Hepsi birer komutan gibiydi

Dosya Haberleri —

12 Ocak 2022 Çarşamba - 08:30

Girê Sor direniş şehitleri

Girê Sor direniş şehitleri

  • Botan, Serhildan ve Zinarîn, direnişin komutanlarıydı. Girê Sor direniş tapınağını kale yapan, onların azmi, Apocu ruhu ve yoldaşlığıydı. Onlar komutandı, fakat orada bulunanların hepsi seçilmiş gerillalardı. Hepsi sürece bir savaş komutanı gibi katılmıştı.

80 gün süren Girê Sor direnişini, direnişte yer alan Mizgîn Dalaho, Armanc Sîmko ve Têkoşîn Devrim'in anlatımlarından derlediğimiz ikinci bölümde, gerillaların mücadeleye ve direnişe olan inançları ile birbirlerine olan bağlılıkları yer alıyor. Söz direnen gerillalarda.

"Düşman, Süleyman Tepesi’nde darbe yemişti. Ölü ve yaralıları vardı. Gerillaların sağlam bir şekilde oradan çıkmış olması düşman için başlı başına bir darbeydi. Bu yüzden Girê Spî’den Girê Sor’a gelene kadar da tereddütlüydü. Girê Sor’a gelmeleri neredeyse bir haftalarını aldı. Süleyman Tepesi’nde düşmanda mayın patlatılmıştı, o yüzden Girê Sor’a çok kontrollü ve ağır bir şekilde geldi.

Mevzide şiir okurdu

Süleyman’ın ardından karadan önce dördüncü tepeye kadar geldi. Zaten Girê Spî ile orası arasında çok uzun bir mesafe yoktu. Her katta sabotajcı ve suikastçılar vardı. O zaman gerilla sayısı 10’du. Bölge Komutanı Botan, katılımından şehadetine kadar hep Avaşîn’deydi ve alanın her yerini gezmişti. Avaşîn’de mütevaziliğin ve fedakarlığın kişide somutlaşmış ismiydi. Direniş sürecindeki en büyük şanslardan biri de Botan gibi bir komutanın olmasıydı. Tek bir teslimiyet olmadan bu direnişin böyle uzun soluklu devam etmesinde en büyük pay Botan’ındı.

Birlik Komutanı Serhildan, Basya bölgesinde Süleyman, Kartal ve Girê Sor alanlarında kalmıştı ve araziyi iyi tanıyordu. Çok öngörülü, duyarlı ve aynı zamanda moral kaynağıydı. Girê Sor’un tünelleri onun şarkıları ve şiirleriyle can buluyordu sanki. Çok güzel şiirler yazar ve okurdu.

Özgür ve Zinarin

Apocu ruhu ve yoldaşlığı

Kadın gerillaların Takım Komutanı Zinarîn, sadece kadınların değil, tüm gerillaların duruşuna ve komutanlığına saygı gösterdiği nitelikli genç bir komutandı. Girê Sor direnişinin açığa çıkmasında Zinarin’in örgütleyici, tüm zorluklara rağmen toparlayıcı tarzının, kadın duyarlılığının, özgürlük duruşunun, komutan kişiliğinin ve yoldaşlığının çok önemli payı oldu. Botan, Serhildan ve Zinarîn, direnişin komutanlarıydı. Bu direniş kalesini kale yapan onların azmi, Apocu ruhu ve yoldaşlığıydı. 

Onlar komutandı, fakat orada bulunanların hepsi seçilmiş gerillalardı. Hepsi sürece bir savaş komutanı gibi katılmıştı.

Düşmanın cesareti yoktu

Direniş sürüyordu. İlk gün deşifre olmayan kapılardan düşman takip ediliyordu. Düşman, Girê Spî’den sonra da hep karadan ilerliyordu. 21 Haziran’da Girê Sor’un ikinci tepesine kadar geldi. Düşman hareketliliği, gerillanın durduğu noktadan görünmediği için artık tam takip edilemiyordu. Hareketliliğini ilk fark eden Özgür’dü. İkinci tepede mevzi yapmaya başladılar ve daha sonra gerillanın esas konumlandığı zirvedeki tepeye yöneldi. Düşman yeni bir şey deniyordu, gerilla da bunu boşa çıkarmak için farklı ve yeni tedbirler geliştiriyordu. Savaş, yeni taktiklerini de yaratıyordu.

