Her şeye rağmen terk etmiyor

• Türk devlet güçlerince bir evi yakılan, 5 kez göç ettirilen, bir evi ise sular altında bırakılan Halime Yaman, tüm baskılara rağmen kaldığı köyünü terk etmiyor ve tek başına yaşamını sürdürüyor.

Devletin 1990’lı yıllarda köy boşaltma ve koruculuk dayatmalarına karşı binlerce kişi, göç yolarına düştü. Binlerce kişi Türkiye metropollerine, binlercesi ise bugün KDP ambargosu altında olan Güney Kürdistan'daki Mexmûr Mülteci Kampı’na göç etmek zorunda kaldı. Devletin 1990’lı yıllarda hedefi olan Şırnak’ta da binlerce kişi bu baskılardan nasibini aldı. Çatışmanın ardından boşaltılan, daha sonra ateşe verilen Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Kolig köyünde yaşayan Halime Yaman, 5 kez göç etmek zorunda kaldı, bir evi yakıldı, bir evi de “güvenlik” adı altında yapılan barajla sular altında bırakıldı.

68 yaşındaki Halime Yaman’ın oğlu Adil Yaman, devletin köyleri yakması ve en sevdiği atını katledilmesinin ardından “Hayvanları bile katleden bu devlet, bize neler yapmaz?” diyerek PKK’ye katıldı. Oğlunun PKK’ye katılmasının ardından Yaman, koruculuk dayatmasına karşı 9 çocuğuyla birlikte göç yoluna düştü. Yaman, ailesiyle birlikte Etrûş’tan Geliyê Qiyamet bölgesine kadar gitti. Gittiği her yerde baskılara uğrayan Yaman Ailesi, tekrar göç etmek zorunda kaldı. 5 kez göç eden Halime Yaman, eşiyle birlikte boşaltılan köylerine geri döndü, ancak çocukları koruculuk dayatmalarına karşı Antep’e yerleşti. 
 
Evi sular altında bırakıldı
 
Devletin 2009 “güvenlik” adı altında köyde yaptığı barajla evi anılarıyla birlikte sular altında kalan Halime Yaman, eşinin de üç yıl önce vefat etmesinin ardından tek başına yaşamaya başladı. Yaman, çocuklarının anılarını unutmamak adına her gün bir tarafı ayakta bir tarafı sular altında kalan evinin karşısında bir kayaya çıkarak, ağıtlar yakıyor. 
 
Emniyet'te Newroz'u kutladı
 
Devletin tüm baskılarına karşı köyünü terk etmeyen Yaman, birçok kez gözaltına alındı, hakkında çok sayıda soruşturma açıldı. Uludere’de 2018'deki Newroz'a katılırken üst aramasını reddettiği için gözaltına alınan Yaman, İlçe Emniyet Müdürlüğünde yanında bulunan kibritle hırkasını ateşe vererek Newroz ateşini yaktı. Yaman, şunları paylaştı: “Ben Newroz alanına girerken aramadan geçireceklerdi. Herkes de bu aramadan geçiyordu. Ben kabul etmedim. Kabul etmeyince beni gözaltına aldılar. Daha sonra Emniyet'e götürdüler. Sinirlendim ve yanımdaki kibritle hırkamı ateş verdim. Daha sonra her yeri ateş sardı. Birden Emniyet ablukaya alındı. Onlara, ‘Siz Newroz’u kutlamama izin vermediniz, ben de bu şekilde kutlarım’ dedim. Daha sonra beni bıraktılar ve Newroz alanına gidip Newroz’u kutladım.” 
 
Şehit oğlunu 
30 yıl sonra sordular

Newroz kutlamalarından sonra kendisine yönelik baskıların arttığını, defalarca gözaltına alındığını dile getiren Yaman, sürekli evine gelen askerlerin 1992'de Siirt’in Pervari ilçesinde çıkan çatışmada şehit düşen oğlu Adil Yaman’ı sorduklarını söyledi. Yıllar sonra şehadetini öğrendiği oğlunun cenazesini bekleyen Yaman, “Ben de onlara, ‘Siz nerede olduğunu biliyorsunuz’ dedim. Bana ‘yerini göster’ dediler. Ben de öfkelendim ve onlara, ‘Gelin Kêla Memê’ye gidelim’ dedim. Onlar da bu söylemime kızıp gittiler” diye konuştu.  
 
Her gün ağıt yakıyor
 
Geçen 30 yıla rağmen oğlunun hasretiyle yaşayan, bu anıların olduğu ve sular altında bırakılan evinin karşısında bulunan kayalıkta her gün ağıt yakan anne Yaman, “Ben her gün o kayanın üstüne gidip ağıt yakıyorum. Oğlumun anısı hep benimle. Ben hiçbir zaman unutmam. Nasıl unutabilirim? Ben o dertleri, yaraları nasıl unuturum. Benim her  çocuğum bir tarafa gitti. Şimdi bile onunla geçirdiğim anıları hatırlayınca kahroluyorum. Ben bu evde ölsem de 5 gün sonra öğrenecekler. Benim bütün ailem Mexmûr’da. Burada tek başıma kaldım. Ne ailem ne de çocuklarım var. Her gün gözyaşı döküyorum” dedi. 

Yaman, evi için “Mala min”, çocukları için ise “Şahino” stranıyla acılarını dile getiriyor.  MA/ŞIRNAK