Göçmenler ve çocuklar hedefte
Kadın Haberleri —

Göçmen çocuklar / foto:AFP
- Uluslararası raporlar, Fransa’nın göçmenlere karşı uyguladığı politikayı “yapısal ırkçılık” olarak tanımladı ve özellikle çocuklara karşı sistematik hak ihlalleri uygulamakla suçladı.
Fransa, Kasım 2025’i uluslararası insan hakları örgütlerinin peş peşe yayımladığı ağır raporlarla kapattı. Amnesty International, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), BM Çocuk Hakları Komitesi ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, ülkedeki göçmen karşıtı politikaların artık “yapısal ırkçılık” düzeyine ulaştığını, yalnız çocukların sokaklara terk edildiğini ve temel hakların sistematik olarak çiğnendiğini belgeledi. 5 Kasım’da yayımlanan 120 sayfalık Amnesty International raporu “At the Mercy of a Piece of Paper” (Bir Kâğıda Mahkûm), Fransa’nın kısa süreli ikamet izni sistemini tarihin en sert ifadeleriyle hedef aldı. 16 ülkeden 27 göçmen işçinin tanıklıklarına dayanan raporda şu tespitler yer aldı: İkamet izinleri ortalama 11-18 ayda bir yenilenmek zorunda.
“İznini yeniletirim” vaadiyle taciz
Yenileme dosyaları aylarca bekletiliyor, bu süre içinde işçiler “kağıtsız” hale düşüyor, maaş alamıyor, ev kiralayamıyor, doktor randevusu bile alamıyor.
İşverenler bu belirsizliği kullanarak asgari ücretin altında maaş ödüyor, fazla mesai yaptırmıyor, sigorta yapmıyor.
Kadın göçmenler “izinini yeniletirim” vaadiyle cinsel tacize uğruyor; rapor birden fazla vaka belgeliyor.
15 bin göçmen çocuk sokaklarda
Amnesty Fransa Direktörü Jean-Claude Samouiller, “Devlet bizzat emek sömürüsünün ve ayrımcılığın ortağı oldu” dedi.
BM Çocuk Hakları Komitesi, yalnız göçmen çocuklar konusunda Fransa’yı “ağır ve sistematik ihlaller” yapmakla suçladı. 2024-2025’te ülkeye gelen 15 binden fazla yalnız çocuğun büyük kısmı hâlâ sokaklarda. Departmanlar “bütçemiz yok” diyerek çocukları korumayı reddediyor. Fransa-İtalya sınırında çocuklar, AB hukuku hiçe sayılarak İtalya’ya geri itiliyor. Ocak 2025’te AİHM’nin Fransa’yı mahkûm ettiği karar, Kasım’da yeni toplu davaların önünü açtı. Mayotte’de Nisan’da yeniden başlayan “Wuambushu-2” operasyonu Kasım’da da sürdü. 10 binden fazla kişi gecekondu mahallelerinden zorla çıkarıldı, evleri buldozerlerle yıkıldı. İnsan Hakları Savunucusu Claire Hédon, “Operasyonlar açıkça ırkçı söylemle yürütülüyor, hedef alınanların tamamı Komor kökenli” açıklaması yaptı. 21 Kasım’da Senato ve Meclis’te görüşülmeye başlanan 2025 göç yasası reformu ise tartışmaları daha da alevlendirdi.
En sert göçmenlik yasası
Yeni düzenleme: Sığınma başvuru inceleme süresini 120 günden 90 güne indiriyor,
Belgesiz göçmenlerin gözaltı süresini 45 günden 90 güne çıkarıyor,
“Güvenli üçüncü ülke” tanımını genişletiyor, Tunus ve Arnavutluk’la yeni geri kabul anlaşmaları imzalanıyor.
Cimade ve Gisti dernekleri “1940’lardan beri en sert göçmenlik yasası” uyarısında bulundu.
Hükümet ve medya görmezden geliyor
Ana akım Fransız medyası bu raporlara Kasım boyunca toplam 8 dakika yer verdi. France 2, TF1 ve France Inter’de konu neredeyse hiç gündeme gelmedi. Le Figaro ve CNews gibi sağ eğilimli yayın organları ise raporları “aşırı sol propagandası” diye geçiştirdi. İçişleri Bakanlığı’ndan henüz resmi bir yanıt gelmezken, insan hakları örgütleri 2026 başında ülke çapında büyük bir kampanya başlatacaklarını duyurdu. Fransa, 2025’in son ayında bir kez daha insan hakları karnesindeki kara lekelerle yüzleşmek zorunda kaldı. STRASBOURG















