Haber yok, yasak var

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

  •  İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında rehin tutulan ve 32 aydır hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a, yeniden içeriği ve gerekçesi bildirilmeyen 6 aylık görüş yasağı verildi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a 6 aylık yeni bir avukat görüş yasağı verildi. Kararın içeriği, “güvenlik” gerekçesiyle avukatlara verilmedi. Avukatlar, dün bir kez daha görüş başvurusunda bulundu. HEDEP Meclis Grubu da Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na kendisinin de denetimine kapalı olan İmralı Adası’na bir an önce bir ziyaret düzenlemesini istedi. Gemlik’e yarın yapılacak yürüyüşün hazırlıkları ise sürüyor. 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'dan, 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. Haber alamama durumu devam ederken, Abdullah Öcalan'a yeni bir avukat görüş yasağı verildiği öğrenildi. Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 6 Kasım 2023'te avukat görüşmesinin sağlanması talebiyle Bursa İnfaz Hakimliğine başvuruda bulundu. Avukatlar, başvuru sonrası müvekkilleri Abdullah Öcalan’a 31 Ekim 2023’te yeni bir 6 aylık avukat yasak kararı verildiğini öğrendi. Hakimlik, yasak kararının içeriği ve dosya örneğinin verilmesi talebini ise “güvenlik” gerekçesini ileri sürerek reddetti. Avukatların, yasak kararına karşı bir üst mahkemeye yaptığı itiraz da reddedildi.

Son yasak kararıyla birlikte Abdullah Öcalan’a son 8 yılda en az 12 kez avukat görüş yasağı kararı verilmiş oldu. Asrın Hukuk Bürosu, verilen yasak kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunacak. Avukatlar dün ayrıca hem Abdullah Öcalan hem de  Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş ile görüşmek için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne yeni bir başvuruda bulundu. 

HEDEP’ten komisyona başvuru

Bu arada HEDEP Eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın yanı sıra partinin diğer tüm milletvekilleri, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na başvuruda bulundu. Sürecin özetlendiği başvuruda, “Savaş ve olağanüstü hal dahil hiçbir istisnai durum, yasal ve hukuki hakları engellenen Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan bu insanlık dışı işkenceyi meşrulaştıramaz” denildi. 

Barış hakkına da saldırı

Başvuruda, milyonlarca insanın siyasi iradesi olarak gördüğü, ‘diyalog süreci’nde devlet ve hükümet heyetleri ile görüşen, Kürt sorununun baş müzakerecisi ve temel siyasi aktörü olarak kabul edilen Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin, topluma dönük politik, ekonomik, hukuki boyutları olan kapsamlı bir kuşatma, toplumun barış iradesine ve barış hakkına açık bir saldırı olduğu vurgulandı. İmralı’da uygulanan hukuk dışılığın bir yönetim tekniğine dönüştüğü vurgulanan başvuruda, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun bu insan hakları ihlallerine son verilmesi için harekete geçmesi istendi. Başvuruda, “Komisyon; insanlık suçu olan mutlak tecrit koşullarının ortadan kaldırılmasında üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmelidir. Komisyon, bugün kendisinin de denetimine kapalı olan İmralı Adası’na bir an önce bir ziyaret düzenlemeli; buna paralel olarak aile, avukat veya siyasi bir heyetin bir an önce görüşme gerçekleştirmesini sağlamalıdır.”  ANKARA

 

*****

Çocuklarımızın geleceği için

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kardeşleri Mehmet ve Fatma Öcalan, tecridin kırılması için yapılacak yürüyüşün önemine dikkat çekerek, “Çocuklarımızın geleceği için bunu yapmak zorundayız” dedi.

 Abdullah Öcalan ile diğer tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’tan 32 aydır haber yok. İmralı’da uygulanan mutlak tecrit politikasına karşı ses yükselten Kürt halkının dostları tarafından 10 Ekim’de “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla başlatılan uluslararası kampanya, bugün 100 fazla ülkeye yayılmış durumda. Diğer taraftan 28 Ekim’de İstanbul’da bir araya gelen aralarında yazar, akademisyen ve siyasetçilerin bulunduğu 78 isim yayımladıkları “Barışa Çağrı” deklarasyonu; 29 Ekim’de ise Amed’de siyasi parti, dernek ve sivil toplum örgütlerinin yer aldığı 200’e yakın kurum kamuoyuna duyurdukları “Özgürlüğe Çağrı” deklarasyonu ile Kürt sorununun demokratik çözümü ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep etti. Mutlak tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Kurdistan’da 18 Kasım'da, İstanbul’da ise 19 Kasım’da Bursa’nın Gemlik ilçesine "Özgürlük Yürüyüşü" başlatılacak. Yürüyüş, MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi (TJA) öncülüğünde düzenlenecek. 

