Hint-Avrupa dillerinin sıfır noktasının peşinde
Doğan Barış ABBASOĞLU Haberleri —
- Hint-Avrupa dillerinin kökeni konusunda yapılan yeni genetik araştırmalar CLV adı verilen bir halkı işaret ediyor. Kafkasya ile Volga nehir havzası arasında ortaya çıkan bu halkın Hint-Avrupa dillerinin taşıyıcısı olduğu düşünülüyor.
Dilbilimciler ve genetikçilerin en çok peşinde koştuğu konuların başında Hint-Avrupa dillerinin çıkış noktasını belirlemek yer alıyor. Yeni bulgular bu dil grubunun sıfır noktasını M.Ö. 4000 yıllarında Kuzey Kafkasya ile Aşağı Volga ve Don nehir havzaları arasında yaşayan bir halk olarak gösteriyor.
Dünya nüfusunun yarısına yakını bir Hint Avrupa dili konuşuyor. Dünyanın en büyük dil ailesinin kökeni konusunda bugüne kadar net bulgular ortaya konabilmiş değildi. Ancak günümüzde genetik ve arkeoloji konusunda yaşanan gelişmeler yeni teorilerin temelini oluşturabilecek nitelikte.
Hindistan’dan Avrupa’ya kadar uzanan geniş bir coğrafya üzerinde konuşulan dillerin önemli oranda aynı dil ailesinden gelmesi, hatta şaşkınlık yaratacak kadar çok ortak kelimeyi kullanmaları Hint Avrupa dillerinin kökeninin bulunması yönündeki çalışmaları hem önemli hem de oldukça popüler hale getirdi.
Nature dergisinde yayınlanan iki ayrı çalışma, Hint-Avrupa dillerini konuşan en eski topluluğun M.Ö. 4000 yıllarında Kuzey Kafkasya ile Aşağı Volga ve Don nehir havzaları arasında yaşayan bir halk olduğunu gösteriyor.
Yamnaya halkı ve getirdiği sorular
Bu aslında yeni bir teori değil. Hint-Avrupa dillerinin göçebe bozkır çobanları tarafından yayıldığı teorisi uzun zamandır bilim dünyasında tartışılmaktaydı. 2015 yılında yapılan genetik araştırmalar, bugünkü Avrupalıların büyük bir kısmının, yaklaşık 5000 yıl önce yaşamış Yamnaya adı verilen bir topluluk ile genetik akrabalığa sahip olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Yamnaya halkı, Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda (günümüz Ukrayna bölgesi) ortaya çıktı ve M.Ö. 3000 civarında hızla Orta Avrupa’dan Çin sınırlarına kadar geniş bir alana yayıldı. Ancak, Yamnaya halkının, Hint-Avrupa dillerinin asıl taşıyıcısı olup olmadığı sorusu tam olarak açıklığa kavuşmamıştı. Çünkü özellikle Hitit ve Luvi uygarlıklarından kalan insan kalıntları üzerinde yapılan genetik analizler, Yamnaya halkı ile bir bağlantı göstermiyordu. Ancak bu uygarlıkların dilleri Hint Avrupa kökenliydi. Bu nedenle Yamnaya halkının direkt olarak dili taşıdığı konusunda net bir şey söylenemiyordu.
Yamnaya’dan önce ne oldu?
Bilim insanları o dönem Hint-Avrupa dillerinin genetik bir göç olmadan sadece kültürel ve dilsel temas yoluyla yayılmış olabileceğini ya da Yamnaya halkından önce yaşamış, hem Yamnaya’nın hem de Hint-Avrupa dillerinin kaynağı olan farklı bir grup bulunuyor olabileceğini düşündü.
Nature’da yayımlanan yeni araştırmalar, Yamnaya’nın atası olabilecek topluluğu belirlemeyi başardı. Araştırmalarda, M.Ö. 8400 ile 4000 yılları arasında Rusya ve Tuna Vadisi arasında yaşamış 400’den fazla kişinin genomu yeniden inşa edildi.
Bu analizler sonucunda, Kafkasya-Aşağı Volga bölgesinde yaşayan ve CLV (Caucasus-Lower Volga) olarak adlandırılan genetik bir topluluk tespit edildi. Bu halkın, Yamnaya’nın genetik atalarının yaklaşık %80’ini oluşturduğu tespit eden uzmanlar ayrıca, Anadolu’daki eski DNA örneklerinde de CLV halkına ait genetik izler gördü.
Mevcut bulgular bu halkın Hint-Avrupa dillerinin yayılmasında kilit bir rol oynadığını gösteriyor.
Batı ve Güneye göç hareketi
Araştırmaya katılan Harvard Üniversitesi’nden Dr. Iosif Lazaridis, “Yamnaya’nın Hint-Avrupa dillerinin yayılmasında önemli olduğunu biliyoruz, ancak Yamnaya’dan önce kim vardı sorusunu da cevaplamak zorundayız” açıklamasında bulundu. Lazaridis’e göre yeni bulgular, Hint-Avrupa dillerinin kökeninin Yamnaya’dan daha eski bir halk olan CLV kültürüne dayandığını öne sürüyor.
