Heftenîn’de Türk ordusuna geçit yok

EYLEM XELIKAN

Yaklaşık bir aydır Heftenîn’de büyük bir direniş var. HPG ve YJA Star güçleri TC faşizmi karşısında amansız bir mücadele veriyor. Her gün büyük bedeller vererek ama asla boyun eğmeden tüm saldırıları ve yönelimleri boşa çıkaran kahramanların görkemli direnişiyle karşı karşıyayız. Bu irade, inanç ve azim özünü 14 Temmuz ruhundan alıyor.

Türk faşizmi karşısında nasıl ki Amed zindanlarında Kemal Pir ve Hayri Durmuş yoldaşlar destansı bir direniş ruhu sergilemişlerse şimdiler de Heftenîn’de aynı ruh faşizme karşı cereyan etmektedir. Bu direnişe adlarını altın harflerle yazdıran Mazlum, Agit, Esmer, Nucan, Amara ve şehit düşen tüm yoldaşlar Kasım Engin’in mücadele aşkıyla düşman karşısında büyük savaştılar. Boyun eğmediler teslim olmadılar kendilerini siper ettiler ve faşizm bir kez daha gördü ki HPG ve YJA Star gerillaları tarihsel bilinç ve özgürlük aşkıyla savaşıyorlar. İşgale ve imhaya karşı gerilla sadece Heftenîn’de değil Kürdistan’ın her yerinde savaşır.

Ev Der Heftenîn e!

Türk ordusu korucularla paralı askerlerle Heftenîn tepelerini tutmaya çalışıyor. Yani gözden çıkardığı kesimler. Vatan için canfeda edebiyatı şu aralar çok klişe ve kuru laftan başka bir şey ifade etmiyor. Parayla tutulmuş asker ve korucular savaştırılıyor. Ölüme karşı para. Yaşam da, ölüm de parayla satın alınıyor. Acıların üstü parayla kapatılıyor. Paranın ele geçirdiklerini en çok şu aralar görmekteyiz. Gözü dönmüş Erdoğan Misak-ı Milli sınırları adına genç, kadın, çocuk, demeden vurun bitirin talimatlarını veriyor. Ama “Ew Der Heftenîn e, Ew Der Şeladizê” direnişiyle karşılaşıyor. Karadan savaşacak iradesi ve gücü olmayan askerler her gününü gerillanın saldırısını bekleyerek geçiriyor. Ne korkunç bir psikoloji. Asker kendisine ait olmayan bir tepede korkudan başka neyi yaşayabilir ki? Çünkü operasyon başladığı gün qden bu yana gerillanın mermileri, mayınları, füzeleri ve bombaları onların ortasında patlıyor ve patlamaya devam edecek. Tepeye girmeyi Türk ordusu kendisi için bir zafer narasına dönüştürüyor, fakat kalmak daha zordur.

TC ordusu şu günlerde Cenga Heftenîn direnişinde bunu çok iyi anladı. Gerillanın eylem yapmadığı gün hemen hemen yok gibidir. Düşman keşfini dolaştırmaya biraz ara verse askerde panikleme hemen başlıyor. Çünkü o da biliyor ki teke tek savaşta gerillayı asla yenemez. Nice eylemlerde bunu gördük gerilla asker mevzilerine girdi, çadırlarının içine girdi silahını bırakıp kaçanlar az olmadı. Türk ordusu Heftenîn gerillasını hafife almayacağı dersini iyi almış durumda. O tepelerde bir gün rahat kalmayacaklar diyor HPG ve YJA Star Gerillaları nitekim öyle de oluyor. Düşmanın tekniğine karşı çağın direnişi sergileniyor Heftenîn’de.

İşgale karşı direniş

TC ordusu Heftenîn şahsında tüm Güney Kürdistan topraklarını işgal etmek istiyor. Güney Kürdistanın topraklarını halksız ve gerillasız kılmak için elinden geleni ardına koymuyor. Kartal adı altında başlatmış olduğu operasyonla günlerce kendi medyasında sınır tanımayan yalanlarla basın üzerinden operasyonu başarıyla gerçekleştirdiklerini anlatıyorlar. Peki Heftenîn’deki şahinlerin vuruş tarzı karşısında uğradıkları hezimeti nereye koymak gerekiyor. Dağlarda olan her gerilla Kürt halkının şahinleridir. Onlar hedeflerinin üzerine giderken mutlaka sonuç alıcı tarzda ilerler. Heftenîn’deki her gerilla Türk ordusunun üzerine bir şahin koparıcılığında gidiyor ve sonuç alıyor.

Operasyon başladığı günden beri Kürdistan coğrafyası ve halkın yerleşim yerleri durmadan bombalanıyor. Düşman kendi basınında gerillanın kaldığı araziler vuruldu diyor fakat güney Kürdistan köylerini durmadan bombalanıyor ve halk mağdur bırakılıyor. Buna karşı başta Güney Kürdistan halkı olmak üzere kendine insanım diyen herkesin kesinlikle yüksek bir duyarlılıkla yaklaşması gerekiyor. İşbirlikçi Kürtlerin AKP ve MHP yönetimiyle ortak gerçekleştirdikleri operasyonun arkasında kesinlikle yerel ve bölgesel çıkarlar vardır. Buna karşı demokratik sivil kurum ve kuruluşların hem AKP MHP faşizmini hem de Kürt bölgesel yönetimi karşısında büyük bir duyarlılıkla hareket etmeleri gerekiyor. Bu çıkarcı egemen politikaları her gün deşifre ve teşhir etmek gerekiyor.

Kürdistan coğrafyasına ve kendi halkının katliamına onay vermek hiçbir şeyle izah edilemez. Bu kirli politikaları, Heftenîn’de gerilla eylemleriyle, direnişiyle, iradesiyle, tarz ve temposuyla deşifre ediyor. Önemli olan böylesi bir işgal sürecinde herkesin topyekûn bir katılım sergileyerek faşizme geçit vermemesidir. Yakın zamanda Şeladizê’de yine güney Kürdistan’ın çeşitli yerlerindeki öz savunma refleksleri oldukça anlamlı ve yerinde olan reflekslerdi. Bu refleksleri mücadelenin her alanında çoğaltmak ve yaygınlaştırmak için kaybedecek zaman yok. Herkesin bulunduğu yer de ve alanda tüm gücüyle seferber olması gerekiyor. Zaman Heftenîn ruhuyla faşizmi yenme zamanıdır.