Hayvanlarla konuşabilecek miyiz?

Toplum/Yaşam Haberleri —

Hayvanlar alemi

Hayvanlar alemi

  • Yunuslar birbirlerini isimleriyle çağırıyor, yarasalar dedikoduyu seviyor ve bazı kuşların şarkılarında gramer yapıları bulunabiliyor. Peki teknolojinin yardımıyla hayvanlarla konuşabilecek miyiz?

TİJDA YAĞMUR

İnsanlar, gezegende yaşayan 8 milyondan fazla türden sadece birinin dilini anlayabiliyor. Yıllardır hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını aradıktan sonra bilim insanları, seslerindeki ve davranışlarındaki kalıpları tespit etmek, niyetlerini anlamaya ve onlarla etkileşime girmeye çalışmak için yapay zekaya yöneldi. Bununla birlikte umut verici ilerlemelerine rağmen, filler, köpekler veya balinalar için tercümanlar hazırlama konusunda birçok zorluk ortaya çıkıyor.

‘Yarasalar dedikoduyu seviyor’

‘Hayvan Dilleri: Canlılar Dünyasının Gizli Sohbetleri’ yazarı Eva Meijer, hayvanların hayatta kalmak, arkadaş edinmek, sosyal kuralları tartışmak ve hatta flört etmek için hem kendi aralarında hem de çok türlü ortamlarda konuştuklarını anlatıyor. Uzmanın işaret ettiği bilimsel kanıtlar, dilleri, kültürleri ve karmaşık iç yaşamları olduğunu, aşık olduklarını ve eşlerinin yasını tuttuklarını gösteriyor.

Kitabında açıkladığı üzere, yunuslar birbirlerini isimleriyle çağırıyor, köpekler davetsiz misafirleri çok ayrıntılı olarak tanımlıyor, yarasalar dedikoduyu seviyor ve bazı kuşların şarkılarında gramer yapıları bulunabiliyor. Vahşi şempanzeler farklı jestle birbirlerini anlıyor. Arılar ise iletişim kurmak için dans ediyor ve insan yüzlerini tanıyıp hatırlayabiliyorlar.

Binden fazla sözcük ezberleyen köpek

Hayvanların dilini ve davranışlarını incelemek, sadece birbirleriyle nasıl iletişim kurduklarını öğrenmek için değil, aynı zamanda insanlarla nasıl iletişim kurduklarını öğrenmek için de önemli. Köpekler, kuşlar ve atlar gibi bazıları sözcükleri bile öğrenebiliyor: Behavioural Processes (Davranışsal Süreçler) dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, bir İskoç çoban köpeği binden fazla sözcük ezberleyebiliyor. Georgia Teknoloji Enstitüsü'nde profesör ve köpek-bilgisayar etkileşimi konusunda uzman olan Melody Jackson’ın açıkladığı üzere, bazı hayvanlar ses tonuna ve beden diline tepki veriyor; yumuşak tonlar arkadaşlığı iletirken, sert veya güçlü tonlar tehdit edici olabiliyor. Dokunmak, köpekler ve atlarla iletişimde ödül olarak da kullanılabiliyor.

Hayvanlarla ‘konuşmak’ için yapay zeka

Elpais’tan Isabel Rubio’nun kaleme aldığı yazıda, birçok bilim insanın bu iletişimi anlamak ve geliştirmek için yapay zeka ve diğer teknolojilere yöneldiğine dikkat çekti. Birleşik Krallık'taki Açık Üniversite'de hayvan-bilgisayar etkileşimi araştırmacısı olan Clara Mancini, sensörlerin insan kulaklarının algılaması zor olabilecekler de dahil olmak üzere birçok farklı hayvan sinyalini kaydetmek, analiz etmek ve yorumlamak için kullanılabileceğini açıklıyor.

Vahşi Yunus Projesi'nin destekleyicileri, yunus davranışlarının yanı sıra üç tane olan seslerinin bir veritabanını toplamak için 30 yıldan fazla zaman harcadılar. Projenin amacı, seslerdeki kalıpları bulmak için makine öğrenme algoritmaları oluşturmak ve vahşi ortamlarda yunuslarla etkileşim kurmak için "sözcükler" üretebilen sistemler geliştirmek.