Her üç tepede de askerler vardı. Karadan gelmişlerdi ama sayıları gerçekten çok fazlaydı. O gece Skorsky helikopterleri dördüncü tepeye indirme yaptı. Gerillalar, genel kapıdan her zaman düşmanı doçkayla vuruyordu. O yüzden oradan gelmeye ve orada indirme yapmaya cesaret etmiyorlardı. Doçkadan kaynaklı yollarını uzatıp hatlarını değiştiriyorlardı.

Mizgin düşmanı gözetlerken...

Suikast eylemi yapıldı

Mizgîn, düşman ikinci tepenin üzerindeyken suikast eylemi önerisi yaptı. Mesafe yaklaşık 500 metre kadardı. Mizgîn, 22 Haziran ve 23 Haziran tarihlerinde burada iki defa suikast eylemi gerçekleştirdi. Onlar da direkt bombaatar ve ferdi silahlarla ateş açtı. Mizgîn, diğer gün yine aynı şekilde 6-7 askerin sığınak yapmaya çalıştığı esnada suikast eylemi yaptı. Askerler biraz daha yaklaşmıştı ve mesafe bu sefer 450 metre kadardı. Mizgîn kamuflaj elbisesi giyip silahını alıp dışarı çıktı ve iki mermi attı; 1 asker öldü, 1’i yaralandı.

Çatışma başladı

Düşman ordusu, 23 Haziran’da zirvedeki birinci tepenin üzerine geldi ve o sabah saldırdı. İkinci gün üst kattan, askerlerin sesinin çok yakından geldiği fark ediliyordu. Düşman artık şikeftin tam üstüne gelmişti. Mizgîn, zirve katında nöbetçiyken 1 askerin diğerlerine talimat verdiğini duyuyor ve 5 metre uzağında 3 asker görüyor. Mizgîn’in kafasını kaldırmasıyla beraber kapıda bulunan kalkandan ses çıkmasıyla askerler orada hareket olduğunu fark ediyor ve işgalci Türk askerleri ile ilk çatışma orada başlıyor...

İlk çatışma 40 dakika sürdü

Türk askerleri, direkt kapıya doğru tarama yaptı. Mizgîn de bir bomba atıp askerleri taradı ve haber vermeye geldi. O günkü ilk çatışma 40 dakikadan fazla sürdü. Gerillalar, o gün her üç kapıdan da durmadan düşmanı vurdu. Düşman sersemlemişti, mermilerin nereden geldiğini bile bilmiyordu. Düşman henüz ilk temasta Girê Sor’un kolay lokma olmadığını anlayınca o gece tekrar ikinci tepeye doğru geri çekildi. 

'Düşmanı Girê Sor’da kıracağız'

Gerilla çoğunlukla bomba kullanıyordu. İlk günlerde savaş çok yoğundu, çatışma sesi hiç kesilmiyordu. Düşman, ilk gün zirve kapısından bomba atıyordu, kapılar dik çıkartıldığı için bombalar aşağı kadar geliyordu. Mesela hava akımı yukardan aşağıya doğruydu ve çok kuvvetliydi. Patlama sonrası toz duman ya da kullanılan gazlar direkt aşağıya gidiyordu. İlk gün çatışmayla geçti.

Buradaki gerillaların iddiası büyüktü; 'Düşmanı mutlaka Girê Sor’da kıracağız' diyordu. Ne görev olursa olsun, sorumluluklarını tartışmasız yerine getiriyorlardı. Yapı ve yönetim ilişkisinden çok yoldaşlık ilişkileri hakimdi. Her gerilla görüş belirtmede, katılımda inisiyatifliydi. Hangisi uygunsa o uygulanıyordu.