Güney'de çöküş!

Forum Haberleri —

❏

  • Kültürel değerlerinden kopuşun giderek derinleştiği ve hızlandığı bir süreçten geçilmektedir. Ülkeden kaçış Yurtseverlikten kaçış ve Kültürden kopuştur. Toplumun bu hale gelmesinde iktidar sahipleri sorumludur.

Şükrü GEDİK

Güney Kürdistan’da yaşanan derin sorunlar bir süredir kendisini dışa vurmaya başladı. Bıçak kemiğe dayanmış olacak ki öğrenciler tepkilerini sokaklarda göstermeye başladı. Saddam dönemini aratmayan çok sert müdahalelere rağmen protestoların önü alınamıyor.

Asayiş güçleri ‘geçinemiyoruz, açız’ diyen öğrencilere saldırarak adeta terör estiriyorlar. Halkın da beklemediği türden bir saldırı dalgası ile göstericiler darp edilirken üniversiteler ablukaya alınıyor.

İçerdeki ekonomik çöküşün boyutları protestolara yol açarken, bunu dışarıda kendini sınırlara vuran mültecilerin durumundan da okumak mümkündür.

Belarus-Polonya sınırında mahsur kalan güney Kürdistan’lı yurttaşlar göçmeye çalışıyor. Ülkeden kaçacak kadar güney yönetiminden bunalmış hale gelmişler. Yaşanamaz hale gelen toplumsal sorunların varlığı artık gizlenemez durumdadır.

Sorunlarını demokratik yöntemlerle dile getiren protestoculara karşı güney iktidarının baş vurduğu yöntemler düşman hukukunu andırmaktadır. Aşırı şiddette baş vurarak göstericilerin darp edilmesi, yaralanması, tutuklanması iktidarın içine düştüğü acizliğin göstergesidir.

Sokağa taşan halkın üzerine şiddetle yürüyerek, engellemeye, susturmaya, bastırmaya, korkutmaya çalışması tipik despotik yönetimlerin baş vurduğu yöntemlerdir.

Güney Kürdistan yönetimi özü itibarıyla despotiktir. Yönetim tarzı ve anlayışı tek parti sisteminde görünen, parti devleti olarak bilinen sistemin en kötü versiyonudur. Kurulan devletçik kabile-aşiret devletçiliğin ötesine geçmemiş bir yapılanmadır.

Güney’in elit yönetiminin, sahip olduğu iktidar imkanları ve olanakları üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahip olması, ciddi bir yozlaşmayı beraberinde getirmiştir.

PDK yönetimi, ülke kaynaklarını aile ve aşiret çıkarları için kullanarak, Ortadoğu krallıklarının ve diktatörlüklerin tipik bir kopyası olarak şekil bulmuştur. Asıl sorun buradan kaynaklanmaktadır. Ekonomik sorunların kaynağında da bu siyasi çöküş vardır.

Mevcut yönetim sistemi demokrasiye, insan haklarına, tarafsız ve bağımsız yargı sistemine, güçler ayrılığına, denetim mekanizmasına, siyasi çeşitliğe tümüyle kapalıdır. Hiçbir hukuki dayanağı olmadan muhalif insanlar tutuklanmakta ve uzun süre alı konulmaktadır. Çünkü hukuk sistemi yoktur.

PDK, kendisine bağlı askeri güçle ele geçirdiği iktidarı korumak için, halka karşı her türlü hukuksuzluğu işlemektedir. Elinde bulundurduğu askeri güç sayesinde militarist bir karakter kazanmıştır. Göstermelik bir parlamentonun, mevki ve makamların hiçbir hükmü yoktur. Asayiş, Polis, özel askeri birlikler, genelde peşmerge güçlerinin tümü militarist bir anlayışın hizmetine koşulmuştur.

Amca, yeğen, aile-akrabalardan oluşan iktidarın egemenliği, demokraside, halk nezdinde meşruluğu olmayan bir yönetim modelidir. Bu yönetim modeli ve siyasal sistem, sorunların temel kaynağıdır. Zorbalıkla hakimiyet sağlamayı, bilek gücüyle yönetim olmayı temel yöntem haline getirmişlerdir.

Çöplüklerde geçimini sağlamaya çalışanların, sınırlarda ölüme gidenlerin varlığı güney Kürdistan’ın durumunu; ahlaki, hukuki, siyasi ve ekonomik karnesini göstermektedir. Mevcut güney yönetiminin egemenliğinde ahlaki çöküntü ve kültürel yozlaşma kaçınılmazdır.

Kültürel değerlerinden kopuşun giderek derinleştiği ve hızlandığı bir süreçten geçilmektedir. Ülkeden kaçış Yurtseverlikten kaçış ve Kültürden kopuştur. Toplumun bu hale gelmesinde iktidar sahipleri sorumludur. Güney Kürdistan’da halkın bu duruma düşürülmesi içler acısı bir durumdur.

Muhalefetin asla olmadığı ve olamayacağı bir düzen kurulmuştur. PDK; Güney’de ki iktidarı beli kesimler arasında parselleyerek ayrıcalıklı bir sınıf türetmiş ve mafyatik usullerle toplumu yönetmeye çalışıyor. Bu durum aşılmadan toplumun yaşadığı sorunlar çözülemez.

Güney Kürdistan’da aydınlanmanın, ulusal bilincin görece daha gelişkin olduğu soran bölgesinde halkın duyarlılığı, hak arama, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanma daha fazla gelişkinken, PDK’nin mutlak hakimiyetinde olan Behdinan bölgesinde tam bir istibdat rejimi hüküm sürmektedir. PKK’ye karşı düşmanca tutumu da bu zihniyetten kaynaklanmaktadır.

PDK’nin PKK düşmanlığı çıkmaz yoldur

Kürtler arasındaki savaşın tehlikelerine dikkat çeken PKK, elden geldikçe savaşı engellemeye çalışıyor. Planlı ve hedef gözeterek gerillaların şehit düşürülmesine rağmen, bu savaş oyununu bozmaya çalışıyor. Hal böyleyken PDK’nin savaş pozisyonunda herhangi bir değişiklik görünmemektedir.

Türkiye’deki faşist Erdoğan hükümeti nasıl Türkiye’yi her açıdan çöküşün eşiğine getirdiyse PDK’de aynı yolu izlemektedir. Toplumsal sorunların çözümü yerine şiddete, savaşa yeltenmesi kendilerinin de hayrına olmayacaktır.

Güney Kürdistan yönetiminin, demokratik seçenekler sunarak yaşanan toplumsal sorunları çözmeleri gerekir. Zora, şiddete, savaşa baş vurma seçenekleri sorunları daha da ağırlaştıracak ve içinden çıkılmaz bir hale getirecektir.

Kendilerini nasıl korumaya çalışırlarsa çalışsınlar, toplumdaki homurdanmanın, dipten gelen dalganın önünde hiçbir despotik iktidar ve hiçbir koruma tedbiri asla duramaz. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.