Fillerden gelen sesler

Benzer birçok proje var. Elephant Voices (Fil Sesleri) araştırmacıları, Kenya ve Mozambik'teki fillerden gelen seslendirme ve davranışların çevrimiçi bir etogramını oluşturdular. Bu etogram, oynadıktan sonra sudan çıktıklarında genellikle çıkardıkları trompet sesleri gibi örnekler içeriyor. Başka bir ekip, kemirgenlerin ultrasonik seslendirmelerini otomatik olarak tespit, analiz ve kategorize edebilen bir yazılım geliştirdi. Bazı bilim insanları, tavuklar tarafından yapılan tehlike çağrılarını tespit etmek için sistemler geliştirirken, diğerleri sızlanmalarının üzüntü mü yoksa mutluluk mu ifade ettiğini belirlemek için makine öğrenimini kullanarak köpekleri anlamaya çalışıyorlar.

‘Tercüman’ yaratmanın zorlukları

Bazı araştırmacılar, bazı hayvanların seslendirmelerinin yapısını ve anlamının bir kısmını tanımlamış olsalar da, "tercümanlar" yaratmak birçok zorluğu beraberinde getiriyor. Her şeyden önce Mancini'nin işaret ettiği üzere, iletmek istedikleri şeyin semantik ve duygusal anlamını kavramak oldukça karmaşık bir iş; onların zihninde değiliz ve dünyayı deneyimledikleri aynı fiziksel, duyusal ve bilişsel özelliklere sahip değiliz. Bu farklılıklar ve karmaşıklıklar dikkate alınmazsa, mesajları önemsizleştirilebilir ve yanlış yorumlanabilir.

Jestler, yüz ifadeleri

Hayvanlar ayrıca eylemleri, jestleri ve hatta yüz ifadeleri aracılığıyla iletişim kurarlar. Örneğin, iki fil grubu bir araya gelir ve kulaklarını hızla sallarken katlarsa, Fil seslerine göre, karşılama törenlerinin bir parçası olan sıcak bir selamlama ifade ediyorlardır. Ve koyunlar ağrıyı ifade etmek için yüz ifadelerini kullanıyorlar. Öyle ki, Cambridge Üniversitesi'nden bilgisayar bilimcileri, ne zaman canlarının acıdığını tespit etmek için yüzlerini analiz eden bir yapay zeka sistemi geliştirdiler.

Jackson, bazı araştırmacıların onların nasıl hissettiğini tahmin etmek için köpeklerin duruşlarını ve davranışlarını incelediğini, bazen kalp atış hızı, nefes alma ve beden ısılarında yaşanan ve duyguları ile ilgili ipuçları sağlayabilecek değişimleri belirlemeye çalışmak için biyometriye başvurduklarını söylüyor.

Hayvanlarla iletişim kurabilmek, birçok bağlamda yararlı olabilir. Örneğin, Jackson'ın ekibi bir insan bakıcının, yeleğe bağlı titreşimli motorları kullanarak arama kurtarma köpeğini uzaktan yönlendirmesini sağlayan bir teknoloji geliştirdi. Ayrıca, bir yardımcı köpeğin, sahibi nöbet geçiriyorsa, GPS konumuyla acil servislerle iletişim kurmasına izin veren taşınabilir bilgisayarlar da yarattılar.

Arılarla iletişim kuruldu

İnsanlar asla bir balina gibi şarkı söyleyemeyebilir veya bir arı gibi vızıldayamayabilir, ancak bunu belki makineler yapabilir. Aslında Alman araştırmacılardan oluşan bir ekip, arıların iletişim kurmak için kullandıkları dansları taklit eden RoboBee adlı biyomimetik bir robot yaptı ve sonuçlar başarılı oldu: Bu robotla arıları toplamayı ve onları belirli yerlere yönlendirmeyi başardıklarını iddia ediyorlar.

Gelişmeler oldukça umut verici. Bununla birlikte, hayvan tercümanlarının var olup olmayacağını tahmin etmek için henüz çok erken. Jackson, bilgisayarlar ve sensörler daha küçük ve daha yetenekli hale geldikçe, hayvanların davranışları hakkında daha fazla ipucu sağlamak ve bir gün gerçek bir iki yönlü iletişim kurmak için küçük implante edilebilir sistemlerin geliştirileceğine inanıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.