Çözümsüzlük ısrarının sonucu

 İstanbul’dan Gemlik’e yapılacak “Özgürlük Yürüyüşü’ne” ilişkin dün HEDEP İl binasında basın toplantısı düzenledi. Basın metnini okuyan MA-TUHAYDER Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, AKP- MHP iktidarının, Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrarının, tecritle doğrudan bağlantılı; tecridin Kürt halkı ve kazanımlarına dönük “düşmanlık hukukunun” bir sonucu olduğuna işaret etti. Demir, “Derinleştirilen mutlak tecrit, Kürt halkının ve özgürlüğü için direnen halkların tecrididir. Bunun yanı sıra tecrit edilmek istenen Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye halklarının barış hakkıdır. İşte tam da bu yüzden tecridi kırmak, buna öncülük etmek en çok da toplumsal güçlerin, öznelerin gündemi olmak zorundadır. Tecrit sadece Kürt halkının sorunu değil, tüm demokrasi ve özgürlük güçlerinin ortak sorunudur” dedi. İstanbul’dan Gemlik’e yapacakları Özgürlük Yürüyüşü’ne katılım çağrısında bulunan Demir, şöyle tamamladı: “Toplumu nefessiz bırakmak isteyenlere karşı rahat nefes alabileceğimiz bir yaşam için insanlık suçu olan tecridi kıracak olan asıl güç yine bizleriz. Kürt sorunun demokratik çözümü için Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü savunuyoruz. Bu yüzden 19 Kasım’da Gemlik’e yürüyerek, özgürlüğe adım oluyoruz, yol oluyoruz.”

Devletten bir beklentimiz yok

Abdullah Öcalan’ın sağlık durumundan endişeli olduklarını belirten kardeşleri Mehmet ve Fatma Öcalan, tecrit uygulamasının son bulması için halka yapılacak yürüyüşe katılım çağrısında bulundu. Mehmet Öcalan, tecrit uygulamasıyla Türkiye’nin kendi hukuk normlarını çiğnediğini belirterek, “Başkan hem ailesi hem de avukatlarıyla görüştürülmüyor. Eğer bir ülkede hukuk kişiye özel işletilirse, o ülkede yaşayan herkes bundan etkilenir. Devletten bir beklentimiz yok, sadece kendi hukuklarını uygulasınlar. Hukuken her tutsağın aile ve avukatlarıyla görüşme hakkı bulunuyor. Eğer devletin kendi koyduğu yasalara saygısı varsa aile ve avukatlarıyla görüşmesi gerekiyor. Aile olarak çok endişeliyiz. İmralı Adası'nda ne oluyor bilmiyoruz, tutsaklar sağlar mı bilmiyoruz. Başkan kendi şahsi menfaati için hiçbir şey yapmadı, ne yaptıysa halk için yaptı. Partili olsun veya olmasın bütün Kürtlerin kendileri için bu tecride tepki göstermesi gerekiyor. Biraz vicdanlı düşünmemiz lazım. Eğer tecride tepki göstermezsek tarih bizi iyi yazmayacak” şeklinde konuştu. 

Tecridin son bulması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için Gemlik’e yapılacak yürüyüşünün önemine işaret eden Öcalan, “Herkesin kendisi ve geleceği için bu yürüyüşe katılıp ses çıkarması gerekiyor. Kürt sorununun çözümü, demokrasi, barış ve özgürlük için aydın, siyasetçi ve kurumların açıkladıkları deklarasyonlar önemliydi. Herkesin elinden ne geliyorsa tecridin son bulması için yapması gerekiyor. Kürt, Arap, Türk ve bütün kesimlere çağrım; demokrasi ve özgürlük için yapılacak yürüyüşe katılsınlar. İmralı kapılarının açılması için Kurdistan’dan Türkiye’ye, yönümüzü Gemlik’e verelim. Çocuklarımızın geleceği için bunu yapmak zorundayız” dedi. 

En son 8 yıl önce gördü

Ağabeyini en son 8 yıl önce gördüğünü aktaran kardeşi Fatma Öcalan ise şöyle konuştu: “Hiçbir haber alamıyoruz. Sağlık durumu nasıldır bilmiyoruz. Bir haber almak istiyoruz, ancak devletin uyguladığı tecrit nedeniyle ağabeyimle görüşemiyoruz. Çok özledik, artık yeter. Bu tecridin son bulması için yapılacak yürüyüş çok önemli. Herkesin destek vermesi gerekiyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.