye ve hatta Rojava’ya uzanan bu direnişlerin bir çoğu meydan hareketleri olması, alternatif protesto yöntemleri geliştirmesi, orantısız polis ve devlet şiddeti, doğrudan demokrasi ile kendini belli etti. Bu umut dalgası aynı zamanda kendi görsel dilini de oluşturdu ve hem sosyal medya videoları ve vatandaş gazeteciliği, hem de belgesel sinema kavuştuğu yeni dille bu estetiğin belirleyici özneleri haline geldi. İşte Gezinema seçkisi bize yakın tarihimizden böyle bir nefes aldırıyor. Yaratıcı eylem metotlarıyla Tahrir sokaklarından geçip Brezilyalı TOMA’larla ıslanıp dik yokuşlardan el ele Gezi’ye çıkıyoruz. Bu umut dalgasının karşısına çıkan ağır devlet şiddetinin en son örneklerinden biri olan Myanmar Günlükleri ve direniş sineması denince akla ilk gelen isimlerden olan Patricio Guzman’ın son filmi de seçkide yerini alarak bu seçkiyi iyice benzersiz kılıyor. Filmler ve etkinlikler hakkında daha detaylı bilgilere ise Gorki Tiyatrosu’nun sitesinden ulaşmak mümkün.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.