Araştırmalar, CLV halkının M.Ö. 4500-4000 yılları arasında iki büyük göç hareketi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bunlardan biri Batıya diğeri Güneye doğru.
Batıya göç eden CLV halkının üyeleri, bugünkü Ukrayna bölgesine giderek burada yaşayan avcı-toplayıcı topluluklarla karıştı. Bu karışım, Serednii Stih kültürünü oluşturdu ve bu kültür daha sonra Yamnaya halkının doğrudan atası oldu.
Güneye göç eden CLV halkının bir kısmı Mezopotamya üzerinden Anadolu’ya geçti. Bu göç dalgasının, Mezopotamya ve Anadolu’da Proto-Hint-Avrupa dillerinin yayılmasına neden olmuş olabileceği belirtiliyor.
Bu yeni keşif, Yamnaya ve Mezopotamya ile Anadolu’daki eski topluluklar arasındaki bağlantıyı sağlayan halkın CLV olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmacılara göre Yamnaya ve Anadolu halkları genetik olarak doğrudan bağlantılı değil gibi görünse de, CLV halkının her iki gruba da genetik ve kültürel miras aktarmış olabileceği düşünülüyor.
CLV halkı hakkındaki sorular
Araştırmalara göre CLV halkı, göçebe değil yarı yerleşik bir topluluktu. Bu halk daha çok nehir vadilerinde yaşamış, avcılık, toplayıcılık ve hayvancılık yapmıştı. Bulgular bu halkın ilk büyük ticaret yollarını oluşturdukları yönünde. CLV halkının Balkanlar’dan gelen bakırı Volga bölgesine kadar taşıdıklarını biliyoruz.
CLV halkı ayrıca kendi mezar geleneklerini oluşturmuştu. M.Ö. 4500 civarında kurgan adı verilen mezar höyükleri inşa etmeye başlayan bu halkın oluşturduğu gelenek daha sonra Yamnaya kültürü tarafından da benimsendi.
CLV halkının daha sonra Yamnaya kültürüne dönüşmesi sürecinde atların evcilleştirilmesi, tekerleğin bulunması gibi gelişmeler, Hint Avrupa dillerinin hızlı göçler yoluyla yayıldığını düşündürüyor. Harvard Üniversitesi’nden Prof. David Reich, “Bu halkın diğer kültürlerle etkileşimi, Hint-Avrupa dillerinin yayılmasını kolaylaştırmış olabilir” diyor.
Ancak, araştırmacılar kesin sonuca ulaşmanın zor olduğunu da belirtiyor. Dr. Lazaridis, “Bu araştırma, Hint-Avrupa dillerinin kökenine dair en güçlü ipuçlarından birini sunuyor. Ancak bu bir soğan gibi, her katman soyuldukça altta yeni sorular ortaya çıkıyor” diyor.
* * *
CLV halkının kökenleri
CLV halkının kökenleri de tartışma konusu. Bu kültürünün yerel ya da tek bir bölgeden gelen göç sonucu ortaya çıktığına çok ihtimal verilmiyor. Bilim insanlarının yaptığı genetik araştırmalar buradaki toplumun Mezopotamya’dan gelen Neolitik çiftçiler, Avrasya bozkırlarının avcı-toplayıcıları ve Sibirya’dan gelen toplulukların karışımı sonucunda ortaya çıktığını gösteriyor.
CLV halkına ait olduğu düşünülen en önemli arkeolojik site Rusya’nın güneyindeki Remontnoye köyü yakınlarındaki mezar alanı. Bu alanda yapılan kazılarda M.Ö. 4000-3500 yıllarına tarihlenen bir kadın mezarı bulunmuştur. Bu mezarda bulunan metal bir şakak halkası CLV halkının metalleri ustalık derecesinde işleyebildiğini gösteriyor.
Rusya’nın Samara şehri yakınındaki Kurgan mezarları da CLV halkına ait önemli bir arkeolojik site. M.Ö. 3000 yılına tarihlenen bir erkek mezarında bulunan bakır asa en önemli keşiflerden biridir. Bu alanda birçok başka mezar da keşfedilmiş ve burada çok sayıda bireye ait genetik metaryal elde edilmişti.
Kazılarda ortaya çıkarılan seramikler, CLV halkının gelişmiş bir seramik geleneğine sahip olduğunu gösteriyor. Eşya süslemeleri ve metal işlemeleri konusunda da CLV halkı oldukça gelişmiş durumdaydı.
Bu topluluğun hem tarım-hayvancılık hem de avcılıkla beslenen karma bir ekonomik yapıda olduğu da arkeolojik bulgular tarafından ortaya konuluyor.