Görüş yasağına 6 aylık kılıf

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

  •  Avukatlarıyla üç yıldan fazladır görüştürülmeyen, 19 aydır da hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukat görüş yasağı bitmeden 6 aylık yasak daha getirildi. Avukatların dahil edilmediği yasa dışı süreç, devlet organların keyfiyetiyle işletiliyor. 

 

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

İmralı Adası’nda 19 aydır kendisinden haber alınmayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a 13 Nisan'da verilen “avukat görüş yasağı”nın sona ermesinin ardından 6 aylık avukat görüş yasağı verildiği öğrenildi.  

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 19 ayı aşkın bir süredir haber alınamayır. Öcalan ile birlikte diğer üç tutsakla da hiçbir iletişim sağlanamıyor. 

Öcalan’a 13 Nisan’da verilen 6 aylık avukat görüş yasağının 18 Ekim’de sona ermesinin ardından Bursa İnfaz Hakimliğine görüş başvurusunda bulunan Asrın Hukuk Bürosu avukatları, müvekkilleriyle görüşmek istediklerini ve varsa görüşmelerin neden sağlanmadığının taraflarına bildirilmesini istedi. Bunun üzerine hakimlik, avukatlara verdikleri cevapta herhangi bir görüş yasağının olmadığını aktardı.  

Yeni bir yasak

Avukatlar, 26 Ekim’de hakimliğe tekrar başvurdu. Avukatlar, “Avukat görüş yasağı yoksa biz neden müvekkillerimizle görüşemiyoruz?” diye sordu. Avukatların sorusunu yanıtlayan hakimlik, Abdullah Öcalan’a 21 Ekim'de kesinleşen yeni bir 6 aylık “avukat görüş yasağı” cezası verildiğini bildirdi. Avukatlar, verilen bu cezanın içeriğinin kendilerine tebliğ edilmediğini belirterek, karara itiraz edeceklerini aktardı. Öcalan, avukatlarıyla en son 7 Ağustos 2019'da görüşürken, kardeşi Mehmet Öcalan’la en son 25 Mart 2021’de “kesintili” bir telefon görüşmesi yapmıştı. 

Disiplin cezaları

Öcalan'a son olarak İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından da 9 Eylül’de üç aylık “disiplin cezası” iddiası ile aile görüş yasağı verilmişti. Bu “disiplin cezası” da 28 Eylül’de kesinleşmiş fakat avukatlara 5 Ekim günü tebliğ edilmişti. Verilen bu ceza da Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT) İmralı Cezaevi ziyaretini kapsayan 20-29 Eylül tarihleri arasındaki Türkiye ziyaretine denk gelmişti. 

Otomatik karar veriliyor

Gazetemize konuşan Asrın Hukuk Bürosu’ndan Rezan Sarıca, uzun bir süredir İnfaz Hakimliği tarafından sistematik olarak avukat ve aile görüşlerini yasaklayan disiplin cezalarını hatırlatarak, daha bir önceki cezanın süresi bitmeden yeni cezalar eklendiğini söyledi. Avukat Sarıca, 18 Ekim’de yaptıkları başvuruda herhangi bir karar olmadığını, 26 Ekim’deki başvuruya bir gün sonra verilen cevapta 21 Ekim’de yeni bir karar alındığı için itiraz edilerek, başvuruyu üst mahkemeye gönderdiklerini kaydetti. Bu kararın, müvekkillerine 24 Ekim’de tebliğ edildiğine dikkat çeken Av. Sarıca, "Bu tarihi esas alırsak 31 Ekim’e kadar itiraz hakkı var. Başka itirazlarında sunulma hakkı varken ceza uygulanmaya başlanmış. Biz 27 Ekim’de geniş bir itiraz dilekçesi de sunduk ama 28 Ekim’de bize yeni bir karar geldi ve Ağır Ceza Mahkemesi hızlı bir şekilde itirazımızı reddetti. Bu durumda bizim ne yazacağımız, neye itiraz edeceğimizin hiçbir anlamı yok. Otomatik karar veriliyor" dedi. 

Gerekçesini bilmiyoruz

İnfaz Hakimliğinin hangi gerekçeyle bu cezayı verdiğini bilmediklerini; dosya, karar örneği ve delillere dair başvurularının da keyfi bir şekilde reddedildiğini vurgulayan Av. Sarıca, şöyle devam etti: "İnfaz Hakimliğinin dosyayı, delillerin ve kararları yetkili avukata verilmemesine dair herhangi bir yasal düzenleme yok. İnfaz Hakimliğinin dosyayı bize vermesini engelleyen bir kanun yok ama keyfi şekilde verilmiyor. Biz avukat görüşü yapmak istiyoruz ama bir yasak kararının olup olmadığını bilmiyoruz. Karara itiraz olanakları verilmiyor. Hukuk ve kanunlar referans alınmıyor. Bunun hukukla izahı mümkün değil. Siyasi iktidarın politikaları doğrultusunda bir karar ortaya çıkıyor. İmralı’da uzun süredir bir yasak ve haber alamama hali var. Bu kadar uzun süre sistematik bir şekilde arka arkaya karar verilemez. Bu açık bir sistematik işkence uygulamasıdır."

İşkence devam edecek

Bu kararın, İmralı’da hukuksuzluğun ve işkence uygulamalarının devam edeceğinin açık bir işareti olduğunu söyleyen Av. Sarıca, şunları dile getirdi: "İktidarın antidemokratik kuralları ve kanunları burada üretiliyor. Bu örnekte de yeniden kendisini teyit ediyor. Bu uygulamalara karşı neler yapılabilir sorusuna da Sayın Öcalan İmralı’da ne yapıyorsa toplum da onu referans alabilir. Orada bir baskı, irade kırma, eziyete dönüşen bir uygulama var. Bunlara karşı Sayın Öcalan nasıl direniyorsa toplumun da bu hukuk dışı, demokrasi dışı uygulamalara karşı mücadelesini ortaya koyması gerekir."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.